Bir görüntünün anımsattığı

SABAH televizyonda Öğretmenler Günü ile ilgili törenleri, görüntüleri izlerken birkaç görüntü beni çok etkiledi.

Haberin Devamı

Öğretmen adaylarını, öğretmenlerin ders verdikleri okulun sınıflarını boyarken, okulun dış cephelerine badana yaparken gördüm.
Tuhaf ama 2014 yılı sona eriyor!
Anadolu’nun birçok köyünde hâlâ bu görüntüler var ve kimse yadırgamıyor! Sokağa çıkıp insanlara sorsanız, bu dönemde böyle okul mu kaldı diye şaşıracak kimse yok. Herkes kanıksamış...
Çünkü Anadolu’nun çeşitli köylerindeki okullarda, öğretmenler sadece dersten değil, okulun bütün ihtiyaçlarından sorumludur. Kışın yakacağından, temizliğinden sorumludur... Bir başka televizyon görüntüsünde de öğretmenler sınıftaki sobaya odun taşıyorlardı. Bir başka öğretmen de odun kırıyordu.
O kentte yaşayanların bu okullara yardım etmeleri gerektiğin, hatta bir sorumluluk olduğunu söyleyeceğim. Ama orada yaşayanlara gelene kadar asıl sorumlular ne yapıyor onu merak ediyorum...
Kar yolları kapadığında nice okula ulaşan yollar kapanıyor.
Hâlâ kışa teslim bir hayat.
Yazın Doğu’daki, Güneydoğu’daki öğrencilerin büyük kentlere davet edildiklerinde hangi duyguları taşıdığını bilmek pek de imkânsız değil.


* * *

Haberin Devamı


ŞİMDİ Köy Enstitülerini anmanın, nasıl bir öğrenim devrimi olduğunu söylemenin tam sırası.
Köyünden ayrılamayan, köyünün sınırları dışına çıkamayan çocukların bu enstitülerde okudukları, yaşadıkları, eğitim tarihimizin unutulmaz sayfalarıdır.
O dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in o eğitim kurumlarına gösterdiği ilgi tarihlerde yazar.
Şimdi nasıl sobayı, kestikleri odunla yakarak öğrencileri ısıtıyorlarsa, Köy Enstitüsü’nde okuyanlar da böyle ısınıyorlardı. Hatta birçoğu okulunu kendi inşa etmişti.
Onların yaşamı, öğrencilikleri konusunda bilgi edinmek isteyenler, enstitüden yetişenlerin kitaplarını okumalıdırlar.
Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yayımladığı albümler, bu devrimin yazılı ve görsel tanıklarıdır.
Ardahan’a Dursun Akçam Kültür Merkezi’ne giderken, uzaktan Cılavuz Köy Enstitüsü’nü görmüştüm.
Kısa bir süre önce kaybettiğimiz Talip Apaydın’ın anılarında adeta bir eğitim mucizesinin güncesini bulursunuz.
YKKED (Yeni Kuşak Köy Enstitüler Derneği) konuyla ilgili çalışmalarıyla, etkinlikleriyle enstitülerin neler yaptığını sürekli gündemde tutuyor. Bu açıdan onların çalışmalarını her zaman destekliyorum.
Gerçek şu ki hâlâ Köy Enstitülü yazarların kitapları okunmalıdır, onları bilmeden, köy gerçeğini anlamak imkânsızdır. Şimdi bile Anadolu’ya bakanlar bu bilgilerin, belgelerin ışığında bakmalıdırlar. O zaman neyin neden değişmediğini, 2014’te bile 50 yıl öncesinin mahrumiyetlerinin neden yaşandığını daha iyi anlarlar.


* * *

Haberin Devamı


21’inci yüzyılda çağa yakışan koşullarda görev yapmalı öğretmenler.

Yazarın Tüm Yazıları