Bardağın dolu yanına bakmak

BAYRAMLARDA ben İstanbul’da kalırım, kenti rahatça dolaşabilmek, az nüfuslu bir beldenin kolaylığını yaşamak için.

Haberin Devamı

Trafik rahattır, kitapçılar, CD, DVD mağazaları çılgın kalabalıktan arınmış, sadece meraklılarını ağırlayan bir görünüşleri vardır.
Küresellik insanı dünya vatandaşı yapıyor, bütün dünyanın derdi sizin de derdiniz oluyor. Hele Ortadoğu gibi bir bölgede yaşıyorsanız, bayramda bile hücrelerinizin bir bölümünde tedirginlik vardır.
Televizyon ve gazetelerdeki taze haberleri nasıl değerlendiriyoruz. Günün yüzeysel bilgileriyle, yetkililerin yorumuyla. Bize sunulan, aktarılan açıklamaları yeterli buluyoruz.
Sorularım herkese. Şimdiye kadar Ortadoğu ile ilgili kaç kitap okuduk? Irak’ın İran’a, Kuveyt’e saldırılarından itibaren Saddam’ın devrilmesine kadar geçen süreçte olayları anlamaya çalıştık mı?
O ülkelerin tarihini ne kadar biliyoruz? Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Ortadoğu’daki Arap devletlerinin niteliğini, nasıl kurulduklarını, demokrasi açısından konumlarını öğrenmek için bir çaba gösterdik mi?
BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ne oldu? Hâlâ geçerliliği var mı?
Her gün çarpışan bir grubun adını duyuyoruz, okuyoruz, dinliyoruz, haklarında fazla bilgimiz yok.
Kitapçıları gezerken, internetten kitap ısmarlarken bunları düşünmeliyiz. Yaşadığımız coğrafyanın kötü sürprizlerle dolu olduğunu, bunlara en azından zihni hazırlık için okumamız gerektiğini anımsatıyorum.
Ben bugünlerde, dış politika yazarlarını okuyorum, iç politikadan daha önemli onların yazdıkları, söyledikleri, çünkü iç politikayı da onların yazdıkları belirleyecek.
İnternetin işlevini burada kullanmalıyız.Gazeteden, internet sitelerinden okuduğunuz yazarların hepsinin e-posta adresleri var, onlardan kitap, dergi adı öğrenebiliriz.
Yarınımızla ilgili sorunlarda daha duyarlı, daha donanımlı olmamızın hayati derecede önem taşıdığını algılamak zorundayız. Kitapçıları gezerken, gözünüzü bu bölgeyle ilgili kitap raflarında da gezdirin.


* * *

Haberin Devamı


KARŞILAŞTIRMA yapma alışkanlığım vardır. Çünkü bu kavram konuları, bir ülkenin siyasal ve toplumsal durumunu tarihsel süreç içinde değerlendirmemizi sağlar. Kültür, sanat açısından değerlendirirsem, okurlarım “Diğer konuları es geçiyorsun, siyaseti ihmal ediyorsun” siteminde bulunmasınlar. Çünkü ben inanıyorum ki, kültürel gelişme, sanatın gündelik hayatta yer alması, iyi bir siyasal gözlemci olmamızı sağlayan etkenlerin başında gelir. Eğer bugün yazar, sanatçı özgürlüğü üzerine düşünmek istiyorsanız, Tanzimat’tan bu yana yazar-siyaset ilişkilerinin tarihini okumalısınız, değişenle değişmeyen arasındaki bağlantıları ancak böyle saptayabilirsiniz.
Osmanlı’dan bu yana yazarların ve şairlerin, siyasetçilerin baskısına uğradıklarını okuyunca, direnicinizi, mücadelenizi kaybetmezsiniz.
Gene bu özellikler de kitaplarla sağlanacaktır. Bugün yayın dünyamız size bu fırsat zenginliğini sağlıyor.
Nur içinde yatsın, sevgili arkadaşım Onat Kutlar’ın gece kitapçıları isteği artık gerçekleşti, AVM’lerde tatil günlerinde bile kitap bulabiliyorsunuz. Çocukluğumuzun, hatta gençliğimizin bayramlarını düşünüyorum. Bakıyorum da benim nostaljik anılarım yok, eski bayramlar diye başlayacağım bir yazı birinci paragrafta biter.
Oturup kitap okurdum, ya ikinci evimde ya pastanede.
Bir kitapçı yoktu ki gidip kitap seçeyim, bir CD alacak mağaza yoktu ki, aradığım bir plağı-long play’i alayım. Bugün şikâyet ettiğim/ettiğimiz AVM’ler de olmadığından ancak Beyoğlu’na çıkıp film seyredebilirdik. Şimdi her semtte iyi filmleri görebiliyoruz. Ödül kazanan yabancı filmleri dünya ile aynı zamanda izleyebiliyoruz. Çok tanınmış sinemalarda Türk filmleri seyrek gösterilirdi, şimdi Türk sineması atakta, filmler her yerde gösteriliyor. Bayramda bir de gideceğimiz yer tiyatrolardı. Onların da başında Şehir Tiyatroları geliyordu. Dram Tiyatrosu da, Komedi Tiyatrosu da Tepebaşı’ndaydı.
Özel müzeler yoktu. Devletin müzeleri gezilebilirdi, çoğumuz gerek okul programında gerekse ailemizin yönlendirmesiyle gezdiğimizden bayramda bu müzelere gitmezdik.
Şimdi bayramını İstanbul’da geçirenler özel müzeleri gezebilirler, orada katalogları alıp okuyabilirler; kafeleri, lokantaları var.


* * *

Haberin Devamı


SİYASETİN, savaşların gerilimli günlerinde okurlarıma sanat beldesine bakan bir pencere açmak istedim.

Yazarın Tüm Yazıları