Büyüme yok ama finansmanı çok daha zorlaştı

ÇOK fazla sürpriz beklenmiyor ama bugün açıklanacak 2014 yılı büyüme rakamı piyasalar tarafından yine de dikkatle izleniyor.

Haberin Devamı

Bir süredir yüzde 2.7 gibi bir büyüme oranı bekleniyor ama oran daha düşük gelirse, belli ki piyasada tedirginliği artıracak
Bakanların da açıkladığı gibi; bu yılın ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamları daha da kötü. Dün açıklanan güven endekslerinin son bir ay içinde bile çok hızlı gerilemiş olması büyüme oranlarındaki düşüşü teyit eder nitelikte. Mart ayında ekonomik güven endeksi, şubata göre yüzde 15.4 oranında azalıp 74.85’e geriledi. Tüketici güven endeksi aynı dönemde yüzde 5.4 oranında azalarak 64.39’a, reel kesim güven endeksi yüzde 3 azalarak, 100.9’a düştü.
Büyüme oranlarının aşağı gelmesi sonucu cari açık rakamları da geriliyor. Geçen yıl bu dönemde aylık 5-6 milyar dolarlık cari açık veren ekonomi, son dönemde aylık 2-3 milyar dolarlık açıklara indi. Üretim yapısını gözönünde tutarsanız, bu bile tek başına büyümedeki gerilemeyi ortaya koyan bir rakam. Büyüme oranları geriliyor, cari açık rakamları azalıyor ama açığın finansmanı, eski yüksek seviyelerdekine kıyasla, şimdi çok daha zorlaştı. Bunun sonucu da zaten kurlar hızla yükseldi. Daha az açığa rağmen, yabancı sermaye girişi çok azaldığı için, doğal olarak kurlar yukarı gitmeye devam edecek gözüküyor.
Farkındaysanız; bu tablo, ekonominin bir sıkışmaya, kısır bir döngüye doğru gittiğinin de somut bir göstergesi. Ekonomi büyümüyor, işsizlik artıyor, aynı zamanda kurlar da yukarı gittiği için varlık değerleri hızla eriyor, enflasyon baskısı yeniden yükseliyor. Sabit ve dar gelirli başta olmak üzere, vatandaşların tümü için ekonomik sıkıntı başladı, bu sıkıntı giderek somutlaşıyor..
Son bir-iki aylık tabloya baktığınızda bile bu kötü gidişin hızını görebilirsiniz.Peki, bu noktaya nasıl geldik derseniz, kabaca; kötü yönetim diyebilirim. Göz göre göre geldik; çünkü FED’in faiz artırım süreci, dolayısıyla yabancı sermaye girişlerinin azalacağı biliniyordu. Kötü yönetim; çünkü hem bu döneme hazırlık yapılmayıp, üstüne vahim yönetim hataları gerçekleşti. Küresel gelişmelere, para politikaları konusunda kalıcı hasar bırakan müdahalelerin eklenmişi kötü gidişi artırırken, büyüme oranlarındaki düşüş de işin tuzu biberi oldu. Özetle; Türkiye’nin artık yabancılara satacak bir hikayesi yok, zaten küresel bazda daralan yabancı sermaye de, başka ülkelere gitse bile, Türkiye’ye artık gelmiyor.

Haberin Devamı


KUR İNSE ÇIKIŞ HIZLANACAK

Haberin Devamı


Hazine yüklü eurobond ödemeleri yapıp, yeni borçlanma yapamazken, bankaların durumu da benzer seyrediyor. Çıkışlara bu da eklenince döviz talebi azalsa da giriş neredeyse durduğu için kurlar da yukarı gitmeye devam ediyor.
Bankacılar, son dönemde 750 milyon doları hisse senedinden, toplam 2.5 milyar dolarlık yabancı sermayenin kaçtığını hesaplıyor. Kaçmayı düşünen yabancı sermayenin ise mecburen beklediği görüşü hakim. Dolar kuru 2.55 TL’ye düştüğünde bile ciddi alımlar yapıldığı, kurların düşmesi halinde çıkışın hızlanacağı belirtiliyor.
Buna bağlı olarak döviz rezervlerindeki erime çok hızlandı. Bir bankacı 2011 ortasında 70 milyar dolar olan kullanılabilir net rezervin 37 milyar dolara düştüğünü, brüt rezervlerin ise 121 milyar dolara gerilediğini belirtip bu rezervlerle kurları tutmanın imkansız hale geldiğini belirtiyorlar.
Özetle; ekonomik gidişat iyi değil, en önemli nedenleri küresel ortam ve mevcut yönetime olan güvensizlik.

Yazarın Tüm Yazıları