Yavuz’a şimdi üzüldüm

Beraber bilardo oynardık...
İnsan çok eski bir arkadaşının yıllar içinde aldığı yolu, hayata bakışını çok daha iyi görüyor.
Yavuz’un insani tarafına hâlâ sonuna kadar kefilim...
Solculuğuna da...
Tek handikapı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a cep telefonundan günün her saati arayacak ve telefonu ikinci çalışta açılacak kadar yakınlaşması oldu...
Gezi Parkı sürecinde bu yakınlık iyice arttı.
Yavuz da bu yakınlığı tüm iyi niyetiyle arabulucu olarak kullanmak, sokakta gençlerin ölmesini engellemek için kullandı.
Bunun onlarca şahidinden biri benim.
Berkin Elvan’la ilgili açıklaması da işte bu yakınlığın gölgesinde yapılmış bir açıklama oldu.
İki tarafı da kırmamak için orta yolu bulmaya çalıştı...
Ama orta yolculuğun kimi zaman en kötü yol olduğunu en iyi bilmesi gerekenlerin başında Yavuz geliyor.
Yaptığı talihsiz açıklama...
İktidarla zorlama empati duygusu bir yana...
Bunlardan dolayı eleştiriler alması çok normal...
Ama ben Yavuz adına en çok neye üzüldüm biliyor musunuz;
Bir yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, diğer yandan Başbakan Davutoğlu’nun canhıraş Yavuz’u savunmasına...
40 yıl düşünsem, Yavuz Bingöl’ün iktidarın sahip çıktığı bir sanatçı konumunda olacağı aklıma gelmezdi.

Ünlülere bir tavsiye:Röportajınızı okuyun

Ünlülere benden naçizane bir tavsiye; gazeteye verdiğiniz röportajın son halini okuyun...
Eğer okumazsanız, Yavuz Bingöl’ün düştüğü duruma düşersiniz...
Yavuz Bingöl o sözleri bir televizyonun canlı yayınında söylese...
Bir radyoya konuşsa, böyle olmazdı...
Eminim kendini daha iyi ifade ederdi...
Ama ağızdan çıkan bir söz yazılı hale gelip gazeteye basıldığı zaman etkisi bambaşka olabiliyor.
Eminim Yavuz, röportajın son halini okumuş olsa tartışmalar yaratan o bölüme müdahale eder, ‘aslında demek istediğim şuydu’ diyerek ek bir cümle koydurur ve tüm bunları yaşamazdı.
O yüzden siz siz olun, röportaj verecekseniz, hele böyle netameli konularda konuşacaksanız, yazının son halini görmek isteyin...

Gazeteci röportajını göstermek zorunda mı?

Yukarıdaki yazıda, ünlülere “Röportajınızın son halini mutlaka görün” tavsiyesinde bulundum...
Peki gazeteci röportajını göstermek zorunda mı?
Kayıt yaptıysa, sorularını sorup yanıtlarını aldıysa ne diye gösterecek röportajın son halini?
Bazı gazeteciler, göstermeyi tercih edebilir...
Bazısı etmez...
Bazıları, göstermek zorunda olduğu röportajı yapmayı kabul etmez...
Bazı ünlü de son halini görmeyeceği röportajı vermeyi...
Ben kimi röportajlarımı ünlü istemese bile göndermeyi teklif ederim.
“Görmek istiyorum” diyene de “Göremezsin” koşulu ileri sürmem...

Özensiz Biliç!

Beşiktaş kazandıkça Biliç’in karizması artıyor...
Biliç’in karizması arttıkça kadınların daha çok dikkatini çekiyor...
Hele GQ dergisine verdiği pozlardan sonra popülaritesi tavan yaptı...
Ama Ertuğrul Özkök’ün korkmasına gerek yok...
Neyse ki Biliç hâlâ maçlarda nasıl giyineceğini bilmiyor.
Kafasında alelade bir bere, saç sakal dağılmış bir halde takımın başında sahaya çıkıyor, 90 dakika boyunca o özensiz görüntüsüyle ekranlara yansıyor. Onu da çözdüğü anda zaten yanmışız!