Benim hayatımın halk kahramanıydı

HER iyi yazarın, her iyi dostun ölümü sizin bir parçanızın ölümü gibidir.

Haberin Devamı

Yaşar Kemal’de bunu hissettim.
Bütün kitaplarını okuduğunuz bir yazarı, yakından tanıdığınızda onun sadece edebi değil, insan yanını da tanırsınız.
Modern bir halk yazarı olmanın, bu bileşimin nasıl gerçekleştirildiğinin örneğiydi. Benim hayatımdaki tek “halk kahramanı” oydu!
Onunla birlikte yabancı ülkelerdeki ödül törenlerine katıldım, orada gördüğüm, gözlemlediğim; kendine özgü edebi mucizeyi nasıl gerçekleştirdiğiydi.
Bir ülkeyi bir yazardan tanımak yazar için en önemli ödüllerden, övülme nedenlerinden biriydi. Çünkü o çok katmanlı bir yazardı.
Her ülkeden, her birikimden, her ırktan, her dinden, her ideolojiden yazar, onda kendini bulurdu.
Usta bir yazar, büyük bir dil büyücüsü olmasının öncesinde Yaşar Kemal “iyi insan”dı! Dürüsttü! Kimsenin aleyhine konuşmaz, kimsenin arkasından iş çevirmez, asla yalan söylemezdi! Onun bir meslektaşı hakkında kırıcı konuştuğunu da anımsamıyorum. Aksine onları över, hepsinin de Türk edebiyatının iyi yazarlar olduğunu savunurdu.
Hatta onların kitaplarının basılması için nasıl çabalar harcadığına tanık oldum. Yurtdışındaki ödül törenlerinde, Türk edebiyatı üzerine konuşurken kendi yazdıklarını değil, başka ustaları anlatırdı. İlk romanıyla, dünya edebiyatının modern klasikler listesine giren, İnce Memed gibi bir kahramanın yaratıcısına Türkiye’nin ödenmemiş borçları vardır! Çünkü zaman zaman onu üzen olaylar olmuş, davranışlarda bulunulmuştur!
Kahramanları hep ezilen, hor görülen insanlardı. Köyden kentten olmaları bir fark yaratmıyordu. Yazar, onlar arasındaki değişmez kader çizgisine isyanı yazdı. Çukurova’dan İstanbul’a gelen bir yazarın gözlem gücü, okuyanı hayran bırakacak düzeydeydi.
Yaşadıklarını, okuduklarını bir arada yoğurdu, gerçeklikle şiirsel yaratıcılığın ürünlerini verdi.


*

Haberin Devamı


DESTANLARI bilen, halk edebiyatını özümsemiş birinin durumunda iki yol vardır. Basit, kolay yol onların taklitçisi olmaktır, zor olan o malzemeden yeni, modern bir edebiyat çıkarmaktır.
Yaşar Kemal, bu güç işi başardı.
Kimi edebiyatçılar bir tek türde yazarlar, onda başarılarını sürdürürler.
Yaşar Kemal, röportajdan öyküye, romana kadar bütün türlerde en iyisini yazdı.
Göçle ilgili romanları, onun başyapıtları arasında mutlaka okunması gereken kitaplarıdır. Türkiye gibi mecburi, zorunlu, siyasal kırılmalarla göçleri yaşamış, yerinden yurdundan olmuş insanların göç öyküleri hepimizi etkiledi. Masalların büyülü dünyası onunu aracılığıyla bugün de bizi tesiri altın alır. Çünkü o masallar altındaki gerçeği keşfetmeyi bize o öğretti.
Doğayı Öldürmek yazısında bakın ne yazmıştı:
“Hopura uğrayan kültürümüzün gücü, onuru hopura uğrayan toprağımızın, insanımızın yaşama gücü bizimle birliktir. Bu güce inanç bir romantizm değil, gerçektir.
Bu gerçekle birlik olanlara sinmek yakışmaz, yaramaz, hayretmez.”
Önemli, anahtar yazılarından biri; Masal Deyip de Geçmemeli başlığını taşır.
Bendeki yerinin bağlayıcı özelliği, bana doğayı sevdirmesidir.
Son zamanlarda onursal doktora unvanı aldığı iki üniversitede de onun hakkında konuşma onurunu bana Yaşar Kemal ve eşi Ayşe Semiha bağışlamıştı.
Ömrümün unutamadığım anlarıdır onlar!

*

Haberin Devamı

ARTIK anılarımızda, kitaplarında yaşayacak. Hüznü yüreğimizden ve belleklerimizden silinmeyecek.

Yazarın Tüm Yazıları