Yeni kütüphaneler açmalıyız

CNN TÜRK’te Yasemin Behlül’ün, “Bu kütüphane 24 saat dolup boşalıyor” haberini gördüğünüzü umarım.

Haberin Devamı

Bu durumu Türkiye’deki bütün öğrenciler yaşıyor, onlara olağan gelen bu durumun öğrenciler dışındaki seyircileri şaşırttığı kanısındayım. Çözmek için kafa yorduklarını da düşünmek istiyorum.

Öğrenciler, ders çalışacak yer bulamadıkları için, bu kütüphanelere gidiyorlar. Zaman zaman araştırmacılar, kendileri yer bulamadıkları için şikâyetçi oluyorlar. Aslında öğrencilerin başka çalışma alanları olması, oralara gitmeleri, bu kütüphanede de sıra beklememeleri gerekir.
Sadece okuma, ders çalışma mekânlarının olmaması bu çelişik duruma neden oluyor. Şu an İstanbul’da yersizlikten, kütüphane eksikliğinden bu izdiham yaşanıyor.
İstanbul’un kültür başkenti olduğu yıl, paralar gereksiz yere harcanmasaydı, kalıcı işler arasında birkaç kütüphane, bir-iki konser salonu yapılırdı!
Başkent yılı, kültür açısından hovardaca harcanan bir yıl oldu. Ne yazık.
Merkezdeki kütüphaneler dışında, semtlerdeki kitaplıklar da bu açıdan yardımcı olamıyor.
Amerika’dan gelen bir bilim adamı dostumun Türkiye’de yaşadığı ilk şaşkınlık, kütüphanelerin yokluğu idi. Burada Nişantaşı’nda kalan dostum, o civarda bir tek Atatürk Kitaplığı’nın olduğunu öğrenince, bana eleştirel notlar göndermişti, hemen hemen her gün.
İstanbul’un merkez semtlerinde yeni kütüphaneler açılmadıkça, bu kuyruklara şaşırmamalıyız.

 

* * *

 

Haberin Devamı

İSTANBUL’DA, kütüphaneye giden araştırmacıların dertlerini dinledim, yeniden. Öğrenciler kendi kitaplarını okuduklarına göre başka mekânlarda da çalışabilirler, ama araştırıcılar kütüphanede çalışma zorunluluğunda.
İstanbul’daki bilinen, tanınmış üç kütüphaneden araştırmacılar için ne yaptıkları sorusunun yanıtını aldım.
Bütün bu kütüphaneler, 15-20 kişilik bir alanı, araştırmacılar için ayırıyorlar. Geldiklerinde onları kalabalığın içine girmek zorunda bırakmıyorlar.
Ayrıca isteklerini de bekletmeden yerine getirdiklerini belirttiler.
Sözgelimi, bazı büyük kütüphaneler, arşivlerindeki yazmaları, Osmanlıca metinleri dijitale aktardıkları için bu durumda araştırıcıların gelmelerine de gerek kalmıyor.
Ancak telif hakları meselesinden ötürü, doğal olarak, birçok kitap internete konulamıyor.
Sanırım araştırmacılar, artık kütüphanelerde yer bulamamak gibi bir engelle karşılaşmayacaklar.
Kütüphaneler konusu açılınca, kütüphaneci arkadaşlarım, dertlerimin nasıl depreştiğini bilirler.
Kadrosuzluk başta gelen sorun. Ayrıca kütüphanelere, kitap alıp verme dışında, bir ailenin bütün bireylerini oraya çekecek çağdaş donanımlar sağlanması gerekiyor.
Kapıda bekleyen, sırada ömür tüketenler, böyle çağdaş bir kütüphanenin özlemini çekiyorlardır.

 

* * *

 

Haberin Devamı

YENİ kütüphaneler yapılmadıkça, mahalle kitaplıkları uygulamasına geçilmedikçe, bu görüntüler sıradanlaşır.

Yazarın Tüm Yazıları