Otomotiv sektörünün en büyük eksiği LOBİ

15 Temmuz darbe girişiminin ardından gayrimenkul sektörünü canlandırmak için önce TOKİ’ye bağlı Emlak Konut GYO ardından Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) bünyelerindeki 60 bin daireden oluşan 100’ün üzerinde konut projesinde çok önemli kampanyalara imza attılar.

Haberin Devamı

Peşinatın yüzde 20’ye inip 10 yıl vadede faizlerin yüzde 0.7’e çekildiği kampanyalarda adeta talep patlaması yaşandı. Kısa sürede 5 bine yakın konut satışı gerçekleşti. Neredeyse firmalar 7 aylık satışı bir ayda gerçekleştirdiler.

 

Konut sektörüne destek bununla sınırlı kalmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı sonrası bankalar da konut sektörüne destek için kredi faizlerinde indirim yarışına girdi. Bir anda tüm konut kredi faizleri yüzde 1’in altına çekildi. Gayrimenkul sektörü için tam bir seferberlik ilan edildi.
Sektöre destekler bununla sınırlı kalacak derken geçen hafta Bakanlar Kurulu kararı ile Resmi Gazete’de yeni bir teşvik daha yayınlandı. Konut sektöründe yüzde 18 olarak uygulanan KDV oranı 31 Mart 2017’ye kadar yüzde 8’e çekildi. 150 metrekareye geçen konutlara verilen bu destekle aşağı yukarı 500 bin liralık bir evde 50 bin liralık bir avantaj sağlandı.

 

Haberin Devamı

KRİZ Mİ BEKLENİYORDU

 

“Demek ki gayrimenkul sektöründe büyük bir kriz bekleniyordu ki bu kadar destek verildi” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Aksi takdirde bir sektöre böylesine özel desteğin başka bir açıklaması olamaz. Çünkü gayrimenkul sektöründe böyle bir risk görüldüyse, destekler anlam kazanır, olası bir krizin ekonomiye yansıması önlenebilir. Yok burada sadece emlak firmalarının yoğun lobisi varsa o zaman işin rengi değişir. Sadece firmaları korumak ve satışlarını artırmak için her koldan destek verilmişse, diğer sektörlere büyük haksızlık yapılmış olur. Özelikle de bu yıl ekonomiyi ayaktan tutan otomotiv sektörüne.

 

Düşünsenize Türkiye’nin üretimine, büyümesine, ihracatına, istihdamına iç tüketimine bu yıl en büyük desteği veren tatil döneminde bile katkısını devam ettiren otomotiv sektörü desteği hak ederken, dolaylı yoldan (akaryakıt zammı) halen cezalandırılıyor. Bugün otomotiv sektörü olmasa çok net söylüyorum bu yıl Türk ekonomisi büyük bir krizin içine girebilirdi.

 

Haberin Devamı

Konut sektörüne tabi ki destek verilsin satışlar canlansın, ama üzerine tüm bindirilen yüklere rağmen ekonominin lokomotifi olmuş otomotiv sektörüne verilecek desteğin getirilerini de göz ardı etmemek lazım. Bugün yüzde 45 olan en düşük ÖTV oranının yüzde 35’e inmesi halinde Türkiye’ye yatırım yağacağının, iç pazarda, ihracatta, istihdamda patlama yaşanacağını bilmemiz lazım. Fabrikası olan markalar yatırımlarını artırır ikinci fabrikayı kurar, uzun süredir fizibilite çalışması yapan Nissan gelir, Peugeot ve Opel yatırım için çalışmaya başlar. Kısa sürede otomotiv üretimi 2 milyon adedi aşar, Türkiye küresel ölçekte en önemli üslerden biri olur.

 

Haberin Devamı

ÇATI ÖRGÜTLER SUSMAMALI

 

Bu noktada sadece benim bunları seslendirmem tabi ki olmaz. Sektör yetkililerinin özellikle de çatı örgütlerinin aynı gayrimenkul sektörü gibi ciddi lobi çalışması yapması, sessiz kalmaması gerekiyor. Burada bir eksiklik olduğu çok açık. Eğer bu haksız durumu Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) ve Otomotiv Sanayi Derneği (ODD) başta olmak üzere Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER), Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ve Otomotiv Endüstrisi İhracatçılar Birliği (OİB) Başkan ve üyeleri yüksek sesli dile getirmez, hükümet nezdinde görüşmeler yapıp anlatmazsa, otomotiv bu kadar vazgeçilmez durumdayken üvey evlat olmaya devam edecektir.

 

Haberin Devamı

Sektör örgütleri umarım bu konuda resmi kanallardan açıklamalar yapıp, olası desteklerin ülkeye neler katacağını anlatırlar. Yoksa akaryakıtta olduğu gibi her ihtiyaç duyulduğunda ek vergilerle sektörün üzerine yük bindirilmeye devam edilir.

 

DİZELDEN YAVAŞ YAVAŞ VAZGEÇİLİYOR

 

VOLKSWAGEN’nin yarattığı skandalın etkisine bağlı olarak Avrupa ve ABD’de kuralların sertleşmesinin dizel motorların ömrünü kısalttığını, geliştirilmesinden bir süre sonra vazgeçileceğini yazmış, bu konuda gerekçeleri ortaya koymuştum. Son dönemde yapılan açıklamalara baktığımda firmaların bu doğrultuda harekete geçtiğini görüyorum.  Japon Honda, sert kanunlar sonrasında dizel motor üretimini ve geliştirmesini azaltacağını, daha çok benzin ve elektrikli motorlar konusuna kaynak ayıracağını açıkladı. Dizel teknolojisine yatırım görünümünün son derece bozulduğunu dile getiren Renault yetkilileri de, “Daha sıkı standartlar ve test yöntemleri teknolojinin maliyetini dizelin piyasadan çıkmasını gerektirecek kadar yükseltecek” şeklinde özetliyor. Renault, kaynakların Reuters’e verdiği bilgiye göre Euro 6 emisyon kurallarının sıkılaştırılması nedeniyle 2020 itibariyle Clio modelinin yer aldığı B segmentinde ve Megane Hatchback modelinin yer aldığı C segmentinde birçok araçta dizel motorların ortadan kalkacağını öngörüyor. Bu üç segment geçen yıl 1.6 milyon adet olan Renault’nun Avrupa satışlarının çoğunluğu oluşturuyordu. Bu segmentlerdeki araçların da yüzde 60’tan fazlası dizel motorlarla satılıyordu.

Yazarın Tüm Yazıları