Acılı yirmi beş yılın ardından

ÇETİN EMEÇ öldürüleli yirmi beş yıl olmuş.

Haberin Devamı

Galatasaray Lisesi’nin kapısından girerken, Aziz Mahmut Hüdayi’nin belleğimden hiç çıkmayan dizeleri mırıldandım:
“Günler gelip geçmekteler
Kuşlar gibi uçmaktalar
Ehl-i fesâdın yeri nâr
Ehl-i salâh uçmakdadır.”
Bir sabah Hürriyet’te çalışırken bizi yüreğimizden vuran o haber gelmişti.
Çetin Emeç’i ve şoförü Sinan Ercan’ı vurmuşlar!
Doğrulara tahammül edemeyenlerin, sözle kendini savunacak kişilikten yoksun olanların her zamanki insanlık dışı davranışları.
Yalnız onu tanımıyordum, o tek başına mesai arkadaşım değil dostumdu; ailesini de biliyordum, onlarla da yakın ilişkimiz vardı... Gariptir ki böyle bir tanışma, yakınlık acının alanını büyütüyordu.
Eşi Bilge Emeç ve onunla birlikte gittiğimiz yemeklere, onu bir türlü sayfanın başından koparamadığımız için lokantaya herkes kalkarken yetişirdik.
Mükemmelin peşinden koşanların ortak yaşama biçimidir bu.
Geceleyin geç saate kadar dışarıda kalan Çetin, sabahleyin erkenden gazeteye gelirdi.
Genç kuşaktan dostlarıma hep tekrar ettiğim bir ilkem vardır. Geceyi yaşarken gündüzü unutmayın! Bunun en iyi örneğini Çetin Emeç verirdi...
Müziği bilirdi, severdi. Kızı Mehveş Emeç’in konserlerine birlikte gidiyorduk.
Tabii söylemeye gerek yok nefes nefese yetişirdik konsere de.
O da klasik müziği dinlerdi.
İstanbul Müzik Festivali zamanında, onun gazete sayfalarına yansıması için büyük çaba harcardı.
Yalnız İstanbul’da değil İzmir’de de bu kural bozulmazdı.
Cumartesi günü dostları ve gazeteciler okuduğu Galatasaray Lisesi’nin Tevfik Fikret Salonu’nda buluştuk.
Onun adına düzenlenen bir ödül törenindeydik. Genç kuşaktan birçok gazeteci onun yolunda yürüdüklerini ürünleriyle, çalışmalarıyla ispatladılar.
Törenin sunuculuğunu
Özalp Birol üstlendi. Açış konuşmasını Uğur Dündar, ardından da İnan Kıraç yaptı.
İnan Kıraç’tan iki sınıf üstteydi Çetin Emeç, ayrıca eşi Suna Kıraç da Bilge Emeç’in sınıf arkadaşıydı, iki aile arasında kavi bir dostluk vardı.
Mehveş Emeç’in nice başarılı konserini birlikte dinlerken, şimdi babasının anısına çalıyordu.
Mehmet (Memo) Emeç’in teşekkür konuşmasıyla gün son buldu.
Hiç kuşkusuz her yıl tekrarlanan soru bir kez daha soruldu?
Failler ne zaman bulunacak?

*

Haberin Devamı

ÖDÜLLERİN önemini, işlevini her zaman savunurum.
Adına ödül verilen kişi anımsatılır, yaptıklarının unutulmaması sağlanır. Çalışmaları hakkındaki bilgi kuşaktan kuşağa devredilirken, onu örnek alanlar çoğalır.
Yalnız büyük kentlerde, ulusal gazetelerde yazanlar çizenler değil, yerel gazetelere emek verenler de bu ödüllerle tanınır, geniş bir kitleye ulaştırılır.
Ödül töreninde yerel gazetelerden ödül alan kişileri tanıdık, onların çalışmalarını kutladık.
Bir cumartesi günü Çetin Emeç ödül törenine gelenler birkaç grubun bir sevgide buluşmalarıydı. Lisedeki arkadaşları, gazete dünyasının asları, ödül alan ve almayan genç gazeteciler kuşağı bir aradaydı.
Elbette bu ödül törenleri, anmalar aynı zamanda düşünceleri, yazdıkları yüzünden öldürülen bütün tanıdıklarımıza, tanımadıklarımıza da bir göndermedir.
Dün de mezarı başında anıldı, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin konuştu, ayrıca Sedat Ergin geleneği bozmayarak onunla birlikte öldürülen Sinan Ercan’ın da mezarını ziyaret etti.

*

Haberin Devamı

DİLERİM başka cinayetlerin, faili meçhullerin tanığı olmayalım, acıları yaşamayalım, yaşatmayalım.

Yazarın Tüm Yazıları