Türk Kitabevi fuarda satış yapabiliyor

ALMANYA’da bir kitabevi var. Adı Türk Kitabevi.

Haberin Devamı

Hemen hemen her gün e-posta gelir, kitap satışlarından, kitap indirimlerinden söz eden e-postalardır bunlar. Düzenli olarak gelen e-postaları mutlaka her gün okurum.
Almanya’da ve diğer ülkelerde yaşayan Türkler için önemli bir kitabevidir! Nihayet, fuar süresince önemli ve ilgi çekici bir çözüme ulaşmış kitabevi.
Fuarda satış izni verilmiş!
Türk Kitabevi’nin haricinde, fuar yönetimi, Arjantin ve Portekiz’e de satış izni vermiş... Almanya’daki Türk okurlar için gerçekten sevinilecek bir çözüm.
Türk Kitabevi’nin sahipleri Tahir Hacıkadiroğlu ve eşi Zeynep Hacıkadiroğlu’nu fuara gittiğimde muhakkak ziyaret ederim.
Fuarı ziyarete gelen, Frankfurt dışında yaşayanlar kütüphanelerinin eksiklerini buradan tamamlayabilecekler.
Dün fuarda kimi yazarların konuşmalar yaptığından söz etmiştim. Fuarda konuşmacı olarak katılan Türk yazarları da var. Bu yazarların, daha çok Almancaya çevrilmiş isimlerden seçildiğini belirtmeliyim.
Yine Almanya’da faaliyet gösteren bir yayınevi daha var bizi ilgilendiren. Fuarda Alevi kültürüne dair yayınlar yapan, Aleviler/Alevilik hakkında ziyaretçileri bilgilendiren yayınevinin de özel standı var. Onlar da kitaplarını sunuyorlar.
Ben bunu şöyle değerlendiriyorum: Türkler Türkiye’de çıkan kitapları Türk standında görüyorlar, yabancılar da kendi dillerinde yayımlanmış Türkiye hakkındaki kitapları öğreniyorlar.
Tabii ki ağırlık İngilizce çevirilerde.
İstanbul Ticaret Odası bütün kitap fuarlarına katılıyor. Yayıncılık terminolojisinde kullanıldığı haliyle belirtmek gerekirse, yayınları daha çok prestij kitaplarından oluşuyor. Ancak nitelikli ve bilgilendirici kaynaklar bunlar.
Türk standı tür konusunda çeşitlilik içeriyor. Edebiyatın yanı sıra bilim kitapları da var. Özellikle tarih üzerine kitaplar ilgi görüyor.
Her yıl olduğu gibi e-kitap ve diğer dijital yayınlar özellikle genç kuşağın ilgisini çekiyor. Dijital yayıncılığın etkisi artık daha da hissedilir hale gelmiş durumda. Bizim onur konuğu olduğumuz 2008’de 300 bin olan ziyaretçi sayısı 280 bine düşmüş. Yine dijital yayıncılığın etkisiyle alakalı olarak, İngilizce konuşan ulusların standları da küçülüyor.


* * *

Haberin Devamı


FRANKFURT’a geldiğim gün Frankfurt Başkonsolosu Ufuk Ekici ile beraber önemli bir belgesel seyrettim. Musevi Müzesi’nde gösterilen belgeselde birçok Musevi’yi Nazi kıyımından, zulmünden kurtaran Türk diplomatlarının öyküsü anlatılıyordu. Bu tür belgesellere devletin katkısının önemli olduğunu vurgulamalıyım. Belgesele Musevi Müzesi yetkilileri de katkıda bulunmuş.
Belgesel gösterilmeden önce Türkiye’deki Musevilerin durumu hakkında bir konuşma yapıldı, nasıl yaşadıkları, inançlarını/geleneklerini nasıl sürdürdükleri, sayıları anlatıldı; özel okullarından söz edildi.
Gerçekten de başka ülkelerden gelen etnik gruplar geldikleri ülkeyle bütünleştiklerinde birçok şeyin üstesinden gelebiliyorlar. Onlar da bu durumu anlattılar.
Nitekim İstanbul’dan giden Rumların da Atina’daki durumlarını gördüm, neredeyse hepsi İstanbul’u özlüyorlardı.
Kurtarma operasyonunun unutulmaz adı, diplomatımız Selahattin Ülkümen’di, başka diplomatlar da bu anlayışı sürdürdüler. Hele Namık Yolga’nın rezidansına sığınan bir Musevi’nin kurtuluş öyküsü gerçekten insanca bir davranışı yansıtıyor.
Eski mezalim günlerinin fotoğrafları sık sık perdeye yansıtılıyordu.
Filmde ayrıca tanıklıklar da önem kazanıyor. Geride kalanlar, ailelerini anlatıyorlar, bir yandan da diplomatların çocukları da yaşadıklarını bu belgeselde aktarıyorlar. Türkiye’de yaşayan Museviler, Van depreminden sonra Van’da yaptırdıkları okula Selahattin Ülkümen’in adını vermişler.


* * *

Haberin Devamı


İŞİN üzücü tarafı, aradan on yıllar geçmesine rağmen, hâlâ katliamlar yaşanıyor dünyada!

Yazarın Tüm Yazıları