Hakem kayıp zamanı işaret etti

Şu hayatta çok sevdiğim şeyler döner dolaşır denize bağlanır.  Dört tarafı deniz bi isim koydum oğluma uzatmaya lüzum yok, öyle severim.

Haberin Devamı

Sevdiklerimden uzak kalmak gibi bi yazıya da pek itirazım olmadı. Bütün eşim dostum İstanbul’da yaşar. Kavuşması hadise, uzaklıktan nolcak. En sevdiğim yazarla tanışacak gibi oldum bi ara. İçim buz kesti. Hem çok istedim, hem hiç istemedim bi taraftan. Orda öyle uzakta iyi. Herkesten çok yakın bana. Denizsiz bir kentte yaşamaktan yana yok bi sızlanmam. Ankara’mız güzeldir. Deniz görünce gözlerim doluyor sevinçten o da bana yetiyor.

 

Yaz mevsimini de deniz varsa severim. Deniz kenarında değilsem eğer, yaz berbat bi şeydir benim için. Manasız bi sıcak. Uyunmaz, çalışılmaz, yediğinden içtiğinden bi şey anlamazsın. Saçma saçma işler.

 

ERİK BİTSİN LİG BAŞLASIN

 

Haberin Devamı

Yazla esas derdim maç olmaması tabii karıştırmayın şimdi. O sinirle 21 Haziran’da derhal kavgaya başlarım yaz severlerle: “Alın yaz gündönümü de geldi. Yaz güzellediniz bütün kış, yarın itibariyle dik açıyla pişersiniz babetleriniz ve sandaletlerinizle” diye.

 

Bütün kış “Can erik çıksın” diye huzur içinde kış yaşatmayanlarla da “Hadi bakalım can erikleriniz de yumuşadı, hepsi anjelik eriği oldu, oturun karpuz yiyin şimdi yapış yapış” diye kavga ederim.

 

Hâsılı, deniz yoksa benim için yaz, anne örgüsü hafif sarkmış haraşo nefti atkının yerine babet ve tek tip sandalete teslim olmaktır.

 

Belki de kesinlik ihtiyacından bütün bunlar. Tekrarlara, rutinlere, devam eden şeylere bağlanmak filan. Belki de kesintiden, aksamadan, değişiklikten korkmaktan yazla aramdaki mesafe. Her şey nasılsa öyle devam etsin istememden kışa duyduğum yakınlık.

 

Meclis’te yemin töreni izlemek mesela, aynı Erovizyon izlemek gibidir benim için. Çocukluğumdan beri televizyona yapışır izlerim. Evvel ezel tuhaf bi güven duygusu yaratır bende bu tür tekrarlar. Mercimek çorbası, Çubuk turşusu ve maçlar.  Bu yüzden kış alışkanlıklar mevsimidir, yaz kesintiler.

Haberin Devamı

121 SENE ÖNCE BU VAKİTLER

 

Ve elbette lig tatili tahammül edemediğim bi ara zaman. Benim için kayıp zamanı işaret ediyor. Bu yaz şahaneydi gerçi. Adına lig tatili denen o ıssız zamanda; önce Euro 2016, arkasından Olimpiyatlar geldi. Gerçi ben yine “Lig başlasın artık” söylenirdim ama ayıp derler bi şey var diye sustum bu yaz.

 

Şimdi de milli maç arası. Vallahi tahammülüm yok. Billahi yok. Hele daha yeni başlayan ligdeki araya hiç yok. Sebep neyse ne.

 

Bundan tam 121 sene önce bugünlerde tarihin ilk profesyonel maçı yapılmış. 3 Eylül 1895’te. Latrobe ve Jeanette oynamışlar. Latrobe 12-0 gibi bir skorla kazanmış maçı. O günden bugüne futbol hep oynanmış, hep oynansın.

 

Haberin Devamı

Futbolun endüstriyelini, lig arasını, bi de aramıza konmaya çalışılan mesafeleri sevmiyoruz. Gerisi başımızın üstüne. Mevsimi geldi mercimek çorbasının ve yanında çubuk turşusunun ama muhakkak pul biber ekin üstüne.

Yazarın Tüm Yazıları