Polisin işi fotoğraf çekmek mi?

Dün sabah Sultanahmet patlamasından yarım saat sonra WhatsApp’tan bir mesaj geldi telefonuma...

Haberin Devamı

Bırakın burada buzlayıp yayınlamayı, tarifini bile yapamayacağım kadar korkunç bir kare...
Gönderene sordum, “Nereden buldun fotoğrafı” diye...
Olay yerindeki polis arkadaşı göndermiş...
İnanamadım...
Gerçekten de dün sabahki patlamadan sonra korkunç fotoğraflar yayılmaya başladı sosyal medyada...
Oysa olay yerine anında ambulanslar, itfaiye, polisler gitti ve bölgede güvenlik çemberi oluşturdular...
Gazetecileri bile olay yerinden hemen uzaklaştırdılar.
Yani vatandaşın oraya girip de bu vahşet fotoğraflarını çekebilmesi mümkün değil...
Belli ki oradaki görevliler, bu fotoğrafların kaynağı...
İşte bana gelen fotoğraf bölgedeki bir sivil polisin çektiği kareydi...
Olacak iş değil...
Bir olay anında polisin ilk işi fotoğraf çekip eşe dosta göndermek mi, yoksa güvenliği sağlayıp fotoğraf çekilmesinin önüne geçmek mi?
İkincisini yapması gerekirken durmuş fotoğraf çekiyor.
Sadece polisler de değil, dün sabah itfaiyecisinden ambulans şoförüne Sultanahmet’teki bütün görevliler bu konuyla ilgili zan altındadır...
Emniyet Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı, İtfaiye teşkilatı, personeline talimat vermeli, olay yerlerinde fotoğraf çekilmesini ve paylaşılmasını kesin bir şekilde yasaklamalı...
Bunları yapan personeli hakkında da soruşturma başlatmalı...
Biz yabancı basını eleştiriyoruz, Paris’teki patlamadan cansız bedenleri göstermeyip Sultanahmet’ten gösteriyor diye ama...
Paris polisi de bizimki gibi ilk iş olarak telefonuna sarılmıyor...

Haberin Devamı

TSYD logosu...

Oğuz Tongsir’i tanımakta zorlanıyorum, TSYD Başkanı olduktan sonra şaşırtıcı bir tutum sergilemeye başladı...
Önce Aziz Yıldırım’ın ayağına gitme tartışmasında, spor yazarlarına TSYD Başkanı’na yakışmayacak bir üslupta yanıt verdi...
Şimdi de TSYD’nin logosunu kimselere sormadan değiştirdi.
Bunun nedenini soran gazetecilere de, “İstediğinizi yazın kardeşim” yanıtını verdi...
Başımıza ne geldiyse bu ben yaptım oldu tavırlarından gelmedi mi...
İstediğinizi yazın, istediğinizi söyleyin. ben bildiğimi okurum tavrından yeterince çekmedik mi?
Bakın yılların gazetecisi Oğuz Tongsir bile meslektaşlarına böyle yaklaşıyor...
TSYD’nin logosunu değiştiriyor, logodaki Türk bayrağını kaldırıyor, ben yaptım olduya getiriyor...

Haberin Devamı

Canan Karatay’a sakın TV programı teklif etmeyin

Canan Karatay katıldığı her televizyon programının reytingini ikiyi katlayan bir isim...
Anlattığı ilginç şeyler, tempolu konuşması, verdiği örnekler, kimi zaman kızması, köpürmesi onu televizyonun en çok aranan ismi yapıyor...
Konuk alan her televizyoncu da Canan Hoca’yı el üstünde tutuyor...
Katıldığı televizyon programlarından herhangi bir ücret talep etmiyor, “Ben bu işi para için yapmıyorum, ben profesörüm ve insanları bilgilendirmek için ekrana çıkıyorum” diyor...
İstediği programa çıkıyor, istediğine çıkmıyor...
Peki bu kadar izlenmesine rağmen neden kendine ait bir televizyon programı yapmıyor...
Asla sıcak bakmıyor televizyon programı yapmaya, “Bu benim işim değil” diyor, hatta kendisine bu teklifle gelen yapımcılara fırça atıyor...
Daha da ilginci, katıldığı programların kanal yöneticileri ya da yapımcıları gelip kendisine program teklif ettiğinde,
bir daha o kanaldan içeriye adımını atmıyor...
Çünkü programa davet edilip, kendisine iş teklif edilmesinden nefret ediyor, bunu yapanları da azarlıyor...
Hatta haftanın belli günleri bir programın içinde sabit konuk olarak yer almayı bile reddediyor...
Onun yerinde başkası olsa aldığı bu reytinglerle teklif edilen programlardan birini hemen yapar, televizyon starı olurdu...
Ama Canan Hoca’nın derdi para ve şöhret değil...
Bildiği, inandığı şeyleri insanlara en doğru şekilde anlatabilmek... İnanmayan varsa Canan Karatay’a bir televizyon programı teklif etsin bakalım, ne yanıt alacak...

Haberin Devamı

Aziz Yıldırım itiraz etmese

Aziz Yıldırım’a kimi zaman kızıyoruz, eleştiriyoruz ama takımının haklarına en çok sahip çıkan başkan o...
Acun Ilıcalı’yı arayıp “Fenerbahçe o turnuvada nasıl oynuyor” demese, TV8’deki 4 Büyükler Salon Turnuvası aynen devam edecekti...
Ancak Aziz Yıldırım “olmaz” deyince, hem kulüplerin logosu hem de programın adı değişti... Takımların sonuna ‘Veteran’ ibaresi eklendi...
Yüzde 100 haklı Aziz Başkan...
Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın ismini, logosunu istediğiniz gibi, istediğiniz yerde kullanabilir misiniz?
Asla...
Galatasaray’ın, Trabzonspor’un markası koruma altında değil mi?
Elbette...
Öyleyse Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ve Galatasaray Başkanı Dursun Özbek nasıl göz yumdular bu duruma...
Aziz Yıldırım müdahale etmese belki de göz yummaya devam edeceklerdi...

Haberin Devamı

Forma reklamları ne olacak?

Sonuna ‘veteran’ lafını eklemek kulüplerin adını kullanmak için yeterli bir sebep olabilir mi?
Öyleyse “Fenerbahçe Kadın” diye “Galatasaray Çocuk” diye bir takım kurup yayın yapılabilir mi?
Öyleyse “Beşiktaş Veteran” adına da itiraz etmeli kulüpler...
“TV8 Veteran” diye bir takım, organizasyon, etkinlik yapılsa Acun Ilıcalı nasıl itiraz ederse, kulüpler de adlarını hiçbir şekilde kullandırtmamakta haklıdır.
İşin bir başka boyutu da forma reklamları...
Bu reklamlar alenen gözüküyor ekranda ve RTÜK kurallarını ihlal ediyor aslında...
Çünkü bu forma reklamlarının hiçbiri TV8’in bu etkinliği için verilmiş ilanlar değil...
Salon turnuvası düzenleyip gizli reklam yayınlamak serbestse, bütün kanallar salon turnuvaları yapar haberiniz olsun...

Haberin Devamı

Tarkan’ı rahat bırakın

Tarkan, evlilik ve müstakbel eşiyle ilgili haberlere sonunda isyan etti ve uzunca bir açıklama yaptı...
Tarkan’ın yerinde kim olursa olsun aynı şeyi yapardı...
Çünkü eşinin geçmişiyle ilgili abuk sabuk iddialar ortaya attı magazin basını...
Tarkan da bu kadar hoyratlığa tepki gösterdi...
90’lara döndük iddiası galiba bizim magazin basınını da
etkisi altına aldı...
Magazinde de Televole yıllarına döndük...
O yıllarda televizyonların magazin programlarında yapılırdı bu tür hoyrat haberler...
İzlenmek için bodoslama girerdi magazin programları.
Her iddiayı ekranlarına taşır, her duyduğunu gerçek gibi yansıtırdı...
Ama o yılları geride bıraktık zannediyorduk magazin basınında.
Nostalji olarak anıyorduk...
Meğer değilmiş...
Yeniden hortladı hoyrat magazincilik ve son olarak hedefe Tarkan ile müstakbel eşini koydu...
Yapmayın arkadaşlar...
Sadece Tarkan’ı değil bu tür habercilik anlayışıyla hiçbir ünlüyü rahatsız etmeye hakkı yok magazin programlarının...

Yazarın Tüm Yazıları