Kentli yönetimde ne kadar söz sahibi

Düşünün aylar, hatta yıllar öncesinde bir oy vermişsiniz ve önünüzdeki beş yıl boyunca kente dair söz söyleme, fikir yürütme haklarınız o gün verdiğiniz oyla ipotek altına alınmış.

Haberin Devamı

Sizin adınıza habire hayatınızı olumlu ya da olumsuz yönde etkileyecek bir sürü kararlar alınıyor ve siz bu sürecin tek bir yerinde varsınız; o da önünüze sunulmuş bir elin parmaklarını geçmeyen alternatifler arasından yaptığınız tercihle...

* * *

Seçim günü sandık başında verdiğiniz karar dışında, kente dair söz söyleme, fikir yürütme, proje üretme şansınız yok. Peki bu süreçlerde, kentli adına karar vermesi beklenen meclis üyeleri ne yapar?
Beş yılda bir sandık başına giderek seçtiğimiz ve belediye meclislerine gönderdiğimiz meclis üyelerinin kente dair alınan kararlarda ne derece etkin olduğuna dair bir fikriniz var mı?
Yoksa o meclis üyelerinin de birçoğu, TBMM’de olduğu gibi her önüne konan kararlarda, ‘parti disiplini biatçısı’ mı?

* * *

İstisnalar elbette kaideyi bozmaz ama ben Ankara’daki belediye meclislerinde bugüne kadar, herhangi bir önergeye partisinin grup kararına rağmen aksi yönde oy kullanan bir ‘istisna’ hatırlamıyorum.
Haliyle, ilçeleri ya da kenti ilgilendiren hayati projelerde, vatandaş adına karar vermesi beklenen meclis üyeleri, aslında ‘projelerin mimarı’ başkan adına karar vermiş oluyor. Dolayısıyla alıncak kararlarda, halkın katılımını meclise yansıtması beklenen meclis üyeleri, halkın kararlarını meclise yansıtırmış gibi yapıyor.

* * *

Haberin Devamı

Daha somut anlatımla ilçe belediyelerinin inşa ettiği en ufak parklardan, kentin şu anki en büyük projesi Temapark’a kadar ilgili başkan kimse proje, onun fikrinden, beğenisinden ve öngörüsünden ibaret kalıyor. Mevcut yönetimlerin buna karşı sunduğu en kuvvetli argüman ise, ‘bizi halk seçti’ oluyor.
Evet, sizi halk seçti ama belki bir yıl önce, belki dört yıl önce... Ve sizi seçen halk, her fikrinize, her projenize katılmak zorunda değil.
Kentliye yalnızca otobüsün rengi mi sorulmalı? “Hangi amblemi istersin” mi denilmeli? İşin içine rant girdiğinde kentlinin söz söyleme hakkı, yalnızca seçim günü oy pusulasına bastığı mühürden mi ibaret?

1 MART MİLAT OLSUN

Kentlerde, yeşil bir alan AVM’ye çevrilirken, tarihi stad rezidans yapılsın diye TOKİ’ye verilirken, mahalledeki otobüsün güzergahı değiştirilirken artık vatandaş da söz söylemek istiyor. Tüm bunların ötesinde önüne konulacak alternatiflerden seçim yapmak yerine, kendi önerisinin de tartışılmasını bekliyor. Ve bu yönetim modelinin ilk örneği de bugün Çiğdem Mahallesi’nde hayata geçiyor. Mahalledeki büyük bir tesisin geleceği halka soruluyor. Bu modelin farkı da, “Yapalım mı, yapmayalım mı” önermesi yerine, “Ne yapalım” diye sorulmasından kaynaklanıyor. Yani şöyle ki; Çankaya Belediyesi, Çiğdem Mahallesi’nde şahıslarla olan kira sözleşmeleri biten halı sahalarla ilgili yapacağı kamuoyu yoklamasında “Kapatalım mı, açık kalsın mı” yerine “Bu tesisin yerine ne yapalım?” sorusunu sunacak. Belediye yönetimi şimdiden halkın istediğini yapmayı taahhüt etmiş. Bugünü bir kenara not edelim ve kamuoyu yoklamasının yapıldığı bu 1 Mart tarihi, yerel yönetimler için bir milat olsun.

Yazarın Tüm Yazıları