Ortak vaatler yerine getirilmeli

4 gün sonra yapılacak TBMM Başkanlığı seçimi olası koalisyon senaryoları hakkında kuşkusuz önemli ipuçları verecek.
AK Parti’nin içinde bulunacağı bir Hükümet’in kurulma ihtimali daha yüksek gözükse de geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in ‘Siyasette 24 saat uzun bir zamandır’ sözünü kulak arkası etmemek gerekir.
Geçtiğimiz yıl yapılan yerel seçimde kendi deyimiyle ‘doğal koalisyonu’ CHP çatısı altında yaparak Başkent’te yüzde 43 oy alan Mansur Yavaş’la koalisyon ihtimalleri, partilerin çıkarması gereken dersler ve halkın beklentileri üzerine konuştuk.

* Seçim sonuçlarıyla ilgili kısa bir değerlendirmenizi alarak başlayalım...

Bu seçimde halk çok önemli bir refleks gösterdi. İktidarın son dört yılda güç zehirlenmesi olarak tabir ettiğimiz kutuplaştırma ve ötekileştirmesi vardı. Baskıcı uygulamaları da oldu. Genç bir kızın bozkurt işareti yaptı diye gözaltına alınması, arkalarına dönerek demokratik tepki gösteren kadınların; herhangi bir şekilde hakaret içermeyen protestoları yapanların Cumhurbaşkanı’nın korumaları tarafından gözaltına alınması toplumda, ‘Nereye gidiyoruz’ düşüncesine neden oldu. O günlerde attığım bir tweet’te ‘Halka güveniyorum’ demiştim. Tüm seçimlerde en doğru ayarı verdiğini düşündüğüm halkımız yine en doğru ayarı verdi. Seçmenin siyasileri çok iyi okuduğu ortaya çıktı.

* Vatandaşın sizce mesajı ne oldu?

Hükümet’in bazı uygulamalarını beğenmediğini belirterek, ‘Bu ülkede tek başına olmamalısın’ dedi. Öte yandan vatandaş muhalefeti bir yere konumlandırdı. Hal böyleyken siyasilerin birbirine uyumsuz davranmaları çok kötü bir hadise. Halk memnun olmadığı uygulamalar konusunda muhalefete görev verdi. Bu şikayetleri gidermek için Hükümet’i de kurmaya gerek yok. Muhalefet Meclis Başkanı’nı seçtirip, bir çok karar çıkarabilir. ‘Ben onun oy verdiği yere oy vermem’ anlayışı olmamalı. HDP şimdiye kadar da Meclis’teydi. Zaman zaman MHP ve HDP aynı yönde oy kullanmak suretiyle kanunlar çıktı. Şimdi de vatandaşın beklentisi iyi okunmalı ve Meclis Başkanı seçilir seçilmez öncelikle vaatler ve beklentiler karşılanmalı.

VAATLER HÜKÜMET KURMADAN DA YERİNE GETİRİLEBİLİR

* ‘Hükümet kurulmadan halkın beklentileri karşılanmalı’ diyorsunuz. Nedir bu beklentiler?

Asgari ücretle ilgili muhalefet partilerinin üçünün de vaatleri vardı. Emeklilerle, iş güvenlik yasasıyla, sulh ceza mahkemeleriyle, sosyal yardımlarla ve yolsuzluklarla ilgili ortak vaatler vardı. Bu vaatlerin yerine getirilmesi için Hükümet olmaya gerek yok. Ortak karar alınıp birlikte talepler karşılanmalıdır. Aksi takdirde vatandaşın muhalefeti cezalandıracağını

düşünüyorum. Çünkü halk muhalefete taleplerinin yerine getirilmesi için görev verdi.

* Bu süreçte MHP ilk günden HDP’ye kapıyı kapattı. Muhalefetin birlikte hareket etmesi bu durumda nasıl mümkün olacak?

Sayın Devlet Bahçeli’nin geçmişte bir açıklaması vardı. ‘Terör bitsin her şey konuşulabilir’ demişti. Bence bu noktada HDP’yi sıkıştırabilir. ‘PKK’ya silah bıraktırma’ şartı koyabilir. Belki olumlu bir sonuç dahi alınabilir. Kendisi HDP yönetimiyle görüşmüyorsa MHP adına birileri görüşebilir. Türkiye’nin acil çözmesi gereken başka ciddi sorunlar da var. Bir şekilde

diyalog kurulmalı. Bir soruna diğeri feda edilmemelidir. Bu durum MHP’nin çözüme karşı olan durumunu da etkilemez.

* CHP-MHP ve HDP’nin koalisyon yapabilir mi?

Resmen olmasa da aslında doğal koalisyonu seçmen yaptı. Meclisi bu şekilde düzenledi. Hükümet olmak için birbirlerine dayatma yapmasına gerek yok. Partiler birbirlerine dayatma yaptıkları takdirde zaten bir şey çıkmayacaktır. Sihirli kelime uzlaşma ve işbirliğidir, çözümm bulmaktır. Dünyada bir çok ülkeyi koalisyonlar yönetiliyor. Onlar öğrenmiş biz de öğrenmeliyiz, uzlaşıdan korkmamalıyız. Biz bunu Ankara seçiminde yaşadık. Hiçbir zaman biraraya gelmeyecek insanlar bir hedef uğruna biraraya geldiler, hedefe odaklandılar. İnsanlar değerlerini korumalılar. Bunların çoğu zaten ortak değerlerimizdir. Bu değerler üzerinden siyaset yapmaya kalktığımızda ayrışma körükleniyor. Bunun yerine Türkiye’deki ana sorunları tespit edip çözüm arama zamanı geldi. Değer üzerinden siyaseti 100 yıl değil 1000 yıl konuşsak sonu gelmeyecek, gelmemiş de zaten. Doğuştan gelen özellikler var sonradan kazanılan özellikler var. Bunun yerine ana problemler Türk’ün de Kürt’ün de Alevi’nin de Sunni’nin de ana problemi. O zaman değerler siyasetiyle niye uğraşıyoruz ki?

MUHALEFET BECEREMEZSE YENİ OLUŞUM KAÇINILMAZ

* Muhalefet vaatler için ortak hareket etmezse bunun nasıl bir faturası olur?

Seçmenin muhalefete verdiği mesaj siyasiler tarafından anlaşılmazsa seçmen muhalefetle olan bağını koparacak. Uzlaşı olmazsa en büyük zararı muhalefet görecek. Hele ortak vaatler yerine getirilmezse muhalefet için bu siyasi intihar olur. Yeni bir seçimde neyi vaat edeceksiniz? Vatandaş ‘Size yetki verdik ve siz bu işi yapamadınız’ diyerek yeni oluşumlar arayacak. Bu arayışın özü sorun çözmeye yönelik olacak ve merkezde bir oluşum olacak. Bu konuda en güzel örnek Ankara. Seçimde Ankara’yı almış olsaydık, seçim elimizden alınmamış olsaydı bugün Ankara’daki hizmetlerden AKP’lisi CHP’lisi MHP’lisi faydalanacaktı. Benim vatandaş olarak istediğim rövanşist duygulara girilmemesi. Hükümeti kim kurarsa kursun, muhalefete ‘öteki’ gözüyle bakmamalıdır, buna ihtiyacımız var.

* Yeni oluşumdan bahsettiniz. Biraz daha açar mısınız?

Siyasetin bu tıkanmışlığında siyasetin merkezini yeniden dizayn etmek gerekiyor. AK Parti iki dönem böyle yaptı ama son 4 yılında toplumun büyük kısmını dışlamaya başladı. Bu nedenşe Hükümet’in kurulması ve Türkiye’nin normalleşmesi lazım. Vatandaşın huzura ihtiyacı var herkes önünü görmek istiyor. Bu tarihi fırsatı muhalefet kullanamazsa Türkiye’de ayrım yapmayan, egosunu yenmiş insanlardan kurulu, şeffaf ve çözüm odaklı bir siyasi yapı ihtiyacı ortaya çıkar. Toplumda son 4 yılın yanlışlarına yönelik bir düzeltme ihtiyacı var. Yargıda, medyada genel olarak toplumsal hayatta sıkıntı veren, ötekileştirmeye son veren bir yaklaşıma ihtiyaç var. Yeni oluşum bunu hedef almalıdır. Bu oluşum en az yüzde 50’yi hedef alan kucaklayan bir siyaseti amaçlamalıdır. Böyle bir yapıda yer alırım.

ANKARA KAYBETTİ BİRLİKTE KAYBETTİK

* Lider olarak mı yer alma düşünceniz var?

Benim hiç bir zaman böyle bir diretmem olmadı. Bunu zaman gösterecek. Öte yandan Türkiye’deki ölünceye kadar liderlik düşüncesine de karşıyım. Bunun belli kurallara bağlanması lazım. Ölünceye kadar liderlik, ölünceye kadar milletvekilliği anlayışı ancak ayrıcalıklar kalkarsa önlenebilir. Asilde olmayan ayrıcalık vekil neden olur yıllardır anlayamamışımdır?

* 30 Mart’taki tarihi seçimin ardından bir yılı aşkın süre nasıl geçti?

Avukatlık yapıyorum. Belediye başkanı olsaydım kazanacağımdan biraz daha fazla kazanıyorum. Burası işin esprisi tabi ki. Seçim elimizden alınınca Ankaralı kaybetti, hep birlikte kaybettik. Ötesinde ben önceden ne yapıyorsam şimdi de aynı şeyleri yapmaya devam ediyorum. Hayatımda bir değişiklik yok. Vatandaş olarak yaşıyorum.