TİKO’nun arkasındaki başarı

Bu haftaki röportaj konuğumuz Ali Gökay Öztekin. 24’üne gireli henüz 1 hafta olmuş. Ama başarısının yaşı yok.

Haberin Devamı

TİKO’nun arkasındaki başarı

Daha 8 yaşındayken ailesiyle gittiği restoranın cirosunu hesaplayan çocuğun büyüdüğünde yakaladığı başarısına çok da şaşırmamak lazım.

5-6 yaşlarındayken kendi çapında dönercilerde orada burada çalışıyor. Lise yıllarında a tecrübe kazanmak için büyük firmalarda yaz stajları yapıyor.

20 yaşındayken Irak’ta gıda işine girişiyor. Çalışıp, birikimi yaptıktan sonra Metro market içinde 9 metre karelik bir alanda TİKO’yu kuruyor. Yani Handmade burger… Steak’ler… Alışılmışın dışına çıkan hamburger çeşitlerini mönüsüne dâhil ediyor.

Kafasında çakan ışığın peşinden giden ve bugün beraberinde 50 kişinin çalıştığı 3 şubeli TİKO karşımıza çıkıyor.

Haberin Devamı

Fena zeki, fena mütevazı, fena yakışıklı…

Ali Gökay Öztekin… Biraz bize kendinden bahseder misin, kimsin?

1991 Adana doğumluyum.Ticarete çok küçük yaşlarda başladım.

Mesela kaç yaşında?

6-7 yaşında, dönercilerde.

Neden?

Ailem ticaretin içinde olan insanlar ve haliyle siz de içinde buluyorsunuz kendinizi.

Aslan Kayserili filan mısınız?

Hayır Adanalıyız. Babam çiftçilik, tekstil, annem mimar ki Tiko’ların da tasarımı anneme aittir.

Peki ailen mi diyordu “Bak burada dönerci var git çalış” diye.

Hayır ama yönlendirirlerdi. Lisede her yaz kendi işimiz için birçok yerde staj yaptım. Deniz Acentesi, konfeksiyoncular.

“Ailem neden beni böyle bir şeye yönlendiriyor, çalıştırıyor” demedin mi?

Hayır. Onlardan çok kendi hevesim vardı. 8 yaşında gidip yemek yediğimiz restoranların cirolarını hesaplamaya çalışırdım.

Hakikaten ticaret varmış serde!

Evet.

O yaşlarda en çok dikkatini çeken restoran hangisiydi?

Bostancı’da Günaydın restoran vardı. O kalabalık, o enerji çok ilgimi çekmişti.

Peki restoran işleri o dönemlerde mi beyninde yer etti?

Hayır, çok sonra.

Peki eğitim hayatı nerede kaldı?

İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve İşletme bölümüne başladım. İkinci yıl okulu bırakmaya karar verdim, naklimi Çağ Üniversitesi’ne aldım ve Adana’ya döndüm.Orada 1 yıl okuduktan sonra Irak’a gidip geliyordum.

Haberin Devamı

Neden?

İlk işim Irak’a Gıda ithalatı yapıyordum. Irakta ki bir şirketin tedarikçisiydim.

Kaç yaşındayken?

20.

Hadi TİKO’nun hikâyesine başlayalım. Nasıl oldu?

Irak’ta biraz para kazandıktan sonra Metro Marketin içinde 9 metre karelik bir büfe kurdum. Tatlı küçük bir dükkân... Orada acemiliğimi attım, güzel kar yapmaya da başladı sonra bu dükkânı buldum. 60 Bin TL kirası vardı, mülk sahibi ile konuştum iç masraflarını ben yapayım hani kira almayın ve ortak olalım dedim, çok da hoşuna gitti. 50 bin TL sermayem vardı, annem mimar olduğu için o yaptı ama sonra ortalıktan işin başında vazgeçilince epey bir borç yaptım ve kendim devam ettim.

TİKO’nun arkasındaki başarı

İlk günleri nasıldı?

Haberin Devamı

İlk dönemlerde sokağın başına kadar sıra olurdu. Çok ciddi bir potansiyelle karşılaştık. Derken burası borcunu kapattı. Borcu kapattıktan sonra biraz para biriktirdim ve biraz daha borçlanıp Turgut Özal’daki şubemizi açtım.

Şimdi mülk sahibi oldunuz mu yoksa kira mı devam ediyor?

Hiçbir dükkânımız mülk değil.

Turgut Özal şubesi nasıl gidiyor?

O da gayet iyi tuttu. Orası da borçları kapatınca Mersin şubemizi açtık.

Mersin şubesi daha farklı sanırım?

Evet her şubemizi biraz daha büyüttük, Metre kare olarak Mersin büyük olunca restoran şeklinde yaptık, mönüyü de arttırdık.

Peki Adanalılar mı yoksa Mersinliler mi TİKO’yu daha çok seviyor?

İkisi de çok sevdi ama Adanalılar ilk açıldığında izdiham gibi sıralar vardı. Bir de Mersin küçük dükkân yerine büyük bir restoran şeklinde, alkollü filan. Farklı bir konseptte orası.

Haberin Devamı

Bu dükkânların başında kim duruyor, bu çok önemli detay?

İşler bu boyuta gelince ailece sarılıp, sahip çıktık. Mersin biraz daha annemin kontrolünde, bu şubemizde babam duruyor, ben üçünün arasında gidip geliyorum.

Tiko adı nerden? Tikko diye yurtdışındaki bir futbolcunun lakabı diye duyuştum, bağlantısı yoktur herhalde? Hem sizinki tek “K”

(Gülüyor) Hayır yok. Bu konu hakkında bir sürü yorumlar var. Akılda kalıcı bir isim, Latincede de “Dost” demek.

Aile yine de “Tamam işler iyi gidiyor ama hani bir diploman olsun” demediler mi?

Babam yurtdışında okumuş, annem mimar, dedem ve ağabeyim avukat, diğer dedem mühendis. Eğitime önem veren aileden geliyoruz, tabii ki ağır bir tepki de olmuştu ama ailem aşırı kalıpları olarak bir aile değil. Sanırım ikna etmeyi de başardım

Haberin Devamı

Bu kadar zeki bir insan için eğitim hayatı da zor olmasa gerek?

Aksine, Çağ Üniversitesi’nde zaten birçok dersten muaftım.

Kaç çalışan var toplamda?

50.

Tiko’yu başarıya götüren ne?

İki şey; işletme kökenli bir aile olmadığımız için sanırım ciddi bir araştırmayla beraber işlere profesyonel yaklaştığımız için. İkincisi de Adana’da benzeri bir şey yoktu. Mükerrem evet vardı ama farklı bir hamburger olarak.

Sizden sonra benzerler açıldı mı?

Açılmaz mı! Hatta mönüdeki yazım hatamıza varana kadar direkt kopyala yapıştır yapan var. Tabii ki serbest piyasa bu, olabilir bu tip şeyler ama çalıntı şeklinde olması hoş olmayan şeyler.

Patenti alamıyor musunuz?

Maalesef Türkiye’de yaşıyoruz. Patent alıyoruz, ismimiz var ama mesela Tiko Bacon Burger yapıyorsunuz adam geliyor başka bir isim önüne getirip “Bacon burger” olarak mönüye koyuyor.

Tamam Irak’ta başlamış gıda işi ama bu nasıl ortaya çıktı, hani bir şey mi etkiledi? Yurtdışında filan?

İşim gıda olunca, o yönlendirdi. Zaten kafamda Adana’da ve işimde olmayan bir şey istedim.

Önemli detay ne?

İki önemli şey var bunda, bir ekmek bir de et. Bu ikisi oturduğu zaman tamamdır. 30-40 fırın gezdik ekmek için. Et için sıkıntı yok, Adana gibi bir yerde yaşıyorsunuz lezzetli etler var.

Et ve ekmek okey peki ya size özel sos?

Tatlandırıcı, Çin tuzu asla kullanmıyoruz. Lezzet bizim için evet önemli ama sağlık da çok önemli. Her şeyin doğal, özel olması kaliteyi arttırıyor.

TİKO’nun arkasındaki başarı

Şimdi hedef İstanbul, Eskişehir ve Diyarbakır’mış doğru mu?

Hedefimiz bu yönde henüz planlama aşamasına geçmedik. Azerbaycan ve Londra’daki iş ortağımız da şube açmak istiyor ama dediğim gibi emin ve sağlam adımlarla ilerlemek lazım. Ama hedeflerimizde.

Frenchasing veriyor musunuz?

Evet, verebiliriz ama bunda da kesinlikle ilk önceliğimiz kişinin bu işin başında durması. Tiko yan iş olarak görülmekten çıktı.

Diyarbakır neden?

Biz İstanbul, Ankara’da açıp bu tarafa gelmek yerine buralara büyüyüp oralara geçmeyi tercih ettik. Ve Diyarbakır’da açılan güzel mekânlar var. Türkiye’nin her yerinde ilgi görülüyor bu tür mekânlar.

The House Cafe’nin sahipleri de bir apartman altında başlamışlar ama şimdi oteller zinciri de dahil olmuş. Ali Gökay Öztekin’i de böyle görebilir miyiz?

Herkesin kendi içerisinde büyük planları var, tabii ki isterim. Yarının ne getireceğini bilemeyiz, yarın başka bir yerden teklif gelir, başka bir şey olur bilemeyiz o yüzden şimdiden böyle bir tablo çizmek pek gerçekçi gelmiyor bana.

“Ama ben ne yaparsam yapayım o işten başarılı çıkarım” diyebiliyor musun?

Ben günde 14 saat çalışıyorum, dolu dolu. Ciddi bir çalışma tempomuz var. Kendime inancım var ama iddialı değilim, iddialı olmak itici geliyor. Tabii ki bu yolda hayallerim, heveslerim var elimden geleni de yapıyorum yapacağımda.

Günde kaç tane satıyorsunuz?

700 porsiyonu buluyor.

Kaç kalori?

Vallahi bunun için yanlış yere geldiniz. (Gülüyor)

Peki dönelim borçlanmalara…

Borçlanma dedim ama banka kredisi değil. Tamamen ikili ilişkilerin dayalı olduğu güven. Dükkân içinde kullanılacak malzemeler… vs..vs

Söz senet oldu yani eskilerdeki gibi?

Aynen. Bir de yaşınızın genç olması insanların hoşuna gidiyor. 2. 3. Şubelerden sonra bu güven daha da artıyor.

Senin gibi istekli olan, kafasında iş olan “Ama benim sermayem yok” diyenlere ne söylersin? Sen de bu işe büyük paralarla başlamamışsın.

Ben bu işle beraber, bir işe nereden başladığınızın çok önemli olmadığını fark ettim. Bir yerden bir adım atınca gerisi geliyor. Eskiden çok fazla fırsatlar varmış, insan kendi başına yarattığı şeylerle müthiş noktalara gidermiş. Ama ne olursa olsun imkânsız değil hiçbir şey. Sadece risk! Ailemin güveni en büyük destekti. Bir de piyasada kötü sicil olmuş bir ticari hayatımız yok.

Son olarak eklemek istediklerin neler?

Adana’da maalesef çok kötü işletme mantığı var. Başarıya ulaşan işletmeleri taklit etme yöntemi var. Bir uçak bileti ile birçok işe bakar. Adana’ya gelmemiş birçok iş var. “Hadi Tiko çalışıyor biz de benzerini açalım”dan çok yeni bir şeyler getirmek lazım.

Taklitler aslını yaşatır aslında?

Yaşatır da 1 yıl içinde 10 tane hamburgercinin açılması hiçbirimize fayda sağlamaz.

Yazarın Tüm Yazıları