Kentlerimizde inşaat hiç bitmiyor

Bitmez de...

Çünkü bize miras kalan güzelim binaları, eserleri biz rant uğruna yok ettik.
Kentlerimizin en güzel yerleri yağmalandı, gecekondularla doldu.
Geceden sabaha ortaya çıkan bu konutlar seçim dönemlerinde affa uğradı.
Yetmedi...
Her seçim döneminde onlarca vaatle; bu sefer de çok kata izin verildi.
Şimdi gecekondular apartman oldu.
Belki bakarsınız; beş on yıl sonra gökdelen de olur.
Ve benim bu konularla ilgili meslek odalarımın sesi geçen bu 50 yılda sesi çıkmadı.
Ya da çıktıysa o kadar cılız duyuldu ki; kimse farkına bile varmadı.
Şimdi de kentsel dönüşüm adı altında bir takım bölgeler, yerler yeniden yapılıyor.
Kavram güzel ama içi boş...
Yani “yık, yap” dense çok daha iyi olacak.
Bizim odalarımız yine bildik medyatik projelere takılıp gidiyor.
Anlamış değilim...
Mimaride büyük sorunlarımız var, kent planlamamızda büyük sorunlar var, estetik de büyük sorunlarımız var.
Bu gidişle büyük kentlerimizdeki inşaat hiç bitmez.
Ve biz her gün yeni sıkıntılarla boğuşmaya devam ederiz.

Neden kalıcı mekanlar yaratamadık

Londra’da, Paris’te, Viyana’da veya Avrupa’nın bir başka yerine 20 yıl önce gittiğinizde gezdiğiniz, gördüğünüz, yemek yediğiniz bir yeri bugün gidin elinizle bırakmış gibi bulabilirsiniz.
Bizde öyle mi?
Geçen yıl açılan bir mekanı bu sene görebilir misiniz bilemiyorum.
Adamlar 300 yıldır aynı mekanı işletiyor, bizde 10 yılı geçen işletmelere eski diyoruz.
Neden bunları yazdım.
Geçen gün bir arkadaşım Fransa’dan aradı.
Birkaç yıl önce gittiğimiz yerleri sordu, “Yine gidelim” dedi.
Tamam hepsi değil ama yarısının kapandığını, ya da el değiştirdiğini fark ettim.
Gerçekten de İzmir’de böyle kalıcı mekanlara ne zaman sahip olacağız?

Tramvaylı günler

Tramvaylı günlerin yakın olduğunu açıkladı İzmir Büyükşehir...
Ve Aralık sonundan itibaren deneme seferlerinin başlanacağını söyledi.
Bittiğinde çok güzel olacağını biliyorum.
İnsanların bugün yaptığı şikayetleri geri alacağını da biliyorum.
İzmir’e yakışacağını, İzmirlilerin hayatını da kolaylaştıracağını biliyorum.
Ama ben de bir an önce bitmesini istiyorum.

İzmir’in soğuğu üşütür

Ankaralı dostlarımız geldi geçenlerde...
Kendilerini uyardım.
“Ben Ankara’ya gittiğimde üşümem, nem yok çünkü... Ama siz sıkı giyinin, ne olur ne olmaz. İzmir’in kış güneşine aldanmayın” dedim.
Aldandılar...
Sonuç ortada...
Ankara’ya dönüşte yorgan döşek yatmaya başladılar.
Valla İzmir’in havası güzeldir ancak soğuğu da soğuktur.
Ve bunu vücudunuzun her yerinde hissedersiniz.
Üşürsünüz...