Saat erken, otursaydınız biraz daha

Çocuk dediğin misafirlik kurumuna bayılır. İki türlüsüne de. Misafirin gelmesine de misafirliğe gitmeye de. Çocuk için misafirlik kurumu aradır çünkü. Moladır. Kurtarılmış zamandır.

Haberin Devamı

Anne baba için ise misafirlik, perde açıldıktan sonraki yönetmen çaresizliğidir. Misafirliğe gidildiğinde de, eve misafir geldiğinde de, ebeveyn, çok istese bile çocukla uğraşamaz. Uğraşması iyi olmaz. Günde belki elli defa yaşanan ev içi rezaletlerin dışardan görülmesini göze alamaz. En fazla kaşını gözünü oynatır, çok sıkışırsa çocuğa arkadan sinsi sinsi yanaşıp dişlerinin arasından “Birk nığpıyısın? İve gidince gistiririm ben sana” diyebilir.

Çocuğun misafirlikte yaptığı her aşırılık geçiştirilmek zorundadır ki mesele uzamasın. Kaç bardak meyve suyu içildiğinin hesabı filan tutulamaz. Zaten anne hesaplamaya kalksa ev sahibi teyze müdahale eder. İçten içe kendi çocuğunun yediğinin içtiğinin hesabını tutarken, mecburen“Aa bırak şekerim yesin içsin çocuklar” demek zorundadır.

Çocuklara ayrı sofra kurmak da, mozaik pasta lekesinden batmış masa örtüsünü görünce, hiiiç sinirlenmemiş gibi yaparak “Ziyanı yok canım, yıkanır” diyerek tek bir hareketle masadan çekip almak da, müzik setinin kırılan cam kapağı yüzünden yaşadığı paniği “Ay çocuklara bi şey oldu sandım ben” diye ustaca çevirmek de ev sahipliğinin şanındandır.

İşte bu riya ülkesinin kralı çocuktur.

Hele Pazar günü eve misafir gelmişse çocuk için sendrom filan kalmaz ortada. Ödev kontrolü tavsar, çanta hazırlığı ertesi sabaha bırakılır, belki banyodan bile yırtılır. Misafir gitmesin diye kapı kilitleyip anahtar saklama hadiseleri, bu ve benzeri sebeplerle en çok Pazar akşamları yaşanmıştır.

Dünya Kupası, Pazar günü eve gelen misafir gibi geldi bu yaz. Kapıyı kilitleyelim biraz daha otursun istedik. Bitmesin istedik, gitmesin istedik, bu misafirlik uzasın istedik.

Şimdi bu dediğimi “Kitlelerin afyonu işte” muhabbetine bağlayacak olan buyursun bağlasın. Değil futbol, hangi afyon uyuşturabilir sanki yaşadığımız memleket ağrısını? 19 yaşında bir gence “Vurmayın öldüm” derken vurulduğunu, sonra mahkemede “Tekme atmadım, ayağımla dürttüm”, “Ticari itibarım zedelendi” dendiğini duyanlara hangi morfin iyi gelebilir?

Sadece kısa bir mola, bir ara, kurtarılmış bir zaman istedik işte.

Çünkü biliyorduk ki misafir gidince, anne baba bize saracak yine. Babamızı tanıyorsunuz. Her şeye rağmen, Brezilya halkının yaşadıklarına, haklı karşı duruşlarına rağmen gözümüzü Dünya Kupası’ndan alamadıysak belki en çok bu yüzden. Riya ülkesinde bir kez daha kral olalım istedik.

Saat erkendi, otursaydı keşke biraz daha.

Yazarın Tüm Yazıları