Yerli otomobili zorlamasak mı?

Bırakın başkalarının hayalini de, kendi hayalinizi gerçekleştirin...
Başkalarının hayalleriyle yola çıkarsanız ortaya böyle komik tasarımlar çıkar...
Vallahi 1960’larda Cemal Gürsel’in isteğiyle üretilen yerli otomobil bile bundan daha iyiydi...
Hiç değilse 130 günde üretilen o araç, benzinsizlikten dolayı gidememiş, fiyaskoyla sonuçlanmıştı deneme...
Gelişim Üniversitesi’nin ürettiği otomobilin ise yakıtı var ama tasarımı 1960’lardan bile geri...
Önden, arkadan, yandan görüntülerini inceledim ve şuna karar verdim... Biz bu yerli otomobil sevdasından vazgeçmeliyiz...
Yapamıyoruz, tasarlayamıyoruz...
Komik üretimler ortaya çıkıyor, doğru düzgün taklit bile edemiyoruz...
Belki de durum sadece otomobilde böyle.
Bakın Vestel, yerli akıllı telefon üretti Venüs adında, kullanmadım, nasıl çalıştığını bilmiyorum ama en azından görüntü olarak ünlü muadillerinden farkı yok telefonun...
Son derece şık ve alımlı duruyor...
Oysa Gelişim Üniversitesi’nin Cumhurbaşkanımızın hayallerini gerçekleştirdik dediği otomobil öyle mi?
Bursa oto sanayide üç usta yan yana gelse bundan daha iyisini yapardı.
1960’larda üretilen yerli otomobilin adı Devrim’di...
Gelişim Üniversitesi’nin ürettiğinin adı: Babayiğit...
Sadece tasarım değil, isim konusunda da geri gitmişiz.

Instagram paparazziliği

Yeni moda bir magazin haberciliği doğdu; “Instagram paparazziliği” diyorum ben bunun adına...
Ünlülerin Instagram hesapları takip ediliyor, aynı fotoğrafı iki kişi paylaştıysa hemen aralarında aşk olduğu idiaları ortaya atılıyor...
Son örnek Sertab Erener, kalabalık bir yemek masası fotoğrafı paylaşmış hesabında...
Karşısında Can Bonomo’nun gitaristi Emre Kula oturuyor...
Aynı fotoğraf karesini Emre Kula da hesabından paylaşınca hemen “Instagram paparazziliği” devreye girdi...
“Yeni aşk” haberleri yapıldı Sertab ve Eme Kula için...
Doğru mudur yalan mıdır bilemem...
Ama ünlüler karşılıklı paylaştıkları fotoğraflara dikkat etmeliler artık...
Instagram paparazzileri işbaşında...

Fatura yatırmak mı kaldı

Şu haberi okuyunca çok güldüm... Cenk Eren rahmetli Müzeyyen Senar’ın yıllar önce söylediği, “Halkın arasına karış, faturalarını bile git kendin yatır” nasihatini kulağına küpe yapmış...
Bu yüzden hâlâ faturalarını kendi yatırmaya gidermiş Cenk Eren...
Bu internet çağında fatura yatırmak diye bir şey mi kaldı sevgili Cenk?
Girersin bankanın internet şubesine, tanımlarsın faturalarını, ister otomatik çekerler hesabından ister bir tuşa basarak kendin ödersin...
Müzeyyen Senar dönemi için fatura yatırmak halkın arasına karışmanın gerekçesi olabilir...
Ama günümüzde öyle değil...
Çok halkın arasına karışmak istiyorsan karlı bir günde metrobüse binebilirsin mesela...

Günün güzel haberi: Hürriyet Seyahat artık pazar günleri yayınlanacak

Hem iş hem de zevk olarak çok seyahat eden biri olduğumdan en sevdiğim eklerin başında Hürriyet Seyahat geliyor...
Her pazartesi neredeyse her satırını okurum.
Her seferinde de gittiğim yerleri oraya yazmaya niyetleniyorum ama bir türlü zaman ayıramadım...
Bu yıl 10’uncu yılını kutluyor bu başarılı ek...
Ve dün güzel haberi öğrendim, 10 yıldır pazartesi günleri yayınlanan ek, artık pazar günleri yayınlanacakmış...
Doğrusu da buydu, dünyada da büyük gazetelerin seyahat ekleri genellikle pazar günleri yayınlanır.
Okur evde bacaklarını uzatıp pazar keyfi yaparken dünyanın dört bir yanından seyahat önerilerini okur...
Şimdi biz de öyle yapacağız...
Hürriyet Seyahat’in pazar günleri yayınlanmasını kim önerdi, kim hayata geçirdi, kim uyguladıysa sadık bir okuru olarak teşekkür ediyorum.

Derneklerin parası verilecek mi?

Nesrin Ercan aradı, MİKADER’in (Minik Kalplerle El Ele) kurucusu... Sanatçılarla birlikte yaptıkları organizasyonlardan topladıkları bağışlarla Çocuk Evleri ve Sevgi Evleri açıyorlar yıllardır...
Bu evlerin yaşam koşullarını düzeltiyorlar...
“Benzemez Kimse Sana” programında yarışmacıların sosyal sorumluluk projeleri ve dernekler için yarıştıklarını, ancak kendilerine ödeme yapılmadığını söyledi...
Çünkü program yayından kalktı... Bir önceki sezondan da alacakları varmış derneklerin...
“Verirler Nesrin Abla’cım, hiçbir yapımcı ve kanal MİKADER’in 10 bin lirasından zengin olmaz” yanıtını verdim...
Doğru mu söyledim acaba?