Gidişatı öven tüccar sıkışınca çifte kur istedi

DÜN İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar’ın kurlarla ilgili talebi üzerine, ekonomik gidişat için iyice karamsarlaştım.

Haberin Devamı

Bırakın Hükümetin ekonomiyi kötü yönetmesini, yıllardır yaşadıklarımızdan özel sektörün hiç ders çıkaramadığını görmek, işin en kötü yanı.
İTO Başkanı İbrahim Çağlar devletin kısa vadeli dış borcu olan işadamına 2.70’den döviz satmasını istemiş. Yani diyor ki; devlet 3’ün üzerinde döviz satın alsın ama bize 2.7’den satsın. Buna gerekçe olarak da, “35 milyar dolarlık borçlanmayı yaparken kur bu düzeyde değildi” diyor...


Bu öneriler yeni değil; özel sektör eskiden kriz dönemlerinde çifte kur isteyegelmiş ama piyasa ekonomisine tümüyle ters olduğu için yapılamamıştır. Yapılmaması da lazım çünkü bu aradaki fark Hazine’ye, yani halkın sırtına binecek. Yani tüccarın bilerek aldığı risklerin faturasını halk ödemiş olacak. Bunu yapabilecek bir siyasi iktidar halktan nasıl oy isteyecek?
İkinci nokta bu talebin hep kriz sırasında ortaya çıkmasıdır. Bence özel sektör kurların daha da yukarı gideceğine, artık hiç düşmeyeceğine iyice inanmış ki, onun için bu öneride bulunuyor. Özel sektörün bu ruh haline girmiş olması bile, tek başına, ileriye dönük karamsarlığı artıran önemli bir unsur.

Haberin Devamı


Talebin en dikkat çekici yönlerinden biri de İTO Başkanı İbrahim Çağlar’dan gelmiş olması. Çağlar, TİM ve MÜSİAD başkanları ile birlikte Hükümetin ekonomi politikalarına en çok övgü yapan kişilerin başındaydı. Göreve geldiğinden bu yana, özellikle son aylarda yaşanan sıkıntılar, siyasi-ekonomik tüm gelişmelerde Hükümete, özellikle de Cumhurbaşkanına hep destek verdi. Her konuda iktidara destek açıklamaları yapan bir izlenim verdi.
Demem o ki; örneğin TÜSİAD gibi gidişattan tedirgin değildi, önceden hiç uyarı yapmadı ama sıkışınca kriz dönemi eski talepleri ilk dile getiren kendisi oldu. Halbuki böyle bir talebi yapacak son kişilerden biri olması gerekmiyor muydu?
Şahsen Çağlar’ın talebinin İTO’nun genelinde kabul gördüğünü sanmıyorum, çünkü çağdaş ekonomiyi bilen ve özümsemiş işadamı sayısının bu bünyede çok olduğunu biliyorum. Yok, gerçekten bu İTO’nun genelinin bir talebi ise zaten artık çağdaş piyasa ekonomisi gibi şeylerden vazgeçsek iyi olacak...

Haberin Devamı


Çağlar’ın talebi sadece kendilerine ucuz döviz satılmasından ibaret de değil. Bununla birlikte Halk Bankası’ndan esnafa verilen yüzde 50 faiz indirimli kredi imkanının tüm şahıs firmalarına da tanınması gerektiğini söylemiş. Acaba, bankaların durumunu, kamu bankalarının halini, tüm sermaye yeterlilik rasyolarının hızla aşağı inip, belirlenen yüzde 12 sınırına dayandığını işadamları bilmiyor mu? Bu talebin tüm sistemde yaratacağı sıkıntıyı görmüyorlar mı?
Dile getirilen talepler bırakın 2000 öncesini, 1980 öncesi kontrollü ekonomi döneminin talepleri. Bu taleplerin tartışılması bile, tek başına kurların hızlanmasının bir nedeni olabilir. Yeniden kurallı ekonomiyi oluşturup kalıcı yabancı sermaye çekelim derken ortaya atılan bu talepler, 1980 öncesi devletçi ve kapalı bir ekonomiye dönelim demekle eş anlamlı.
Riskini bile bile döviz borçlanacaksın, bunun karını yiyeceksin, borcun kendi tercihin nedeniyle arttığı zaman bu farkı halk ödesin diyeceksin. Hem de seni bu çıkmaza sürükleyen politikaları övüp, bunu yapacaksın. Bunun adı ne olabilir ki?

Yazarın Tüm Yazıları