Dışarısı iyi ama içeride hâlâ önemli riskler var

Küresel piyasalar likidite bolluğunun devamı konusunda iyimser gözüküyor.

Haberin Devamı

 

Bu nedenle bizim gibi gelişmekte olan ülkelere bir süre daha fon akışının devamı bekleniyor. Son dönemde bu havadan yararlanamayan Türkiye’nin mevcut riskleri nedeniyle, bu iyimserlikten ne kadar yararlanacağı ise bilinemiyor.

 

Bankacılar son dönemde dolar-yen paritesinin Japonya’da yarattığı rahatsızlığın öne çıktığını, FED faiz artırmadığı takdirde, yenin zayıflatılması Japonya’dan için yeni bir genişleme paketi gelebileceğini söylüyorlar. Bu kararın gelişmekte olan ülkelerin işine geleceğini kaydeden bir bankacı, aslında dolar-Euro paritesi de dahil, son parite rakamlarının uzun süre devam ettirilemeyeceğini söyledi. Tüm bu gelişmelerin nedeninin FED’in faiz artırımının ötelenmesi olduğunu kaydeden bankacıya, faiz artışı beklentisinin yeniden arttığını hatırlattığımızda şu yanıtı aldık: “Gelip bana anket için sorsan ben de FED’in faiz artışı yapacağını söylerim. Ama öte yandan işlemlerimi FED faiz artıramayacak beklentime dayalı olarak yaparım. Dünyada da böyle bir eğilim var; herkes artırır diyor ama bu beklentinin fiyatlara yansımadığını görüyoruz.”

 

Haberin Devamı

Bu nedenle de bizim gibi gelişmekte olan ülkeler açısından bir süre daha likidite bolluğu ve yabancı sermaye girişlerinin devam etmesini beklediğini söyledi.

 

Peki, bu küresel beklentiler içinde Türkiye’deki piyasalar nasıl yön bulur, nasıl gelişmeler bizi bekliyor olabilir?

 

Tüm bakanlar 15 Temmuz travmasının piyasadaki etkilerinin giderildiğini, uluslararası piyasada yeniden Türkiye’ye ilgi başladığını söylüyorlar. Hatta buna ek olarak yeni teşviklerle önümüzdeki döneme ilişkin pembe tablolar çiziyorlar.

 

Halbuki 15 Temmuz öncesine dönsek bile, örneğin 14 Temmuz’da da Türkiye’nin önemli riskleri vardı ve biz bu siyasi gelişmeler ve ekonomi politikalarıyla Türkiye’nin yabancı sermaye çekmenin zorluğunu konuşuyorduk.

 

Haberin Devamı

MOODY’S BEKLENTİSİ DEVAM

 

Aynı bankacıya 15 Temmuz öncesini sorduğumda da Rusya krizi, havaalanı bombalamaları gibi piyasalar için kötü gelişmeleri hatırlattı. 15 Temmuz’un bunlara eklendiğini, bu nedenle küresel iklimdeki iyileşmeden nasibimizi alamadığımızı hatırlattı. Son günlerde yeniden akış başladı gibi gözükmesine rağmen bizde önemli bir giriş görmediklerini kaydeden bankacı, bundan sonrasına ilişkin önemli riskler bulunduğunu bu nedenle iyimser küresel iklimden ne kadar pay alacağımızı henüz bilmediklerini kaydetti.

 

Moody’s’in not indirimi beklentisinin risklerin başında geldiğini kaydeden bankacı, hâlâ reytingin ineceğinin fiyatlandığını, bu beklenti olmasa piyasaların mevcut durumdan daha iyi olacağını söyledi.

 

Haberin Devamı

Enflasyonun da önemli risklerden biri olduğunu kaydeden bankacı, Türkiye’nin tahvil ihracındaki faiz oranlarının şu anda hiçbir devlet kağıdında bulunmadığını, bu nedenle mevcut faizin aslında yabancıya cazip geldiğini ama enflasyon yükselecek kaygısı nedeniyle hala yatırım yapmadıklarını söyledi.

 

Bununla birlikte “para politikasında yanlış yapma riski”nin de bulunduğu ve yabancı yatırımcıların aşırı gevşeme ihtimalini hep göz önünde tuttuğu yani yanlış faiz baskısının piyasaları tedirgin ettiği kaydediliyor.

 

Yanı sıra önümüzdeki dönemde 2017 yılı bütçe rakamlarının ortaya çıkmasıyla yeni beklentiler oluşması bekleniyor. Gelecek yıl bütçesinde açık rakamının mali disiplin kaygısı yaratabileceği, parasal gevşeme ile birlikte mali gevşeme geldiği takdirde beklentilerin bozulabileceği ifade ediliyor.

 

Haberin Devamı

Özetle; 15 Temmuz etkisi silinse bile, “kötü yönetim riskleri” devam ediyor.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları