Hep bi Kazım Koyuncu şarkısı söyledik

25 Haziran 2005 sabahı görüp görebileceğimiz en güzel rüyadan uyandırıldık.

Haberin Devamı

Rüya denebilir mi onu da tam bilemiyorum esasında çünkü Kazım Koyuncu gerçek olamayacak kadar güzel ama bi yandan da rüya olamayacak kadar gerçekti.

 

Büyülü gerçeklik denen akımın bütün yazarları toplanmış da Kazım Koyuncu’yu onlar yazmıştı sanki.

 

Fantastik, doğaüstü, destansı, masal gibi, büyülü. Rüya gibi ama gerçek. Elimizi uzattık dokunduk. Gözümüzü açtık kapattık yoktu.

 

Aslında o akşam, 25 Haziran 2005 akşamı, Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda sahnede olacaktı öyle umuyorduk. Hastalığını dünyanın sonu gibi algılamamızı istemiyor, üretmeye devam ediyor, sakin olunsun istiyordu. Biz de öyle yapıyorduk. O akşam o sahneye çıkacağına, onunla birlikte biz de inanıyorduk.

 

Haberin Devamı

Konserler en büyük heyecanlarından biriydi. Heyecandan kâbuslar gördüğünü, kâbuslarında konser sırasında birden bire uyuduğunu anlatırdı.

 

Tam öyle oldu. Kazım Koyuncu hayatımızın orta yerinde konser verirken birden bire uyudu.

 

O akşam o konser olmadı.

 

Ertesi sabah Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda onu uğurlamak için toplandık. Binlerce insan. Birbirini hiç tanımayan insanların sarılıp hüngür hüngür ağladığı anlatılmaz bi kalabalık. Nasıl bir kalabalık. Nasıl bir yalnızlık.

 

YALNIZLIĞI ANLA

 

Ben öyle duruyodum. Durmak işte. Elimi kolumu nereye koyacağımı bilemeden bi durmak. Ağlamak isteyip omuz bulamamak.

 

Galiba o da öyleydi. Ne yapacağını bilemez bi halde, sanki selamlaşmalardan filan kaçıp sadece ağlamak istiyordu; yapamıyordu. Birbirini tanımayan hiç görmemiş bi daha da görmeyecek iki insan karşı karşıya geldik. Bana omuz verdi. Sarıldık ağladık. Tek laf etmeden. O omuz Şenol Güneş’indi.

 

Haberin Devamı

Ben o günden sonra Şenol Hoca’yı büyük bir acıyı bölüştüğüm biri olarak gördüm, öyle sevdim. Hep iyi olsun, hep güzel günlerini görelim, hep sevincini paylaşalım istedim. Eminim ki Şenol Güneş mutlu günlerinde içinden hep bi Kazım Koyuncu şarkısı söyledi.

 

GELAVERA DERESİ

 

Kazım Koyuncu gideli on bir sene oldu. Sanki dün oldu. Sanki bin sene oldu.

 

“İki dağın arasi oy iki dağın arasi” dediği “oyy”da çakıldık kaldık.

 

Zaman bi türlü ilaç olmadı, zerre azalmadı hasretimiz, yokluğuyla hiç baş edemedik. Ne edeceğimizi bilemedik.

 

Tek bi şey becerebildik; mutlu olduğumuz, mutsuz olduğumuz, umutlu olduğumuz, umutsuz olduğumuz, güldüğümüz, ağladığımız her an, içimizden hep bi Kazım Koyuncu şarkısı söyledik.

 

Çok özledik.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları