Giacometti Pera’da

PERA MÜZESİ’nde sanat tarihinin aslarından heykeltıraş ve ressam Alberto Giacometti’nin (1901-1966) Türkiye’deki ilk kapsamlı sergisi açıldı.

Haberin Devamı

Pera Müzesi’nin kuruluşunun 10’uncu yılına denk gelen, son derece önemli bir sergi! Catherine Grenier’nin küratörlüğünü yaptığı sergide 123 eser yer alıyor.
35’i heykel, 19’u resim, Sonsuz Paris dizisinden 37 desen, 28 fotoğraf ve 4 arşiv belgesi var bu koleksiyonda!
Bazı sanatçılar var ki, eserleri öyle değişik ve özgündür ki, görür görmez eserini tanırsınız... Daha önce Giacometti’nin herhangi bir heykelini veya heykelinin fotoğrafını gören biri, nerede olursa olsun, hangi heykelin ona ait olduğunu bilir... Çünkü ancak özgün kimlik bunu başarabilir...
Çünkü Giacometti tıpkı Matisse, Cezanne ve diğer başka “büyük” sanatçılarda olduğu gibi kendi dili olan bir sanatçıdır. Heykellerindeki “şiirsellik” onun sadece bir ressam, heykeltıraş değil şair olduğunu da ispatlar gibidir...
Ne diyordu Ferit Edgü, “Giacometti, resmini ya da yontusunu yaparken, karşısına oturttuğu modelden çalışıyordu. Amacı tuvalinde ya da yontusunda, karşısındaki modelin ‘gerçekliğini kavramak ve onu görünür kılmak’tı.”
Tematik bir anlayışta açılan sergiden, onun yaşamının değişik evrelerindeki değişimleri anlayabilirsiniz.Tematik bir anlayışla düzenlenen sergide, çeşitli dönemlerini yansıtan eserleri görebilirsiniz. Gerçeküstücü dönemi ve hâlâ modelle çalıştığı için “gerçeküstücüler”den atıldığı dönemin önemli eserlerini göreceksiniz... Kendi yakınındaki insanları, eşini, metresini, dostlarını, kardeşlerini model olarak defalarca kullandığı halde, her seferinde uzun uzun modeline bakar eserini öyle yaparmış Giacometti.
Yine Ferit Edgü bir anımsatmada bulunuyor “Uzun bir çalışma gününden sonra, yemekte gözlerini üzerinden alamayan Giacometti’ye sorar eşi: ‘Ne oldu, ne var, niçin böyle bakıyorsun?’
‘Bugün ilk defa görüyorum seni’ olur aldığı yanıt. Bakmakla görmek, görmekle algılamak elbette ayrı yetenek, hatta ayrı süreçlerdir.”
Gerçekten sergiyi gezdiğinizde, birbirine benzer sandığınız yontular, resimler aslında tamamen birbirinden farklı eserlerdir!
Hazırlanan derinlikli katalogdan yaşamını okuduğunuzda, küçükten beri babasının etkisiyle bir büyük sanatçının farklı evrelerden oluşan yaratıcılık sürecini öğreneceksiniz...
Meraklısı için bir de önemli kaynaktan söz etmeliyim, Jean Genet’nin “Giacometti’nin Atölyesi” adlı kitabı, sanatçıyı, onun dünyasını bir başka ustanın kaleminden aktarıyor...

Haberin Devamı

BİZANS’TA ŞİFA SANATI

Haberin Devamı

GIACOMETTI Sergisi’ni gezdikten sonra, müzedeki diğer önemli sergiyi muhakkak gezmelisiniz. İddia ediyorum “şifa bulacaksınız”.
Sağlık konusu belki de insanlığın kendini bildi bileli ilgilendiği bir mesele. Tarihte bu konuda neler yapılmış? Şifa konusunu kimler düşünmüş, kurcalamış, hatta onu bir “sanat” haline getirmiş? Görüşler neler? Acaba bugüne o günlerden ne kalmış? İnsanlar o zaman sağlığa nasıl bakarlarmış? Bunları hep merak ederim.
Küratörlüğünü Dr. Brigitte Pitarakis’in yaptığı Hayat Kısa, Sanat Uzun-Bizans’ta Şifa Sanatı sergisi hem içerdiği bilgi hem görsel açıdan eşine az rastlanır ve gerçekten ilgi çekici bir tema sergisi.
İnanç, büyü ve tababet kavramlarını, Bizans döneminden ikonografik sanat örnekleriyle ve dönemin araç, heykel, kabartma, yazmalarıyla gösteriyor...
Bizans’ın sağlık konusundaki çalışmalarının başka yerleri de nasıl etkilediği konusuna da açıklık getiren, sağlık tarihi ve sanat tarihini bir araya getiren, meraklılarını fazlaca mutlu edecek bir sergi.
Kimilerine göre hastalığın birinci nedeni şeytanlar, başkaları da modern tıp açısından bakıyor hastalıklara. Hastalıkları iyileştirdikten sonra “aziz” mertebesine yükselen şifacıların varlığı bilinen bir gerçek. Hz. İsa’nın da birçok hastalığı tedavi ettiği mucizelerinin tasvirleri, serginin önemli bölümlerini oluşturuyor.

* * *

Haberin Devamı

HAFTA sonu sanat programınızı, 10’uncu yılını iki önemli sergiyle kutlayan Pera Müzesi’ndeki sergilere ayırın.

Yazarın Tüm Yazıları