Ankara'da akıllı biri var mı demiştim, varmış

Varmış...

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın...

Dün Türkiye’nin Suriye operasyonunu açıklarken aynen şunları söyledi:

“Bu operasyonu sanki Kürtlerin haklarına yönelik bir operasyonmuş gibi sunmaları tamamen ahlakdışıdır.”
“Bunu Suriye Kürtlerine karşı yapılan bir hareket gibi, Kürtlerin kazanımlarını engellemeye yönelik bir operasyon gibi yansıtma girişimlerini şiddetle kınıyoruz.”
“Türkiye’nin Suriye Kürtleri ile bir sorunu yoktur. Türkiye’deki Kürtlerle, Irak’taki Kürtlerle, İran’daki Kürtlerle, dolayısıyla bölgedeki ve dünyadaki hiçbir Kürt vatandaşımızla ya da bölge insanı ile bir sorunu yoktur.”
“Bizim bir PKK sorunumuz vardır, bizim terör örgütleri sorunumuz vardır.”

Evet... Akıllı politika budur.

Görüşüm şudur ki...

Türkiye bu akıllı üslupla devam ederse...

Suriye’ye nasıl sorunsuz girmişse...

Yine sorunsuz çıkabilir.
 
Yani bugün için diyeceğim ki...

Tebrikler İbrahim Kalın...


15 TEMMUZ 2017'Yİ DAHA GÜZEL KUTLAYACAĞIZ
DÜN Hürriyet’te Selahattin Sönmez’in Anıtkabir’de çektiği 30 Ağustos töreni fotoğrafını gördünüz mü...

Sadece anlatacağım.

Orta tarafta siviller.

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan...

Bir adım arkasında Başbakan Yıldırım...

Arada boş bir koridor...

Koridorun öteki tarafında ise Türk ordusunun rütbeli subayları...

Aradaki koridorda eli silahlı özel kuvvet polislerini görüyoruz...

Cumhurbaşkanı’nı düşündüm.

Meşum bir gece bütün ailesi ile birlikte yok edilmek istenmiş.

Onun korkusunu da şüphesini de anlıyorum. Ordunun içinde hâlâ temizlenmemiş unsurlar var.

Tabii ki çok iyi korunacak Cumhurbaşkanımız.

İçimizi burkacak bir şey var...

Ama yadırganacak bir şey yok.

Sonunda kendimi, bütün vatandaşları düşünüyorum.

Ve kendi kendime homurdanıyorum.

Bu darbeyi yapmaya kalkan aşağılık adamlar, ülkemize sandığımızdan çok daha büyük zarar verdiler.

Ama inanıyorum ki, 15 Temmuz 2017 günü, yani alçak darbenin birinci yıldönümünü çok daha huzurlu, çok daha güvenli, çok daha tek millet olarak kutlayacağız.

Yani endişeler bitmiş, şüpheler kalkmış...

Yeniden bir millet haline gelmiş olarak.


ÜZERİMDE AY-YILDIZLI DRONLAR UÇUYOR
TAM tepemde küçük bir dron uçuyor.

Kapalı bir salonda olduğumuz için sesi daha da güçlü geliyor.

Altında bir Türk bayrağı asılı... Bayrak küçük dalgalanmalarla salonu dolaşıyor.

Burası İzmir Fuarı’nın “innovation” (teknolojik yenilik) salonu...

Etrafta cıvıl cıvıl bir kalabalık var.




Bir tarafta İtalya’nın dünyada yarattığı en yeni ve başarılı markalardan biri olan “Eataly” standını görüyorum.

Başında büyük bir kalabalık makarna yapılmasını seyrediyor.

Ama bana en heyecan veren yer, genç insanların buluşlarını ve yaptıklarını sergiledikleri bölüm.

Sol tarafta “3D” baskıyla üretim yapan gençler.

Tam dipte ise “robotçular” var...

Üzerinde “Soma” yazan tişörtleriyle tam bir ekip oluşturmuşlar. Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin Soma’daki bölümünde okuyorlar.

Biri, merdiven tırmanan bir robot yapmış.

Diğeri yatıp kalkan, “push-up” yapan bir robot üretmiş. Depremde çalışan robotlar tasarlamışlar.

Robotların hepsinin üzerinde Türk bayrakları var. İçim açılıyor.

Ankara’daki kasvetli, korku ve şüphe dolu töreni unutuyorum.

Gerçek ‘Yeni Türkiye’nin kalbi 30 Ağustos günü burada bu salonda atıyor.

Biliyor musunuz...

Epeydir ilk defa kendimi bu kadar mutlu ve heyecanlı hissettim.

Çok teşekkürler Başkan Aziz Kocaoğlu...


İZMİR BAŞÖRTÜSÜ İLE BARIŞIYOR VE GERÇEK 'YENİ TÜRKİYE' DOĞUYOR
İZMİR Fuarı benim için çocukluğumun hayal bahçesiydi.

Manolya ağacını ilk defa orada gördüm.
Maymunları, filleri ilk defa orada gördüm.
Medrano sirkini, Apollo sirkini ilk defa orada gördüm.




Önceki gün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’yla fuarı gezdik.

Yıllardan beri fuar ilk defa bu kadar cıvıl cıvıldı.

İnsanlar gülüyordu.

Başı açık kızlarla kapalı kızlar son derece doğal eğleniyordu.

Anladım ki İzmir artık başörtüsü ile barışmış.

Hem de bütün Türkiye’ye örnek olacak şekilde barışmış.

Başörtülü de İzmirlileşmiş, başı açık kız da...

Kimse kimseye şüpheyle, küçümsemeyle bakmıyordu.

Sevgi ve neşe vardı fuarda.

Abartıyor diyebilirsiniz...

Ama İzmir Fuarı’nda geçirdiğim akşam bana ülkemle ilgili yeniden çok büyük umutlar verdi...

Çok büyük umutlar hem de...


AZİZ KOCAOĞLU CUMHURBAŞKANI'NDAN RANDEVU İSTER Mİ
AZİZ Kocaoğlu’na sordum.

“Başbakan Binali Yıldırım’la hiç görüştünüz mü?”

Görüşüyoruz diyor. İlişkileri çok iyiymiş.

Bakıyorum ondan hep iyi söz ediyor.

Peki Cumhurbaşkanı ile görüşür mü?

“Son seçimden önce arayıp randevu istedim ama vermedi” diyor. Bu defa vereceğini tahmin ediyorum.

Kocaoğlu Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinin büyükşehir belediye başkanı.

Belki de bu buluşma Cumhurbaşkanı’nın Urla’daki evine gelmesi için de bir vesile olur...