Sertab, “Sibel Can’la aynı ekrana çıkmam” diye ortalığı yıkmıştı

Sertab Erener ve Sibel Can, “Sesi Çok Güzel” adlı bir ses/müzik yarışmasına başlıyor Fox TV’de...

Haberin Devamı

Hayırlı olsun, umarım reytinglerde Kenan ve Şebnem’e gülmeyen talih onlara güler.
Ben Sertab’la Sibel’in yan yana geldiğini ilk duyduğumda, ister istemez 11 yıl öncesine ışınlandım.
Yıl 2004’tü ve Athena, Eurovision’dan 4’üncülükle dönmüştü.
Bir yıl önce Sertab 1’inci olduğu için, o dönem atv’de olan Ali Kırca da ana haber bültenine Sertab Erener’i konuk etmişti.
O zamanlar ana haberlere her akşam ünlü konuklar almak çok modaydı.
Ve aynı akşam Ali Kırca’da, yeni albümünü çıkaran ve her zamanki gibi zayıflama metotlarıyla gündeme gelen Sibel Can da konuktu.
Sertab’ın da, menajerinin de bundan haberi yoktu.
Ali Kırca’nın ekibi, Sertab’ı küçük bir televizyonculuk oyununa getirmiş ve Sibel Can’la birlikte canlı yayına atıvermişti.
Sibel Can’la birlikte programa çıkacağını öğrenen Sertab Erener, ortalığı ayağa kaldırmıştı.
“Beni bu kadınla nasıl aynı programa çıkarırsın” diye basın danışmanını paralamıştı...
Kolay değil, bir yıl öncesinin Eurovision birincisiydi Sertab ve Sibel Can’la aynı ekranda yan yana gözükmeyi kendine yakıştıramıyordu.
O gece isteksizce çıktı yayına Sertab ama bunun faturasını bir gün sonra basın danışmanına kesti.
Kadını işten kovdu.
Tek başına büyüttüğü çocuğu o zaman 5-6 yaşında olan ve beş parasız kalan Elmas, yıllarca bana bu olayı o kadar çok anlattı ki, bugün yaşanmış gibi hatırlıyorum.
Aradan 11 yıl geçti, köprünün altından çok sular aktı, ortada yenecek Eurovision ekmeği kalmadı ve Sertab, “Aynı programa çıkmam” dediği Sibel Can’la program yapmaya başladı.
Bir akşam bile yan yana görünmek istemediği Sibel Can’la her hafta birlikte programa çıkacak şimdi...
Kaderin cilvesi mi dersiniz, ey para sen nelere kadirsin mi dersiniz bilemem...
Ben, ‘yeni programları hayırlı olsun’ derim sadece...

Haberin Devamı

Buz hokeyi milli takımı fırtına gibi esiyor, kimsenin haberi yok

İzmir, şu sıralar müthiş bir turnuvaya ev sahipliği yapıyor; Buz Hokeyi Dünya Şampiyonası 3. klasman maçları yapılıyor.
Ay yıldızlı gençler, buz üzerinde fırtına gibi esiyorlar.
İlk maçta Bosna Hersek’i 11-0 yendik.
İkinci maçta Gürcistan’ı 13-1...
Üçüncü maçta Birleşik Arap Emirlikleri’ni 15-0 yendik...
Önceki gün Hong Kong’u 10-1 mağlup ettik...
Dört karşılamada 49 gol attık, sadece 2 gol yedik.
Dün saat 16.00’da Luxemburg ile maçımız vardı...
Pazar günü grup birinciliği için mücadele ettiğimiz Kuzey Kore’yle neredeyse final maçına çıkacağız.
Peki hangi spor basını yazıyor, hangi haber kanalı gösteriyor gençlerimizin buz hokeyindeki bu müthiş başarısını?
Maçları canlı yayınlayan NTV Spor bile ilk 3 maçı ekrana getirme zahmetine katlanmadı.
İzleyemedik...
Hong Kong maçından itibaren son 3 maçı canlı yayınlıyorlar.
Spor sayfalarında kenarda köşede sıkışmış şampiyona haberlerini özel çaba sarf ederek buluyorum.
Oysa bu çocuklar son maçlarını da kazanırlarsa, bir üst lige yani 2. klasmana çıkacaklar.
Bu takımın içinde Amerika’da, Kanada’da, İsveç’te buz hokeyi oynayan, izlemeye doyamayacağınız müthiş Türk oyuncular var.
Kimsenin haberi yok ama...
Bu takım Kuzey Kore’yi de yenerse, 2. klasmanda Çin, Meksika gibi devlerle mücadele edecek.
2-3 yıl içinde hedefleri 2. klasmanı da geçerek 1. lige yükselmek.
Önümüzdeki 10 yılda da Amerika, Kanada gibi devlerin olduğu Şampiyonlar Ligi’nde boy göstermek. Ama bizde varsa yoksa futbol...
Oysa buz hokeyi bizim futbol seyircisinin de zevkle izleyeceği, heyecan duyacağı, Türklerin potansiyel seyir ilgisinin olduğu sporlardan biri.
Biz evimizdeki turnuvayı, rakiplerini gole boğan buz hokeycilerimizi bile haber yapmazsak bu çocuklar nereye kadar gidebilir?..
Buz Hokeyi Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Bülent Akay açıkladı, 700’e yakın sporcu ve teknik heyet ağırlanıyormuş şu an İzmir’de.
Bu önemli spor etkinliğine dönüp bakan yok...
Twitter’da gördüm, helal olsun Zeytinburnu Belediyesi’ne, semt meydanında dev ekranda gösteriyormuş maçları...
Bu desteği medya da vermeli buz hokeyine.
Basketboldan sonra en başarılı olabileceğimiz sporlardan biri olabilir buz hokeyi, görmezden gelmeyelim.

90'lı yaşlar

Haberin Devamı

Dün iki farklı gazetede ileri yaşta iki isimle yapılmış kısa röportajlar okudum.
Biri 89 yaşındaki Betûl Mardin. Posta’daydı... Diğeri 91 yaşındaki Süleyman Demirel. Yavuz Donat konuşmuştu.
Mardin, yaşamın anlamını; “Allah’ın bana verdiği fırsat”...
Yaşlanmayı ise “Fırsatın sonuna gelmek” olarak değerlendiriyordu.
Süleyman Demirel de milletvekilleri listelerini değerlendirirken, “Bunlar da geçer, biri gider diğer gelir. Hayat akıp gider” diyordu.
Hem Mardin’in hem de Demirel’in sözlerinde müthiş bir olgunluk, tefekkür, hırslardan arınmışlık ve yaşanmışlık vardı.
İnsanoğlu bu olgunluğa 90’ında değil de 45’inde erişebilse nasıl olurdu acaba...

Yazarın Tüm Yazıları