Dağlarca sergisini gezin

TÜRK şiirinin büyük şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın doğumunun 100’üncü yıldönümü.

Haberin Devamı

Şiirine ve kendisine büyük saygı duyduğum adlardan biridir Dağlarca.
Yakından tanıdığım, konuşmalarını dinlediğim bir edebiyat deviydi.
Her yazdığı şiir olan, doğuştan şairler sınıfındandı.
CKM’de (Caddebostan Kültür Merkezi) görülmesi gereken, iyi hazırlanmış bir sergi açıldı: “Türkçem Benim Ses Bayrağım-Dağlarca 100 Yaşında”.
Sergide, onun yaşamından kesitler, belgeler, fotoğraflar göreceksiniz.
Sergi kataloğu, onun tanımak, hakkında bilgi edinmek için gerekli bir kitap.
Sergiyi gezenlerin bundan mutlaka edinmeleri gerekir.
Şairin, şiir serüveninin çeşitli aşamalarını bu sergiden izlemek mümkün.
Özel eşyası, Türkiye’deki ve yurtdışındaki gezilerden fotoğraflar...
Darbe dönemlerinde, hemen hemen bütün şairler hapishaneye düşmüşlerdir. On beş gün Sağmalcılar Cezaevi’nde yattı, o günlerde şöyle demişti: “O kelepçe benim şairliğime, yazdığım ve yazacağım şiirlerime takılmıştı aslında.”
Bir Tutsağın Öyküsü
şiiri bu olayın şiiridir.
Sergi, onu tanıyanların, görenlerin de ilgisini bilmeyenler, görmeyenler kadar çekecektir. Çünkü toplu halde, yaşamından notları, belgeleri, fotoğrafları görüp incelemek, bütüncül bir tanımayı, anımsatmayı sağlar.
Katalogda, başka şairlerin de şiirleri üzerine düşündükleri yer alıyor.
Kataloğa emek verenleri yazmalıyım.
Veysel Uğurlu, Yasemin Arpa, A. Ertan Mısırlı. Serginin kataloğu Yapı Kredi Yayınları arasında çıktı.
Doğrusu çok iyi hazırlanmış bir sergi.
Dağlarca’nın şiir üzerine söylediklerinden birkaç cümleyi aldım:
“Bıraksınlar beni iki yüz yıl, doğanın, insanın, hayvanın, bitkilerin bütün gizlerini çözemezsem beni ve bütün dizelerimi milyonlarca kez yaksınlar. Ya da en uzak yıldıza taksınlar ipimi, beni sallandırsınlar.
Elimden gelse bütün yapıtlarımı, dergilerde çıkmış bütün şiirlerimi, bütün konuşmalarımı, bütün yazıları, bütün söyleşileri, bütün resimleri, yeryüzünde benimle ilgili küçük büyük ne varsa alır giderim uzak bir gezegene. Orada işime yeniden başlarım.”

***

AKSARAY’DAKİ kitabevine nerdeyse her gün uğrardım. Camında büyük harflerle daktilo edilmiş bir şiir asılı olurdu.
Dağlarca, o şiiri okuyanları seyreder, içeriye girenlerle de konuşurdu.
Bizler de onu bu mekânda ziyaret ederdik.
Unutamadığım bazı anılarım var.
Altın Çelenk Ödülü’nü kazandığında, hazırlanan özel kitapta benim Tek Başına Bir Okul Fazıl Hüsnü Dağlarca yazısına yer vermişti, MSGSÜ’de kendisine verilen Fahri Doktora töreninde, sahnede onun yanında İlhan Selçuk’la ben birlikte fotoğraf çektirmiştik.
Sergide bir sürprizle de karşılaştım.
1974 yılında, seçmeler kitabını bastırmak için gönderdiğim mektubu camekânın içinde gördüm.
O zaman Hürriyet Yayınları’nın yönetmeni idim, şairlerden seçmeler dizisi hazırlıyorduk, ilk kitap Behçet Necatigil’in kendi yaptığı seçmelerdi, adı da Sevgilerde idi. Dağlarca ile de Altın Kitaplar’da buluşup çalışıyorduk, ancak sonra projemiz gerçekleşemedi. İşte seçmeler için gönderdiğim mektup oydu.

***

CKM’deki bu sergiyi 14 Kasım akşamına kadar görebilirsiniz. Görmelisiniz de!


Yazarın Tüm Yazıları