Sembolik de olsa önemli

Hülya Avşar’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na açtığı davadan vazgeçmesini de sevdim ben...
Avşar’ın davadan vazgeçmesinin siyaseten bir anlamı yok ama toplumsal uzlaşma ve barış açısından sembolik bir önem taşıyor...
Hülya Avşar’ın, 2014 yılında “Saray’ı gezdim, benim evim daha şaşaalı” açıklamasından sonra Kemal Kılıçdaroğlu, “Yalakadan sanatçı olmaz” demişti...
Bunun üzerine de Avşar, CHP Lideri hakkında 100 bin liralık tazminat davası açmıştı...
Erdoğan’ın muhalefet liderlerine açtığı davaları geri çekeceğini söylemesinden sonra Avşar da aynı yolu izledi...
Avşar’ın attığı adım sembolik de olsa önemli...
Çünkü yıllardır süren gerilimden, kutuplaşmadan, çekişmeden toplum olarak hepimiz çok yorulduk artık...
Birbirimizi dinlemeye, anlamaya çalıştığımız, herkesin hoşgörüsünü yükselttiği yeni bir döneme ihtiyacımız var...
Siyasetten iş dünyasına, medyadan spora kadar her alanda...
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun ilk adımını attı...
Umarım HDP’yi de kapsar bu girişimi, sadece CHP ve MHP liderleri hakkında değil HDP’yle ilgili açtığı davalarda da şikayetten vazgeçer...
Ve umarım 2011’deki gibi çok kısa yaşanmaz bu yumuşama süreci...
Erdoğan, 2011’de de muhalefet ve gazetecilere açtığı davaları geri çekmiş ancak sonraki süreçte yine davalar peş peşe gelmişti...
Hepimizin dileği bu kez yumuşama sürecinin kısa sürmemesi...
Hülya Avşar gibi sembolik adımların da toplumun her kesimi tarafından atılması...

Maç bile heyecan vermedi...

Koca bir ülke olarak tadımızın tuzumuzun kaçtığı nasıl da belli...
Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi maçı var...
Devler Ligi’nde üçüncü ön eleme turuna çıkıyor...
Sezonun ilk ciddi maçında Monaco’yla oynuyor...
Normalde futbola, takımına hasret seyircinin tribünleri, halkın kahveleri, barları doldurması gerekmez mi?
Yok...
Tribünler boş, kahveler, barlar boş...
Sanki Fenerbahçe’nin değil de bir Anadolu takımının Avrupa kupası maçıymış gibi bir durum var ortalıkta...
Gerçekten üzüldüm...
Fenerbahçe’ye değil, toplum olarak içinde bulunduğumuz ruh haline...
Maç bile heyecan vermiyor artık...
En kısa sürede eski hayatlarımıza dönmemiz gerek...

Bu aforizmalar şarkı olur...

Yıldız Tilbe’nin sosyal medyadaki aforizmaları çok konuşuluyor ya...
Herkes paylaşıyor, herkes beğeniyor...
Gerçekten “Yıldız Tilbe kafası” diye uzun süredir moda olan bir şey var sosyal medyada...
Keşke şu aforizmalardaki kült sözlerinden şarkı yapmayı deneseydi...
Hazır slogan olmuş sözleri varken insan bunları kullanmaz mı...
Bunu yapmış olsa iki ay önce çıkan Oynat albümünden dillere düşen birkaç şarkısı olurdu Yıldız’ın...
Ama hiçbir şey kaybetmiş değil...
Onda o aforizmalar olduktan sonra...

Deniz altındaki Koç ve Badem

Rahmetli Mustafa Koç’un bir grup işadamı arkadaşının girişimine bayıldım...
Bugün Kelebek’in özel haberinde okumuşsunuzdur, Mustafa Koç’un hatırası için bir heykel yaptırıldı...
Ocak ayında kaybettiğimiz Koç’un ve çok sevdiği Akdeniz foku Badem’in heykeli...
Bodrum’da denize batırılacak bu heykel...
Dünyada da Türkiye’de de dalış tutkunları için gemiler, uçaklar denize batırılır...
Ve buralar dalış tutkunları için cazibe merkezleri olur...
Eminim dalgıçlar için bu heykel de büyük heyecan kaynağı olacak...
Dalgıçların karşısına bir anda güler yüzüyle Mustafa Koç ve sevimli fok Badem çıkacak...
Sırf bu heykeli görmek için uzun süre sonra yeniden dalış yapabilirim...