TL’de değer kaybının sonuçlarını konuşma zamanı

DOLAR kuru her gün yeni rekorlar kırarken iktidardaki politikacıların hızlı kur artışı karşısındaki kayıtsız demeçleri de devam ediyor. Şu anda piyasaların bu demeçleri dikkate almadığı kesin ama bu demeçlerin gerekli adımların atılacağı konusunda yönetime olan güvensizliği körüklediği de bir gerçek.

Haberin Devamı


Bakanlar sürekli olarak mevcut kur artışının geçici olduğunu, belli bir noktaya geldiğinde kurun duracağını ve geri döneceğini belirtiyorlar. Bununla birlikte halkın yüksek kur hedeflerine itibar etmemesini istiyorlar, mali disiplinin ve bankacılık kesiminin güçlü olduğunu tekrarlıyorlar.

 

Buna karşılık dün en çarpıcı açıklama Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Bülent Gedikli’den geldi. Gedikli, Merkez Bankası’nın faiz indirimi için hala yeri bulunduğunu, Merkez’in faiz indirimlerinin kuru etkilemediğini söylemiş. Bu da yetmemiş; FED’in faiz artışı için bir dayanak bulunmadığını da ifade etmiş.

 

Gedikli dün bu açıklamayı yaparken, piyasada FED’in aralıkta faiz artışı beklentisi yüzde 94’e çıkmıştı...

 

Haberin Devamı

İktidardaki politikacıların demeçlerinin eksine, piyasalarda ise ciddi bir panik havası gözüküyor. Çünkü FED’in aralıkta faiz artıracağı beklentisi ilk kez yüzde 100’e yaklaşırken, asıl sıkıntı Trump politikaları sonucu 2017 yılında çok sayıda faiz artışı beklentisinin oluşmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışının hızlanması bekleniyor.

 

Tüm gelişmekte olan ülkelerden çıkış beklenirken, Türkiye’den çıkışın daha çok olması bekleniyor. Bu sadece iç piyasada değil uluslararası piyasadaki beklentiyi de yansıtıyor. Bu nedenle de kurlardaki artışın devam edeceği beklentisi hakim.

 

İşte bu beklenti ister istemez yeniden dolarizasyon yaratıyor. Vatandaş sürekli artış beklentisi ile elindeki dövizleri artık bozdurmazken, döviz borcu olan reel sektör başta olmak döviz talebi artıyor. Bankacılar artış beklentisinin devam ettiğini, dün itibariyle 3.30’un taban haline geldiğini söylemeye başladılar. Yukarı yönlü konulan sınırlar, kur rekor kırdıkça, sürekli yükseliyor.

 

Haberin Devamı

Peki, kurların bu kadar hızlı ve yüksek oranlı artması ne gibi sonuçlar doğuracak derseniz; iktidardaki politikacıların söylediğinin aksine, hayatın her alanına olumsuz yansıyacağı kesin.

AB, BANKACILIK SİSTEMİ VE MALİ DİSİPLİN

 

Her şeyden önce sadece kurlardan gelen fiyat artışı bir-iki ay gecikmeyle enflasyona yansımaya başlayacak. Bununla birlikte maliyeti artan reel sektör bunu fiyatlara yansıtmaya başlayacak, enflasyon daha da yükselecek. Dünya petrol fiyatları aynı kalsa da kur nedeniyle akaryakıt, doğalgaz fiyatları artacak. Döviz borcu olanlar çok, iç talebin da doğal olarak düşeceği ortamda işletmelerin kapanmaya başlayacağı açık. Zaten tahsili gecikmiş alacak kalemi büyüyen bankacılık kesiminin batıklarının daha da artacağı da ortada.

 

Haberin Devamı

Hükümetin zorla mevduat ve kredi faizini indirmeye çalıştığı ortamda, batıkları artan bankacılık kesimi demek, artık “Türkiye’nin sağlam bankacılık sistemi” argümanının büyük ölçüde erozyona uğraması anlamına geliyor. Güçlü bankacılık kesimi gibi ikinci güçlü argüman ise “mali disiplinin korunması” idi. Kurlardaki hızlı artış, varlık değerlerinin düşüşü, işletmelerin sıkıntıya girmesi, tüketimin azalması demek, daha az vergi geliri, vergi dışı gelirlerin de azalması anlamına geliyor. Yani bu trend böyle sürdüğü müddetçe mali istikrar da tehdit altında. Bunun yanında ekonomiyi ayakta tutan “AB çıpası”nın geldiği nokta da ortada. Başkanlık sistemi ile demokrasi tartışmaları ayyuka çıkarken, AB ile ilişkilerin de koparılmasının anlamını bence artık vatandaş da düşünmeli.

 

Yazarın Tüm Yazıları