Her fırsatta Tokyo’ya gitmek için 9 neden

Baştan uyarayım: Fonda gündüz gri binaların, akşam neon ışıkların olduğu dünyanın en fotografik kentlerinden Tokyo’da attığınız her adımda kendinizi bir film karesinde hissedeceksiniz

Haberin Devamı

Şehirde geleneksel bir mimari veya yaşam tarzı bekleyenler, ufaktan hayalkırıklığına uğrayabilir. Sürekli küllerinden doğması, Japonların tutkulu Batı hayranlığı ve daha iyisini yapabilme özelliği sonucu şehrin ilginç bir mimari yapısı var. Modern ama bir New York gibi post-modern değil. Minimal ama yer yer rengârenk bir mimari.
Tasarım, teknoloji, stil ve modanın binbir çesidinin bir arada bulunduğu bu kozmopolit şehrin her semti farklı bir tarza sahip. Mesela Ginza, Tokyo’nun 5’inci caddesi, en lüks tüketim markalarının dünya çapındaki en büyük mağazalarına ev sahipliği yaptığı bir bölge. Aoyama ise yine hemen hemen tüm markaların ve beraberinde daha butik/ konsept mağazaların bulunduğu bir muhit. Daikanyama ise Tokyo’nun Karaköy’e en yakın noktası belki de: Organik kafeler, vintage kitapçılar, sürdürülebilir tasarımlar, ekolojik kıyafetler ve biraz da ABD esintili surf rock/spagetti western mağazalar...
Tasarımcı Ümit Benan kendi adını taşıyan ilk ‘flagship’ mağazasını, moda ve yatırımcı gruplarından Tomorrowland ile gerçekleştirdiği ortaklıkla geçen hafta Daikanyama’da açtı.
Japonya’da kafanızda canlandırdığınız gibi ana yemek suşi değil. Her restoranın ayrı mutfağı ve spesiyalitesi var. “En iyi suşi nerde yenir?” derseniz, Hollywood ünlülerinin ve işadamlarının da uğrak yeri olan Ginza’daki Kyubey Sushi’ye uğramanızı tavsiye ederim.

Haberin Devamı


Film karelerinde kaybolmak

Akşamları, Kinfolk dergisinin barının da olduğu Nakameguro’daki barlarda takılabilirsiniz. Favorim, Golden Gai. Eskiden ‘Red Light District’ olarak işlev gören minicik mekânlar ve daracık sokaklar şimdilerde en hareketli barlara ev sahipliği yapıyor. Neon ışıklar ve tabelalarla, renklerle dolu bu daracık, birkaç ara sokaktaki 200 kadar minicik barın görüntüsü muazzam. Kendinizi sürekli bir film karesi içinde hissediyorsunuz. Wong Kar Wai, Jim Jarmusch, David Lynch ve Quentin Tarantino gibi yönetmenlerin görsel dünyasını daha iyi anlıyorsunuz. Gelmiş geçmiş en ikonik filmlerden biri olarak moda literatürüne de girmiş, her karesi hafızalara kazılı ‘Blade Runner’ı daha sık hatırlıyorsunuz.
Lemon vintage kamera dükkânına uğrayıp, üretimi çoktan bitmiş bir Ricoh 21 mm, altın renkli bir Contax T2 veya ünlü moda fotoğrafçısı Terry Richardson’ın da favorisi bir Yashica T4 alın.
Harajuku’daki Beams plak dükkânı, güzel müzik dinleyip iyi zaman geçirebileceğiniz bir yer.
Roppongi’deki 21-21 Design İight sergi alanını mutlaka ziyaret edin. Bu aralar Image-Makers adlı sergide Jean-Paul Goude ve David Lynch imajlarını görebilirsiniz.
Şehrin ve alışverişin tam ortasındaki Aoyama’daki Nezu müzesinin bahçesine mutlaka gidin. Nefis bir Japon bahçesi deneyimi için mutlaka görülmeli.

Yazarın Tüm Yazıları