‘Kurucu’ları anmak

PERŞEMBE günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde 2 oturum halinde “Kurucu Muhsin Ertuğrul” (1892-1979) başlıklı bir sempozyum gerçekleştirildi.

Haberin Devamı

Sunuş konuşmasını Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu yaptı. İki oturumdan birinin moderatörlüğünü Üstün Akmen, diğerini de Orhan Alkaya yaptı. Dileğim, bu sempozyum konuşmalarının kitaplaşması, sempozyumda bulunmayanların da bu konuşmalardan yararlanması, bu sayede Muhsin Ertuğrul’u (varsa şayet) bilmeyenlerin de önemini öğrenmesi.
Onu yalnızca bir tiyatro ya da sinema dünyasının zirvelerinden biri olarak anmayalım.
İnancı uğruna siyasetçilere taviz vermeyen kişiliğini de örnek alalım.
Birçok görevi bırakmış, doğru bildiği yolda yalnız başına yürümüştü.
Tiyatro eğitimini sadece tiyatro dünyasındaki insanlara kabul ettirmemiş, seyircileri de bu disiplin içinde hazırlamıştı.
Muhsin Ertuğrul’u, kişiliğini uzun uzun Şakir Eczacıbaşı’ndan dinledim. Anıların içinde onu daha çok sever, daha çok saygı duyardınız, bu anıları dinleseydiniz.
Müzik konusunda söylediklerini sık sık anımsarım. Kötü müziğin zararını veya nasıl yayıldığını bakın nasıl anlatmış:
“Dolmuşa binersiniz orada bir kötü müzik çalıyordur, mahallenize girersiniz kahvelerden aynı müzik, her bulunduğunuz mekânda bu müzik olunca, bu müzik birden sizin ses hafızanıza yerleşir, evde masanızın başında çalışırken onu mırıldanmaya başlarsınız.”
Cumhuriyet’te onunla yaptığım bir röportajı yayımlamıştım. Dizinin adı “Bir Sanatçının 24 Saati”ydi, yerimizin iki sayfa olduğunu söylemiştim, bazılarını konuştuk, bazılarını sonradan o yazdı.
İki sayfa demiştim ya, daha sonra o da iki sayfa gönderdi, yalnız dört sayfayı birbirine eklemiş 1 ve 2 yazmış, sorunu kökünden halletmişti(!).

* * *

Haberin Devamı

SEMPOZYUMDA konuşanları ve konuları okuyunca, iyi, verimli bir sempozyum olduğu kanısına varacaksınız. Sıralama şöyle:
Efdal Sevinçli, Darülbedayi’den Şehir Tiyatroları’na. İlker Yasin Keskin, Genç Muhsin ve Arkadaşları. Hülya Nutku, Bir ‘Kurucu’nun Öngörüleri. Sinem Özlek, Çocuk Tiyatrosu’nun Kuruluşu ve Evreleri. Ümit Denizer, Açok Deneyimi. Yavuz Pekman, İlk Özel Tiyatro; Küçük Sahne. Özdemir Nutku, Rejisör Muhsin Ertuğrul. Seçkin Selvi, Muhsin Ertuğrul ve Eleştiri. Cengiz Korucu, Devlet Tiyatroları Kurucusu Muhsin Ertuğrul. Hilmi Zafer Şahin, Muhsin Ertuğrul ve Dramaturji. Burçak Evren, Muhsin Ertuğrul Sineması. Ayşin Candan, Muhsin Ertuğrul ve Avangard. Bu konuşmaların en yakın zamanda kitaplaşmasını diliyorum...
Böyle bir sempozyum düzenlendiği ve tiyatro dünyasının uzmanlarının, birikim sahiplerinin bu sempozyumda konuşmacı olarak yer aldıklarını görünce, özellikle vefa duygusunu kanıtladığından yazma gereği duydum.
Muhsin Ertuğrul’un gerek Türk tiyatrosunun gerek Türk sinemasının kuruluşuna verdiği emeği, onun hakkında yazılanlardan öğrenebilirsiniz.
Onu yakından tanımak, ilkelerini, bunların ekseninde Türk tiyatro tarihini öğrenmek için iki kitabı salık vereceğim:
Biri Ayşegül Çelik’in yazdığı Ölmeyi Bilen Adam biyografisi, diğeri Muhsin Ertuğrul’un kendi kaleminden anılarını içeren Benden Sonra Tufan Olmasın.
Daha geniş araştırmalar için de Muhsin Ertuğrul Evrakı Kataloğu-Darülbedayi’den Şehir Tiyatroları’na kitabına başvurabilirsiniz. Bu katalogdaki -kendisi de iyi bir tiyatro yazarı olan- Adalet Ağaoğlu’nun Muhsin Ertuğrul ve Kendinin Ustası olmak yazısını mutlaka okumalısınız.

* * *

Haberin Devamı

HANGİ alanda ve türde olursa olsun, ‘Kurucu’ları anmak, unutulmaması gereken bir davranıştır.

Yazarın Tüm Yazıları