İşsizlik çift hanede takılı kalabilir

İŞSİZLİK oranları beklentilerin üzerine çıkarak, dün açıklanan ağustos ayı verilerine göre, yüzde 10.1’e ulaştı.

Haberin Devamı

Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı ise yüzde 10.4 ile aynı kaldı. 

Piyasa beklentisi yüzde 9.9 idi ama işsizlik oranları beklentilerin üzerinde arttı. Ancak bundan daha önemlisi; bundan sonra da işsizlik oranlarının geldiği çift hanede takılı kalma beklentisi. Yüzde 9.9 ya da yüzde 10.1 olması aslında fazla değişmiyor, bundan sonra da işsizlik oranlarının bu seviyede devam edeceği beklentisi önümüzdeki dönem planları için çok daha önemli.
Bunun en önemli nedeni büyüme oranlarındaki düşük seyir. Bilindiği gibi uluslararası kuruluşlar Hükümetin 2016 yılı için belirlediği yüzde 4 büyüme hedefine rağmen, Türkiye’ye ilişkin gelecek yılın büyüme tahminlerini, daha yıl başlamadan, düşürmeye başladılar.
Şimdiden 2016 yılı büyüme tahminleri yüzde 3.4’e indirildi.
2016 yılı büyüme tahminlerinin düşürülmesinde, bu yıla ilişkin olarak yüzde 3’lük büyüme oranlarına rahatlıkla ulaşılması beklenirken, son üretim verilerinin bu rakamın altında çıkmasının etkisi büyük. İleriye dönük olarak ise hem dünyada hem Türkiye’de, ciddi bir artış beklenmiyor. Büyük ihtimalle 2015 yılı büyümesi ile farklı olmayacak bir seyrin hakim olması beklentisi var. Bu arada küresel bazdaki bu beklentiye karşılık ABD gibi gelişmiş ülkelerde büyüme oranlarının yükselmesinin beklendiği gözönünde tutulursa, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için genel olarak 2016’nın daha kötü olabileceği beklentisi de kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Gelişmekte olan ülkeler arasında ise olumlu ayrışacak ülkeler arasında Türkiye’nin adı pek sayılmıyor. O nedenle uluslararası kuruluşların yüzde 3.4’e düşürdüğü 2016 yılı büyüme rakamlarının, yıl başladıktan sonra daha da aşağı düşürülmesi pek sürpriz olmayacak.

 

Haberin Devamı

YENİ HİKÂYE YARATILACAK MI?

 

Büyüme oranlarındaki durgunluğu, dolayısıyla işsizlik rakamlarının çift hanede takılı kalmasını engelleyecek hemen hemen tek unsur, yeni kurulacak hükümetin başarılı performansı olabilir. Böyle bir başarının gerçekleşip gerçekleşemeyeceğini anlamak için ise, bu hafta başlayacak yeni hükümetin kurulma çalışmalarını izlemek gerekecek. Kabinede yeralacak bakanlar ve ekonomi yönetiminde kimin bulunacağı önemli ipuçları verecek gibi gözüküyor.
Başbakan Davutoğlu’nun kurulacak hükümetin “Reform Hükümeti” olacağını belirtmesine rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomide reform yerine mevcut statünün korunmasını istemesinden çekiniliyor. Ekonomide reform yapabilecek kişilerin, uluslararası arenada bu konuda güven verebilecek isimlerin Kabine’de bulunması, bu açıdan iyi bir başlangıç olabilir.
AKP’nin seçim öncesi vaatlerin yerine getirilmesi de, ileriye dönük reform çabalarını etkileyebilir. Altyapı yatırımlarına, konut ve inşaat sektörüne mevcut kıt kaynakların büyük ölçüde tahsisi devam edecekse, bunun üzerine vaatlerin getireceği ek yükler bindiğinde geriye kullanabilecek pek fazla kaynak kalmayacak. Dolayısıyla başlatılması planlanan reformlar için kaynak pek bulunamaz noktaya gelebilir.
Özetle; Türkiye’nin düşük büyüme, yüksek işsizlik oranlarını aşabilmesi için, kısa süre içerisinde uluslararası piyasalarda kabul görebilecek, bir yeni büyüme hikayesi yazması, bunun için reformcu bir görünüm vermesi gerekiyor. Reformcu algı yaratılamazsa, büyüme oranları ve işsizlik oranlarındaki tıkanmanın aşılması bir hayli güç görünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları