27 Mayıs’taki askerler neyi okumuşlardı?

Haberin Devamı

BİR çalışmanın ilk adımı, iyi bir kaynakça (bibliyografya) yapılmasıdır.
Bibliyografya konusundaki çalışmalarıyla tanınan, yazılarıyla, çalışmalarıyla kitap ve yayın dünyasının en önemli adlarından biri M. Türker Acaroğlu’dur.
Onu sık sık Ankara Caddesi’ndeki köşedeki binadaki çalışma odasında ziyaret ederdim. O zaman Derleme Müdürü görevini yerine getiriyordu, bu görevi yerine getirirken de yazılar yazıyor, çeviriler yapıyordu.
Okuduğum dergiler arasında yer alan Müteferrika’da*, onunla ilgili yazıları okudum, meraklısına da bu bilgileri ileteyim istedim.
Acaroğlu, bugün 100 yaşında ve hâlâ çalışıyor.
Onun Türk siyasal tarihinde de çevirdiği bir kitap vesilesiyle önemli bir yeri vardır. Grigoriy Petrov’dan çevirdiği ‘Ak Zambaklar Ülkesi: Finlandiya’ kitabını, 27 Mayıs hareketini gerçekleştiren bütün askerler, özellikle Milli Birlik Komitesi üyeleri okumuşlardı.
Yaşar Kemal’in onlarla yaptığı röportajlarda, hepsi o kitaptan söz etmişlerdi.
Dergide Acaroğlu’nun Kaynakça Çalışmalarına Ne Zaman Başladım yazısıyla Bülent Ağaoğlu’nun 100 Yaşında Bir Deliormanlı M. Türker Acaroğlu Kaynakçası’nı da okuyun, çalışmalarını öğrenin.
Acaroğlu’na uzun ömürler diliyorum.


* * *

Haberin Devamı


GEÇMİŞİ bugüne getirmenin, sağlıklı bir çalışma yöntemi olduğunu söylemek bile gereksiz. Ancak edebiyat dünyasının geçmişinden verilecek örnekler, bugün için bir düşünme biçimini destekleyebilir.
Erol Üyepazarcı’nın İki Sevimli Hece ve İlginç Bir Yaşam: VÂ-NÛ Nâm-ı Diğer Vâlâ Nurettin yazısı, aynı dünya görüşünde olmayanların, Nâzım Hikmet’in özgürlüğü için yaptığı jesti anımsattığı için okunmalı.
Çünkü onun yaşamının birçok evresinde Nâzım Hikmet’in rolü vardır.
Vâ-Nû’nun eşi Müzehher Vâ-Nû’nun Bir Dönemin Tanıklığı kitabından bir alıntı bilinmesi gereken bir tarafsızlık tavrını simgeliyor.
Sol fikirleri benimsemeyenlerin bir şairin affı için imza toplamaları acaba bugün rastlanabilecek bir olay mıdır?
Cevabımız pek olumlu olamaz ne yazık ki.
Halide Edip Adıvar, bir gün Nâzım’ın maddi durumunu Müzehher Vâ-Nû’dan sorar, o dönem için az sayılmayacak elli lirayı şaire iletmek üzere verir ve her ay Beyazıt’taki evine telefon ederek gelmesini rica eder ve şaire yardımını sürdürür.
Kitaptan ilgili bölümü okuyalım: “Halide Edip’in de Adnan Bey’in de solda olmadıklarını söylemek gereksizdir. Ama ikisi de dünya görmüş gerçek aydın olduklarından, hakla haksızlık arasındaki o kıl payı dengede kefeyi haktan yana ağır bastırırlardı.”
Şairin affı için kampanyayı destekleyen adları okumak için dergiyi alın, çünkü siyasal dünya görüşünü işe karıştırmadan yazar özgürlüğüne inananların bugün bu dayanışmayı sağlayıp sağlayamayacaklarını varın siz düşünün. Söz konusu bildiriye imza atan isimlerden birçoğunu “sol” ideolojiyle bir arada anmadığımız halde, aydın sorumluluğunu yerine getirmekte hiçbir çekinde görmediklerini fark edeceksiniz.
Yıllardır göremediğimiz bir tutum bu.


* * *

Haberin Devamı


SAĞLIKLI, huzurlu, bol kitaplı ve sanatla dolu bir bayram geçirmeniz dileğiyle. Bayramınız kutlu olsun.
Okurlarıma önemli bir hatırlatma: Müzeleri Bayramın ikinci gününden itibaren gezebilirsiniz.

(*) Müteferrika, Kitabiyat Dergisi-Yaz 2015/1, Sayı: 47, Büro Tel.: (216) 336 47 34.

Yazarın Tüm Yazıları