Adres doğru: İzmir

Tamam itirazımız yok; İstanbul İstanbul’dur, önemli bir destinasyondur, dünyanın gözü oradadır, cazibe merkezidir, herkesin aklı fikri oradadır da...
Türkiye’de sadece bir İstanbul mu vardır?
Uzun zamandır yazıyorum.
İstanbul’un alternatifi İzmir’dir, İzmir’in çevresidir.
Daha geniş bir hinterlandla Ege’dir, Ege Bölgesi’nin o eşsiz coğrafyasıdır.
Saymayayım tek tek...
Urla’sı da başkadır, Seferihisar’ı da, Alaçatı’sı da, Çeşme’si de, Ada’sı da...
Belki farkında değilsiniz ama ben size anlatayım.
Son üç yılda otel sayısında ciddi bir kapasite artışı var. Yenilerinin sırada olduğunu biliyorum.
Açılan restoran sayısında da patlama var. Ve şunu biliyorum; hala çok eksiğimiz olmasına rağmen ortalama bir lezzet kalitesinde de sevindirici artış var.
Eğlence mekanları keza öyle...
Biliyorum hala bir Atina, bir Barselona, bir Amsterdam değil, ama o iyi örneklere doğru bir gidişat var.
Çeşme’yi biliyorsunuz. Bana göre Bodrum’dan da, Antalya’dan da önde son yıllarda...
Hatta daha sivri bir şey söyleyeyim.
Çeşme’nin eğlencesi Fransız Riviera’sı olarak bildiğimiz Cannes, Nice, Monaco’da yok.
Abartmıyorum; bunu Fransızlar söylüyor.
Fransa’nın en önemli magazin dergilerinde kıyaslamalar yapılıyor ve Çeşme Akdeniz’in yeni yıldızı olarak gösteriliyor.
Önce şundan başlayalım.
Hafta sonları için ruhunuzu dinlendirecek, stresinizi atacak, hayata biraz mola verecek bir adres mi arıyorsunuz; işte orası İzmir’den başka bir yer değildir.
Barselona böyle bir yer oldu, Amsterdam öyle, son dönemde Atina, Berlin öyle...
On binlerce insan hafta sonu tatiliyle başladıkları bu destinasyonlara artık daha sık gidiyorlar.
Ege Genç İşadamları Derneği; İzmir Valiliği ile Büyükşehir Belediyesi’nin de içinde bulunduğu birçok kurum ve kuruluşun desteğiyle @cityofizmir projesini başlattı.
Yeni sosyal medya fenomeni Instagram’da İzmir’i daha çok anlatacaklar.
Bu ve benzeri projeleri destekliyorum.
Çünkü orta vadede başarılı olacağını biliyorum.
Çünkü adres doğru...
İzmir’den başkası değildir.

Siyasiler sevgi sözcüğünü çok kullanır

Görev süresinin birinci yılı nedeniyle Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ı dinledim dün... Şöyle bir cümle kullandı, çok hoşuma gitti.
“Eşimi seviyorum. Eşimi mutlu etmek için nasıl bir Karşıyaka istediğimi düşündüm bu geçen bir yıl içinde... İki çocuğum var; çocuklarımı seviyorum. Çocuklarımın mutlu olabilecekleri bir Karşıyaka hayal ettim bu yıl... Evimizde bir kedimiz var; onu da çok seviyorum. Hayvanlarımızın mutlu olabileceği bir Karşıyaka düşündüm geçen yıl... Karşıyakalıları seviyorum, onları mutlu edebilmek için çalıştık bütün bir yıl...”
Siyasiler genellikle “sevgi” kelimesini kullanırken cimridir.
Başkan Akpınar kullandı, ben de mutlu oldum.
Ve ayrıca...
Başkanlık gerçekten zor bir iş... Oturduğun yerden değil sokakta yapılınca bir anlam kazanıyor.
Aksi halde halktan kopuk olunuyor.
Dokunabildiğin kadar başarabiliyorsun.
Akpınar bu konuya da dün değindi.
“Görev süremin sonuna kadar sokaklarda olacağım” dedi.
İyi yaparsın başkan...