Mali kural piyasaları rahatlatabilir

YERLİ ve yabancı fon yatırımcıları yine Ankara’ya ziyaretlerini yoğunlaştırdılar.

Haberin Devamı

Bakanlar ve bürokratlar ile konuşarak yeni dönemde nasıl bir ekonomi politikası izleneceğini, siyasi gelişmelerin ve jeostratejik risklerin nasıl gelişebileceğini sorguluyorlar. Piyasaların “fıtratında” vardır; daha çok kısa dönemi kestirmeye çalışıyorlar ama 2015 Haziran’ında yapılacak genel seçimlerden nasıl bir tablo çıkacağını da merak ediyorlar.
Piyasa uzmanlarının sorularından çıkardığımız kadarıyla siyasetin ve bölgedeki çatışmaların önümüzdeki dönemde ekonomiyi daha fazla etkileme ihtimali üzerinde duruyorlar ve bundan kaygı duyuyorlar.
Bunun yanında, faiz baskısının sürmesi gibi, ekonomide bir hata yapılıp yapılmayacağını da merak ediyorlar. Bir başka deyişle Babacan ve ekibinin ekonomide söz sahibi olmaya devam edip etmeyeceğini, dolayısıyla ekonominin gerektirdiği kararların alınıp alınamayacağını sorguluyorlar.
Bu kapsamda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın bir süredir sözünü ettiği yapısal reformlara büyük önem verdiklerine de şahit olduk. Yani mevcut dış kaynağa bağımlı ekonomik yapının değiştirilip değiştirilemeyeceğini, kabaca inşaat ve rant üzerine kurulu sistemden sanayi üretiminin hakim olacağı sisteme gidecek bir yapısal sürecin başarılıp başarılamayacağını görmeye çalışıyorlar.
Yabancı ve yerli foncular açısından ekonomik büyüme önemli bir unsur. Küresel ekonominin durgunluğu aşamadığı bir süreçte, Türkiye’nin yakaladığı görece yüksek büyüme oranlarının devam edip etmeyeceği fon yatırımcıların yakından ilgilendiriyor. Çünkü buna göre Türkiye piyasalarındaki hisse senedi ve tahvilleri pazarlama imkanlarını görmeye çalışıyorlar. Yapısal reformlara da dış kaynağa bağımlılığı azaltıp, daha yüksek ve sürdürülebilir büyüme oranlarını yakalama imkanı açısından önem veriliyor.
Özetle; yerli ve yabancı fon yatırımcıların gözü yapısal değişim programlarına çevrilmiş. Fon yatırımcılarıyla olan görüşmelerimizde gündeme gelmedi ama bence tam da “mali kural”ın yeniden gündeme getirilmesi gereken bir dönem. Babacan’ın 4-5 yıl önce gündeme getirip uygulamaya sokamadığı “mali kural” şimdi uygulamaya konabilirse, mali disiplinin süreceği konusundaki endişeler tümüyle giderilmiş olur. Bunun yanında küresel likiditedeki daralma sürecine önlem olarak harcamalar otomatik olarak kısılacağı için, önemli bir çıpa haline gelebilir. Yerli ve yabancı yatırımcılar bu takdirde, küresel likidite azalması ve siyasi risklerle zor durumda kalabilecek Türkiye’ye çok daha
güvenle bakar.

IMF DE BÜYÜMEYİ SORGULUYOR

Bu arada Türkiye’de geçen haftalarda, 4. madde konsültasyonu kapsamında, görüşmelerde bulunan IMF heyetinin de, “yeni büyüme normali nedir?” sorusu üzerinde durduğunu öğrendik. IMF, sürdürülebilir büyüme oranının düştüğünü, yeniden daha yüksek sürdürülebilir büyüme için neler yapılabileceğini sorgulamış.
Belki de Babacan da, IMF’le yapılan görüşmeler ve uyarılar nedeniyle son dönemde yeniden yapısal tedbirleri gündeme soktu, kim bilir?
Nedeni ne olursa olsun Babacan’ın “bir kısmını şimdi, bir kısmını seçimden sonra yapabiliriz” diye lanse ettiği, öncelikli dönüşüm programları adı altındaki yapısal tedbirlerin önemi, ekonominin geleceği açışından giderek büyüyor.
Mali kural ile desteklenirse, bu tedbir paketin inanılırlığı, bence daha da artacaktır.
Umarız AKP’nin, Tayyip Erdoğan’ın başını çektiği, geleneksel “ille de büyük altyapı yatırımları, ille de inşaat sektörü” diyen kanadı, yeni açılımlara izin verir.

Yazarın Tüm Yazıları