‘Duvarların Dili’ olsa

DUVAR yazıları benim belleğimde her zaman bir başkaldırı hareketiyle birlikte çağrıştırılır.

Haberin Devamı

Öğrenci hareketlerinden halk hareketlerine kadar, toplumun bütün seyri duvarlara yansır.
Pera Müzesi’nde açılan Duvarların Dili Sokak Sanatı hakkında serginin küratörü Roxane Ayral, bu mekânda sergilenişini bir soruyla tanıtıyor:
“Dünyanın tüm sokaklarını kendine mekân belleyen ve ifade şeklini sokakların özünden alan bir sanat formunun dört duvar arasına sıkışması mümkün mü?”
Duvarlarda siyasal mesajları görmek bizde yeni yeni boy atmaya başlayan ama hemen de boyu kısaltılan bir sanat.
Ayral’a göre, duvarlardaki yazılar hızla siliniyor, bir başkası tarafından müdahaleye uğruyor, ona göre fotoğraf sayesinde daha uzun ömürlü oluyor.
Yalnız siyasal protestolar yer almıyor duvarlarda, kendilerini, kültürlerini başkasına aktaramayanlar, azınlık grupları ve gençler topluma düşüncelerini duvarda iletiyorlar. Üstelik büyük bir kitleye seslerini duyuruyorlar.
Katalogdaki yazılar, duvarın dilini çeşitli açılardan incelemekteler.
Stephanie Lemoine’in Müzeye Bir Karşı Kültür: Kuruma Meydan Okuyan Kent Sanatı yazısında duvarın analizini yapıyor.


* * *

Haberin Devamı


ESQUİRE dergisinin kapağı:
Bir siyah şövalenin önünde oturmuş, fırça yerine sprey sıkıyor.
Yazı da şu: “70’in büyük sanatı”.
Aynı sayıda Norman Mailer da, graffiti üzerine konuşmuş.
Kataloğun çift sayfasında, olağanüstü bir fotoğrafı basmışlar:
Henry Chalfant’ın Öncü graffiticilerin boyadığı metroların fotoğrafları, New York, ABD, 1970’ler ve 1980’ler.
Elbet hepsinin bir mesajı yok, doğrudan bir sanat kolu olarak bunları görebiliyoruz.
Birçok sanatçının yapıtları, bu sergide görülebilir.
Türkiye sokak sanatı takipçilerinin yakından tanıdığı Tunç ‘Turbo’ Dindaş’ın graffiti için söyledikleri, çoğumuzun kabul edeceği, savunacağı bir gerekçe olabilir.
Duvarları boş ve gri görmekten hoşlanmıyor, Muğla’daki bir anısını ileterek, halkın da hoşuna gittiğini söylüyor.
Gerçekten ben de gri duvarlı şehrin ne kadar iç kapatıcı olduğunu bilirim.
Turbo’nun yaptıklarını da görürsünüz, konuşmasıyla algılama alanınızı da genişletirsiniz.
Yavuz Kocaömer Engelliler Parkı’nın duvarlarında, bu türün hayatı sıkıcılıktan, tekdüzelikten kurtardığını göreceksiniz.
Martha Cooper’ın Riverside Parkı yaratısı dikkatinizi çekecektir.
Herakut İkilisi’nin yaptığı Bana Bunu Dünya Yaptırdı’sı görülmeli.
Abbasağa Parkı’ndaki çalışmalar, festival tanıtımları, Türk sanatçıların yaptıkları da bu eşsiz serginin önemini arttırıyor.
İsrail’deki Sazan Balığı, Esenyurt’u konu edinen Kalkınmanın Maliyeti.
Duvarlara yazılan adlar, yanan işçilerin anısının yaşadığını/yaşatıldığını simgeliyor!
Kocaman bir duvar yazısında şantiyede yananların adının fotoğrafları var ve bir yazı: “Esenyurt’u unutmadık unutturmayacağız”.
Bukalemin Rüyası, Ortaköy Kültür Merkezi,
bizim sanatçılarımızın da duvar çalışmalarını sergide görebilirsiniz.


* * *

Haberin Devamı


HER zaman göremeyeceğiniz bir sergi, belki de bir daha böyle bir mekânda bunları seyredemeyeceksiniz. Ama sokaklarda yürürken etrafınıza iyi bakın, duvarlarda gördüğünüz kimi desenler büyük bir sanatçının eseri olabilir!
Gerçekten, özellikle genç kuşağın kaçırmaması gereken bir sergi.

Yazarın Tüm Yazıları