Artık yeter, huzur istiyoruz

UZUN zamandır rahatlatan, siyasetin dışında bir pazar yazısı yazmıyordum.

Haberin Devamı

Dün bilgisayarımın başına geçtiğimde böyle bir yazı kurgulamıştım ki, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürüldüğüne dair haberler ajanslardan geçti.

Hafta başından bu yana Rusya’yla yaşadığımız gerginlik, mülteci haberleri, sınırdan gelen insanın vicdanını kanatan görüntüler sonra anladım ki, Türkiye’ye rahat yok.
Zaten bir buçuk yıldır seçimden seçime koşan vatandaşımız yorgun ve bıkkındı, üzerine bu olaylar insanda ne yaşama sevinci bıraktı, ne başka bir şey...
Tahir Elçi’nin “PKK terör örgütü değildir” sözüne hiç katılmadım, hatta herkes gibi ben de eleştirdim.
Çünkü, PKK eli kanlı bir terör örgütüdür.
Ve Kürt vatandaşlarımıza da en büyük kötülüğü yapan, haklarını gasp eden, ipotek altına almaya çalışan bir terör örgütüdür.
Dolayısıyla Tahir Elçi’yle bu konuda uzlaşmam söz konusu bile olmazdı.
Buna rağmen Elçi’yi hep yakından takip ettim.
Baro Başkanlığı döneminde önemli açıklamalarda bulundu ve çözüm sürecinin olgunlaşmasında pozitif katkılar sağladı.
Öldürülmeden önce birkaç dakika önce yaptığı açıklamalar da bunu kanıtlıyordu.
“Bu tarihi bölgede, birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun, diyoruz.”
Yanlış mı?
Birkaç aydır okula gidemeyen çocuklar, işlerine gidemeyen insanlar, bırakın ekmeği çocuk maması bile bulamayan anneler, babalar...
Bu manzarayı ve yaşananları kimse hak etmiyor.
Edirne ya da Diyarbakır, İzmir ya da Hakkari kesinlikle hak etmiyor.
Tahir Elçi’nin son sözleri Anadolu gerçeğini çok güzel özetliyor.
Bu coğrafya insanlığın ortak mekanıdır ve artık savaşlar, çatışmalar istemiyoruz.

Haberin Devamı


Yan yana gelemiyoruz

SADECE siyasiler mi yan yana gelip bir konuda ortak açıklama yapmıyor? İnanın böyle değil...
Aslında birbirleriyle işbirliği yapması gereken, aynı amaç için çalışan meslek örgütleri bile ikiye, üçe bölünmüş durumda... Böyle olunca da ülkenin en temel meselelerinde bile yan yana gelmeye çekiniyorlar. Sizi bilmem ama bu durum beni çok endişelendiriyor.

Haberin Devamı


Fark ettiniz mi salonlar boş

VAKİT buldukça davet aldığım toplantılara gidiyorum.
Şöyle bir gözlemim var.
Belki Türkiye’nin son dönemde yaşadığı bu siyasi iklimden ve gerginliklerden, belki de toplumsal bıkkınlardan dolayı toplantılara gelenlerin sayısında ciddi bir düşüş var.
Belli ki, bir hazırlık yapılmış, salonlar kiralanmış, yüzlerce davet gönderilmiş ama gelen kişileri göz ucuyla hemen saymak mümkün oluyor.
Bunda toplantılarda kullanılan yöntem ve içerik yönetiminin de büyük etkisi var.
Seçilen konuların işlenmesi, katılanların konuşmaları ve sunum biçimleri de unutulmamalı...
Uzun, akademik, görsellikten uzak ve yeni bir önerisi olmayan konuşmalar artık ilgi çekmiyor.
Gelenler de ya mecbur olduklarından ya da hatır gönül ilişkisinden salondan ayrılamıyorlar.
Doğrusunu söylemek gerekirse, ben de giderek seçici olduğumu fark ediyorum.

Haberin Devamı


Başarı gelmezse seyirci de gelmez

PINAR Karşıyaka-Panathinaikos maçının biletleri 80 liraydı ve tribünlerde yer yoktu.
Karşıyaka-Denizli maçında ise tribünler yine boştu.
Gerçi iki maç da aynı saatlerdeydi ama bu görüntü uzun bir süredir devam ediyor.
Geçen yıl bir sezon boyunca Karşıyaka’nın maçlarını tribünden izleyen biletli seyirci sayısı sadece 8 bindi.
Evet, topu topu 8 bin...
İddia ediyorum, 20 bin kişilik bir salon olsa Pınar Karşıyaka’nın maçlarını 20 bin kişi izler.
Bu hafta içinde biraz spor yazacağım.
Çünkü, tüm iyi niyetlere rağmen futbolda başarı bir türlü gelmiyor.
Öyle anlaşılıyor ki, Süper Lig hayallerini şimdiden rafa kaldırmamız gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları