O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

“Aşk-ı Memnu”nun Peyker’i, “Muhteşem Yüzyıl”ın Mahidevran’ı Nur Fettahoğlu, bayramı en heyecanlı yaşayan isimlerden biri. Çünkü bayramın hemen ertesinde, yani çarşamba günü, 1,5 aydır çekimlerini sürdürdükleri yeni dizisi “Hayat Yolunda” Kanal D’de başlıyor. Nur’la bayram arifesinde buluşup bu heyecanını paylaştık; 1 yıllık evliliğinden canlandırdığı Dr. Şafak rolüne ve hatta Hollywood’da çıplak fotoğrafları internete düşen ünlülere kadar pek çok şeyi konuştuk...

Haberin Devamı

* Hayırlı olsun, yeni dizin “Hayat Yolunda” 8 Ekim Çarşamba akşamı saat 20.00’de başlıyor, değil mi?
- Evet, teşekkürler... Benim uğurlu günüm çarşambadır zaten. “Muhteşem Yüzyıl” çarşambaydı, “Hayat Yolunda” da çarşamba akşamları yayınlanacak.

* “Aşk-ı Memnu” perşembe akşamları yayınlanıyordu ama...
- Onun da imzasını bir çarşamba günü atmıştım. Geçen yıl 30 Ekim’de evlendim, yine çarşamba günüydü...

* Dizinin çekimlerine ne zaman başladınız?

- 1,5 ay oldu.

* Kaç bölüm çektiniz?
- İki bölüm bitti.

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

* İki bölüm sonrasında izlenimlerin neler? Neyi sevdin bu projede?

- İlk iki bölüm çok güzel oldu. Canlandırdığım Şafak karakterini çok sevdim her şeyden önce. Senaristimiz Nuran Evren bütün karakterleri çok güzel anlatmış, hikâyeyi çok güzel yazmış.

* Senaryoda en çok dikkatini çeken ne oldu?

- Karakterlerin dönüşümü vardı. Nuran Evren, tek tek bütün karakterlerin geçmişe dayalı hikâyelerini ve geleceğe yönelik öykülerini anlatmıştı. Bir grup idealist doktorun hikâyesi vardı senaryoda, o benim ilgimi çekti. Şafak karakterinin dramı da çok hoşuma gitti.
Her kadının içinde başka başka kadınlar vardır ya, Şafak da benim içimdeki kadınlardan birine dokundu.

* İçindeki hangi Nur’a dokundu Şafak?

- Güçlü olan tarafıma... Güçlü bir kadın Şafak. Her şeyi arkasında bırakıp hayata sil baştan başlayabiliyor. Tuttuğunu koparan, ayakları yere sağlam basan bir karakter.

* Bu karakter için herhangi bir hastanede gözlem yaptın mı?

- Tabii ki. Sadece ben değil, bütün rol arkadaşlarım hastanelerde, kliniklerde günlerce gözlem yaptı. Doktorların olaylar karşısında nasıl tepki verdiğine, neler yaptıklarına, neyi nasıl kullandıklarına baktık. Ben gidemedim ama ameliyata giren arkadaşlarımız bile oldu.

* Tıp terminolojisine hakim misiniz?

- Elimizde listelerimiz var. Söyleyeceğimiz bir şeyin aslında ne olduğu, neyi nasıl söyleyeceğimiz belli. Çekimler sırasında da yanımızda doktor arkadaşlarımız duruyor zaten.

* Doktor danışmanlarınız mı var sette?
- Evet, gerçek doktorlar var yanımızda. Bir sahnede bir yerine bir şey oldu diyelim hastanın, nasıl müdahale edeceğimizi ya da hangi tıbbi terimleri kullanacağımızı doktorlarımıza danışıyoruz.

* Apandisiti sağ yerine sol tarafta arayan doktorlar görmeyeceğiz yani dizide...
- Aynen öyle. Bu konuda çok titiz davranıyoruz. İlkyardım eğitimi bile aldık.

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

Haberin Devamı

5 kardeşin 4’üncüsüydü hep oyuncu olmak istedi

Haberin Devamı

* Çocukken doktor olmak gibi bir hayalin var mıydı?
- Yok, bana sorduklarında hep “Oyuncu olacağım” demişimdir. Bütün anne babalar çocukları mimar olsun, doktor olsun, mühendis olsun ister ama ben küçükken oyuncu olma hayalleri kurardım.

* Ailede doktor var mı peki?

- Evet, amcam doktor.

* Bakalım senin doktorluğuna ne diyecek amcan... 5 kardeşli ailede büyümek nasıl bir şey?
- Çok güzel, harika... Benim arkadaşa bile ihtiyacım olmadı. En büyük sevinçlerimi, dertlerimi onlarla yaşadım. Çok büyük desteklerdi arkamda.

* Sürekli görüşüyor musunuz?
- Tabii, biz birbirine bağlı bir aileyiz.

* Sen kaçıncı kardeşsin?

- Dördüncü...

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

* Kardeşlerin arasında oyunculuk yapan var mı?
- Oyuncu yok ama sunucu var. (Selvinaz Fettahoğlu halen 360 kanalında sunuculuk yapıyor.)

* Sen de sunuculukla başladın zaten kariyerine. Ama oyunculuğu daha çok sevdin, değil mi?
- Sevmek ne kelime, ben oyunculuğa aşığım!

* Sunuculuğu sevmiyor muydun?

- Onu da seviyordum. Ben yaptığım bütün işleri seviyorum. Daha önce bankada çalışıyordum, o işi de çok keyifle yapıyordum.

* Hadi sunuculuk neyse de bankacılık oyunculuktan çok farklı. Biri memuriyet, diğerinin saati bile belli değil...
- Bahsettiğim, bulunduğun ortamdan keyif almak aslında. Bir işi yaparken mutsuz olacağım diye yaparsan, gerçekten mutsuz olursun. Ben bankacılığı da mutlu mesut şekilde yapıyordum.

* Yarın seni bankaya koysak yine mutlu olur musun?

- Olurum tabii, neden olmayayım? Ama tabii ki çocukluğumdan beri hayalim oyunculuk olduğu için şimdi bulunduğum yerden çok daha mutluyum.

* Almanya’da doğmuşsun. Kaç yaşındayken geldin Türkiye’ye? Nedir Almanya’daki hikâyen?
- Ben 3 yaşındaydım Türkiye’ye geldiğimizde. O yüzden anlatacak bir hikâyem yok Almanya’yla ilgili. Çocukluğumdan aklımda kalan tüneller var, beni çok etkileyen, bir de kilise çanı... Evimiz kilisenin hemen yanındaymış. Onun dışında bir şey yok...

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

Mahidevran ağırdı, kendimi şıkır şıkır görmeyi özlemişim

Haberin Devamı

* “Muhteşem Yüzyıl” dört yıl süren olay bir projeydi. Ne kattı sana?
- Oyunculukta başka kapılar açtı bana. Başka açıdan bakmaya başladım oyunculuğa. Çok iyi isimlerle çalıştık. Onların da bana öğrettiği çok şey oldu.

* Öyle tarihi bir karakterden sonra modern bir kadın doktoru oynamak nasıl hissettirdi sana?

- Kendimi böyle şıkır şıkır görmeyi özlemişim. O kasvetli, basık atmosferden sonra bu dizi çok iyi geldi bana. “Muhteşem Yüzyıl”da hem kostümlerden hem de karakterlerin ağırlığından dolayı rahat hareket edemiyorduk. Büyük hareketlerle oynayamıyorduk. Bu dizide ise eller kollar bir yanda. İstediğin gibi hareket et... “Ohh, özgürlük varmış” diyorum. Özlemişim böyle oynamayı. Ama hakkını asla yemek istemem, rahat hareket edemiyorduk dediğim o setten sonra oyunculuk bambaşka bir yere geldi benim için.

* Şafak rolü için imaj değişikliğine gittin ama ben daha kısa saçlı görmeyi bekliyordum seni açıkçası...
- Biraz daha kısaydı saçlarım, uzadı şimdi. Herkes saçlarımı boyattığımı zannediyor ama bu kendi rengi. Kat atıldı ve kâkül kesildi. Biraz daha kesilecek, imaj değişikliği sürecek.

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

Haberin Devamı

Dizinin senaryosu bizden

* “House”, “Grey’s Anatomy”, “ER” gibi yabancı hastane, doktor dizilerini izler miydin?
- İzlerdim. Hepsi de çok iyi diziler. “Hayat Yolunda” da onlarla aynı kategoride ama bizimkinin farkı, doktorların özel hayatlarının daha ön planda olması.

* Sizinki herhangi bir yabancı diziden uyarlanmadı, değil mi?
- Hayır, tamamen özgün bir senaryo. Burada her doktorun, karakterin kendi hikâyesi var ve biz onları izleyeceğiz. Hastane, ameliyat, acil servis sahneleri de var ama ön planda olan doktorların hikâyesi.

* Senin hikâyende aşk-meşk işleri ne durumda?

- Şafak, çok başarılı bir genel cerrah. Akademik kariyer yapmak isteyen ve bu uğurda ailesini bile görmeyen bir karakter. Profesörlüğünü almaya az kala aldatıldığını öğreniyor ve ondan sonra tüm hayatı değişiyor. Çok değer verdiği bir hocası var, onun zor durumdaki hastanesine yardıma koşuyor. Orada da eski aşkıyla karşılaşıyor...

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

Haberin Devamı

Kötü iş yapmaktan korkarım

* Şöhretin hayatında değiştirdiği üç şey nedir?
- Bende bir şeyi değiştirmedi...

* Ben buna inanmıyorum. İlla ki bir şeyler değişiyor...
- Hareket alanımın kısıtlandığını söyleyebilirim. Ben çok rahat bir insanım. Normalde yüksek sesle konuşurum ama artık yapamıyorum. Çünkü yan masadan birileri sizi dinleyip konuştuklarınızı gazetelere yetiştirebiliyor mesela ya da sosyal medyada yazıyor. Benim
hayatımda böyle değişiklikler yaptı ama onun dışında ne arkadaşlarım değişti, ne yaşam standardım ne de keyif aldığım şeyler. Özüm aynı. Bunları değiştirenlere baktığınızda zaten bir şekilde bunalıma girdiklerini de görüyorsunuz. O kafaya girdiğin zaman kendini başka bir yere koyuyorsun. Maalesef bu kadar popüler kalmıyoruz hep. İlginin azaldığı dönemler de var ki, şöhretin değiştirdiği bir insansan o zaman ne yapacağını şaşırabilirsin.

* Kendi adına korkuyor musun ilgi görmemekten?

- Korkmuyorum ama sonuçta endişe verici bir şey. Kötü işler yapmaktan korkuyorum daha çok.

* Ama her iş de tutmayabilir. Her şeyden önce neye dikkat ediyorsun bir senaryoda?
- Karakterlere... Karakteri ben iyi anlamalıyım ki, seyirciye anlatabilmeliyim. Karakterlerin temiz, anlaşılır olmasına özen gösteriyorum. Senaryo örgüsünde de bir akıcılık olması lazım. Akıcı olmayan işler hep tökezliyor.

* Senaryosu akıcı, karakterleri anlaşılır hangi işler var şu sıra ekranda, bakabiliyor musun?
- Bakıyorum, güzel işler var. “Benim Adım Gültepe” mesela. Beni mutlu eden bir iş olduğu için ilk o geldi aklıma. Tabii ki beğenmediklerim de var ama hiç ısrar etme, adlarını söylemeyeceğim.

* Onlarda neyi sevmiyorsun?

- Hikâyenin kopukluğunu.

* Sürekli gözyaşı döktüğün “Muhteşem Yüzyıl”ın ardından bir komedi dizisi gelse, ne yapardın?

- Oynardım. Hem de seve seve. Ben zaten “Muhteşem’den sonra komedi oynayacağım” dedim hep. Ama gerçekten iyi yazılmış bir komedi dizisi istiyordum. Ne yazık ki... I-ıh... Bana gelmedi...

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

Hollywood çıplaklarına yorumu; “Çeksinler be güzel kadınlar”

* Hollywood ünlülerinin çıplak fotoğrafları saçıldı ortaya. Telefonlarının hack’lenmesi bir kenara da, ünlülerin sürekli kendilerini çıplak görüntülemelerini nasıl değerlendiriyorsun?
- Kendilerini seviyorlar demek ki. Ne kadar güzel bir şey...

* Narsisizmden mi kaynaklanıyor bu?
- Spor salonunda selfie yapan biri, kendini beğendiği için çekmiyor mu o fotoğrafları? Hollywood ünlüleri de kendilerini sadece sahnede, ekranda değil, özel hayatlarında yatakta, banyoda çıplak halde de beğeniyorlar demek ki...

* Sürekli fotoğrafı çekilen birinin bir de eve gidip kendi fotoğraflarını çekmesi beni şaşırtıyor biraz. Bir de neredeyse bütün ünlülerin bunu yapması...
- Sonuçta bizim işimizde ego biraz ön planda. Kendini çok sevme durumu da var. Belki o yüzdendir… “Ben eskiden böyleydim” demek için hatıra çekiyor da olabilirler, ne biliyorsun? Sen nasıl değerlendiriyorsun erkek gözüyle?

* Ben ünlü ya da ünsüz fark etmez, akıllı telefon işinin herkesin kimyasını bozduğunu düşünüyorum. Herkes kendini bir şekilde çekiyor, Hollywood ünlüleri de çıplak çekiyor...
- Doğru söylüyorsun, katılıyorum. Amaaan güzel kadınlar be, o ya da bu sebeple çeksinler bence...

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

Tek çocuk istiyorum

* Evlilik nasıl gidiyor? Tam 1 yıl oldu değil mi?
- İyi gidiyor, maşallah. 30 Ekim’de birinci evlilik yıldönümümüzü kutlayacağız.

* Ne sürpriz yapacaksın diyeceğim ama onu Levent’in (Veziroğlu) düşünmesi lazım herhalde.
- (Gülüyor) Bilmiyorum, yapacağız bir şeyler artık...

* Selma Ergeç dışında yakın arkadaşın kim var?
- Yakın arkadaşlarım var ama isim saymayı sevmiyorum. Selma benim canım artık. O yüzden bu soruna; yakın arkadaşım olarak Selma var. Sonra yine Selma. Başkaaa... Bir de Selma var diye cevap veriyorum.

* Allah ayırmasın.
- İlişkimiz artık sevgili boyutunda zaten!

* Bir kadın evlendikten sonra kız arkadaşlarıyla arasına mesafe girer mi? Sende böyle bir şey oldu mu?
- Yok, bende hiç öyle bir şey olmadı, çünkü Levent çok doğru bir karakter. Hiçbir şekilde kısıtlamadı beni. Ya da arkadaşlarımla buluştuğumuz zaman ortama uyumsuz davranmadı. Görüşmelerim azalmadı kız arkadaşlarımla. Levent de rahatlıkla arkadaşlarıyla görüşebiliyor, ben de.

* Ama evlilik düzeni diye de bir şey var...
- Benim evlilik öncesinde de çok dışarı çıkan, dağıtan bir halim yoktu. Ben genelde evimde olurdum ya da arkadaşlarımla buluşurdum. Bende “Hadi gel kopalım” olmadığı için, yine aynı sistem devam ediyor...

* Dizilere de bakmaya başlamıştır Levent artık herhalde. Yeme içme sektöründen dizi sektörüne yatay geçiş...
- Bakıyor bakıyor valla. “Bu iyiymiş, bu kötüymüş, bu tutar” diyor arada sırada.

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

* Doğuş Grubu’nun yeme içme şirketlerinin en tepesindeki isim Levent. Dışarıda çok yemek yiyorsunuz herhalde onun işinden dolayı...
- Maalesef çok yemek gibi olmuyor dışarıda yemeklerimiz. Bir anda olay onun işine dönüyor çünkü. Hemen bir şeyler soruyorlar ya da o bir şeyler söylüyor restoranla ilgili, bir anda iş toplantısına dönüyor olay. Bazen ben masada yalnız kalabiliyorum. O yüzden evde yemekten daha çok keyif alıyoruz.

* Yönettiği Doğuş Grubu restoranlarından yemek söylemiyorsanız herhalde. Sever misin evde yemek yapmayı?
- Hem de nasıl! Levent de ben de iyi yemek yaparız. Çok lezzetli eli vardır Levent’in. Aşkla yapıyor.

* Peki sen onun yönettiği restoranlara gittiğinde eleştiriler yapar mısın, “şu olmamış, bu iyi” diye?
- Çok fazla onun işine müdahale etmeyi uygun bulmuyorum ama gerçekten rahatsız olduysam bir şeyden, onu mutlaka söylerim. “Keşke şurada da şunu yapsaymışsınız, çok mu avam olmuş” gibi kendimce fikirlerimi paylaşırım.

* Evli olmak mı daha iyi, bekar olmak mı?
- İkisi de çok güzel canım. Bekar olmak da çok güzel, evli olmak da...

* Bir oyuncunun kariyerinde olumlu ya da olumsuz nasıl bir etki yaratıyor evlilik?
- Çok sevgili bazı magazinci arkadaşlar ben evliyken de uğraşmayı bırakmadılar benimle ama genelde evlendikten sonra hakkında çıkan yalan yanlış haberlerde azalma oluyor. Bekarken kardeşinle çıksan, arkadaşınla otursan bile hemen yeni aşk haberleri yapıyor. Beni kuaförümle yazdılar, şoförümle yazdılar... Evlilik bu durumlardan bir nebze kurtarıyor insanı. Gazeteciler biraz daha dikkatli oluyorlar. Ama bende olmuyorlar maalesef...

* Bebek mi istiyorsun, bebekler mi?
- Bebek şimdilik yok ama olur inşallah. Ben korkan tarafım biraz ama bir gün olur tabii. Tek çocuğum olsun istiyorum ben. Sadece bir tane...

* Oyunculuk kariyerini etkiler mi hamilelik ve bebek?
- Yok, etkilemez. Ara bile vermem ben. Çalışmayı çok seviyorum çünkü. Ben evde duracak bir insan değilim. Büyük ihtimalle hamileliğimi sette geçiririm, doğumumu da yaza denk getirip eylülde yine devam ederim setlere. Bebeğin 40’ı çıktı mı, setteyim. İnşallah tabii...

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

Hayattaki en büyük başarısı

* Uzun yıllar aynı rolleri oynamak bir oyuncuyu körelten bir durum mudur?
- Aynı şeyleri oynuyorsan, körelten bir şey tabii. Ama diğer taraftan baktığında da; bir sürü şey ekleyebilirsin o karakterin üzerine. Oyunculuğun sonu yok çünkü. Mahidevran’a 20 yaşında başladım, 60 yaşında bitirdim mesela. Böyle bir değişim vardı rolde. Beni köreltmedi, bana çok şey kattı. Başka başka kadınlar gördüm Mahidevran’da.

* Şafak da böyle dişi bir rol mü?
- Dişi bir rol valla. Güçlü, sağlam bir karakter. Ben çok sevdim Şafak’ı.

* Bugüne kadar hiç tiyatro yapmadın. Sahneden kaçtığın için mi?
- Kaçmak değil de korkuyorum aslında. Çok istiyorum, teklif de geldi ama yapamadım. “Muhteşem Yüzyıl” zamanında gelmişti, diziyle beraber kabul edemedim. İlk oyunumda epey emek sarf etmem gerekiyor. Başarısızlık hiç hoşlanmadığım bir şey.

* Hayatta en büyük başarısızlığın ne?
- (Derin sessizlik) Yaaaaa... Bilmiyorum.

* En büyük başarın?
- Her şeye rağmen oyunculuğu seçmem. Ailemin itirazına rağmen bunu başarmam.

* Ailen itiraz mı etti?

- Tabii canım, asla istemiyordu babam. Ama sonradan ağlayarak izlemeye başladı.

* Neden istemedi baban, “kızı kaybederiz” diye mi?

- Bilmem, istemedi işte. Kendi gibi mimar olmamı istedi. Annem destekledi ama.

* Sunuculuk yapmak istiyor musun tekrar?

- Yok, sunuculuğa geri dönmem. O bana ait bir şey değildi. Ona kendimden bir şey katmıyorsun. Önünde bir yazı var ve sen onu okuyup aktarıyorsun. Benim yaptığım işe bir şey katmam lazım.

* Haber değil de program sunarsan, kendinden bir şey katarsın...
- Ben çok heyecanlıyım ya, orada birden titremeye başlayabilirim. 6-7 yıl önceki ilk canlı yayınımı hatırlıyorum, ceketimin arkası titriyordu. O başka bir şey...

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

Engin olmasa düşünürdüm

* Yeni dizinde “Muhteşem Yüzyıl”ın Şehzade Selim’i Engin Öztürk de rol arkadaşın...
- Zaten bu iş kabul etmemdeki en büyük sebeplerden bir tanesi Engin’dir. Diğeri senaryonun iyi olmasıdır.

* Neden, Engin’e çok mu güveniyorsun?

- Evet, güvendiğim, bildiğim bir oyuncu. Nasıl oynayacağını tahmin edebiliyorum. Bir de dizide partnerim. Yakışıklı da arkadaşım, daha ne olsun? “Muhteşem Yüzyıl”dan sonra açıkçası çok korkuyordum şimdi nasıl bir ortama gireceğim, nasıl bir dizi bekliyor beni diye. Çünkü biz orada aile olmuştuk. Her şeyimizi rahatlıkla konuşabiliyorduk. Bu sette de ilk günden itibaren aynı rahatlığı hissettim.

O artık Mahidevran değil Doktor Şafak

Yazarın Tüm Yazıları