Bu dönemin yanlışları faturayı çok büyütür

DARBE girişimine karşı gösterilen siyasi başarının ekonomiye de yansıtılması gerekiyor. Bu süreçte ekonomide atılacak adımlarda, istikrarsızlığı önlemek ve yeniden piyasalara güven vermenin ilk sırayı alması gerektiği kesin. Geçmişte yapılan siyasi hatalar nedeniyle, özellikle dış piyasalara yeniden güven vermenin çok zor olduğunu, son 10 günde yakından gördük.

Haberin Devamı

 

Her şeyden önce böyle bir dönemde siyasette olduğu gibi, ekonomide de hamaseti, popülizmi bir tarafa bırakıp uzlaşmacı olmak gerekiyor. Mümkün olabildiğince panikten uzak, rasyonel ve şeffaf karar alma mekanizmasının geliştirilmesi, özellikle yabancılara verilecek güven için büyük önem taşıyor.

 

Örneğin reyting kuruluşlarına kararları nedeniyle veryansın ederek, kızarak, suçlayarak ancak iç piyasalara politik mesaj vermiş olursunuz ama şu anda önemli olan dış piyasalarda bu üslubun bir getirisi olması mümkün değil. Tam tersine, zaten oluşan büyük güvensizliği daha da artırma riski bulunuyor.

 

Merkez Bankası Başkanı’nın bile reyting kuruluşları kararlarının önemli olmadığını söylemesi, bence “Kendi kendimize yaptığımız propaganda” kapsamına girer, dışarıda olumsuz etki yaratır. Teknik demeçler vermesi gereken bir makama yakışmadığı da açık.

 

Haberin Devamı

Bunun yerine Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in yaptığı gibi, “gelip ne olduğunu bize sormaları lazım” deyip, sürekli iletişim içinde olmak, siyasi açıdan anlayamadıkları olayları detayıyla anlatmak, alınan önlemleri ve önümüzdeki dönem yapılacakları anlatmak sonuç almak için çok daha yararlı.

 

Bu süreçte herkesin alkışladığı, iş aleminin memnuniyetle karşıladığı yeni varlık barışı, vergi ve SGK affının ise ekonominin geleceğine büyük zararlar vereceğini söylemek gerekir. Şimdi somut olumsuz sonucu görülmez, kısa vadede piyasayı rahatlatır diyebilirsiniz ama yaratacağı kalıcı tahribat çok büyük. Vergi ve SGK prim ödemelerinde büyük caydırıcılık yaratıyor. Son 15 yılda neredeyse 2 yılda bir vergi affı çıkarıldı ve bu nedenle artık affa giren kişi birkaç ay sonra ne taksidini ödüyor, ne de oluşan yeni vergisini. Bu kısır döngünün kırılması lazım aksi takdirde vergisini zamanında ödeyen kimseyi yakında bulamayacağız.

 

Haberin Devamı

Kaldı ki; bu af dışarıda “mali tehlike işareti” olarak da algılanabilir.

 

VERİLERLE OYNAMANIN BEDELİ

 

Türkiye ekonomisi zaten bir dönüşüme girmek, katma değeri yüksek ürün üretimine geçecek modeli yaratmak zorundaydı. Bu gerekliliğin yanında küresel süreçlere bağlı kısa vadeli radikal kararlar da almak durumundaydık. Tüm bu gerekliliklere, şimdi en acil biçimde dışarıya güven verme ihtiyacı eklendi. Bu süreçte siyasi ve ekonomi otoritelerinin hata yapma lüksü yok. Bu süreçte yapılan hataların faturasının çok daha büyük ve kalıcı olacağı da açık.

 

Yukarıda saydığım hataların yanında bu hafta gördüğüm bir haberi, sonuçları açısından çok korkutucu buldum. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Merkez Bankası’na enflasyon konusunda yardımcı olacaklarını, gıda komitesinin çalıştığını sonuçların çıkacağını kaydedip, “TÜFE hesaplanırken ‘gıda ve alkolsüz içecekler’ grubu için kullanılan ağırlık oranının, ülkemizle benzer kişi başı gayri safi yurtiçi hasıla oranına sahip ülkelerin kullandığı oranlarla uyumlu hale getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” demiş.

 

Haberin Devamı

Böyle bir teknik gereklilik var mı, varsa niye şimdi çıktı bilemiyorum ama varsa bile bu dönemde verilerle oynamanın, enflasyonu endeks değişiklikleriyle düşük göstermenin ekonomiye çok büyük fatura çıkaracağın söylemem gerek. Zaten güven kalmamışken, yabancı yatırımcı verilerle oynandığını görürse, artık güven kazanmak çok daha zorlaşır.

Yazarın Tüm Yazıları