Faiz için zirve yapmak hayra alamet değil

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu’nun faiz politikaları, büyüme ve enflasyonla mücadele konusunda bir dizi zirve toplantısı yapacağını öğreniyoruz.

Haberin Devamı

Bu toplantıya ilgili bakanlar ve kurumların yöneticileri katılacakmış. Dün bu sayfalarda Nuray Babacan’ın konuyla ilgili haberini okuduk. Bakanlar Kurulu Toplantısında Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın sunumu sonrası bakanlar arasında faiz tartışması çıkmış, bunun üzerine zirve toplantıları yapılacağı duyurulmuş.
Şu kadarını söyleyeyim ki; hem bu zirve hem de haberde yer alan Dış Ticaretten sorumlu Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin sözleri, pek hayra alamet değil. Çünkü, faiz zirvelerinin hep kötü sonuçlar doğurduğunu gördük, yaşadık...
Başbakanın neden bir dizi zirve toplantısına gerek duyduğunu anlayamadım. Bunun birinci nedeni Başbakanın ekonomi özellikle faiz konusunda kafası karışık olabilir ve netleştirmek için bunu yapıyordur. O zaman işimiz zor; çünkü kafasının karışık olması faize Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Zeybekçi gibi yaklaşma ihtimalinin olduğunu gösterir ki; böyle bir ihtimal bile bizi zora sokar. Eğer Babacan ve Başçı gibi kendini ispatlamış yetkililerin görüşlerine yakın değilse, ya da Cumhurbaşkanı bu yönde telkinde bulunmuş ve bunu uyguluyorsa, bu ihtimalde de ciddi risk var demektir.
Başbakan ekonomi okuduğunu söylüyor; o nedenle faizde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Zeybekçi gibi düşünme ihtimali çok zor. İşte bu noktada ikinci ihtimal ortaya çıkıyor; o da bazı bakanların gazını almak için olabilir. İnanmasa da sadece Cumhurbaşkanından gelen talebi yerine getirmek için bunu yapıyorsa, o zaman uygulanan politikalar değişmeyecek demektir.
Bu ihtimalin gerçek olması da sıkıntılı; çünkü piyasalar bu aşamada yapılan faiz zirvelerine “politika değişikliği olur mu?” diye bakacaktır. Zaten tedirginliğin büyüdüğü, önümüzdeki yıla ilişkin küresel finans hareketlerinin de etkisiyle risk algısının çok arttığı bir döneme giriyoruz. Tüm ratingcilerin uyarılarını artırdığı bu dönemde, mevcut faiz politikalarını tartışmaya açmak, kendini ayağından vurmak anlamına gelir. İşin sonunda da ratingcilere kızıp dururuz..

SEZER DAHA ERKEN ONAYLIYORDU

Bakan Zeybekçi’nin aktardığı biçimde Merkez Bankası Başkanı Başçı bakanlar tarafından hırpalanmışsa; bu da büyük bir sorun demektir. Merkez Bankası’nın görevi Hükümetle saptadığı enflasyon oranını tutturmaktır. Yani enflasyon hedefi tutmadığı için hesap vermesi lazımken, faizi indirmedin diye suçlanamaz. O zaman hükümet enflasyon hedefini değiştirsin, faizi istediği gibi düşürür...
Bürokrasi zaten tedirgin, yılgın iken bürokratları bakanlara hırpalattırmak ise ayrı bir hatadır. Başbakan istediği atamaları bir türlü yaptıramadığı için zaten Kabine içinde ve bürokraside güç tartışmasına hedef olduğunun farkında olmalı.
Cumhurbaşkanlığı’na sunulup bir türlü onaylanmayan atama kararnameleri için “Cumhurbaşkanı Sezer bile atama kararnamelerini daha çabuk onaylıyordu” spekülasyonu yapılıyor. En kritik ekonomik kurumlar olan Hazine ve Kalkınma Bakanlığı’nda kritik görevler, kararnameler imzalanmadığı için hala boş. Hazine Müsteşarlığı görevi 3 aydır boş, Kalkınma Müsteşarı yok, BDDK başkanlığı da vekaletle yürütülüyor. Babacan ve Davutoğlu’nun imzaladığı atama kararnameleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takılmış durumda...
Başbakan Davutoğlu, faiz tartışmalarını, atama kararnamelerini aynı zamanda bir yetki ve irade sorunu olarak ele almazsa, siyasi sonuçlarına da ister istemez katlanacak gibi gözüküyor.

Yazarın Tüm Yazıları