Mark Cavendish’i ben mi gaza getirdim!

Fotoğrafa bakın; 166 kilometre boyunca pedal çeviren ben miyim, yanımdaki mi?..

Haberin Devamı

Cumartesi günü 51. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun Selçuk-İzmir ayağı tamamlandıktan ve yarışı Mark Cavendish kazandıktan birkaç saat sonra uçağa bindim...
Hemen yanımdaki koltuğa Mark Cavendish düşmesin mi?..
Sanki 4 saat boyunca 166 kilometre pedal çeviren o değil de benim.
Ben yorgun ve bitaptım, 29 yaşındaki sporcu ise son derece dinç ve iyi görünüyordu...
Tabii Türkiye’de kamuoyu, Mark Cavendish ismini İstanbul etabındaki ödül töreninde Cumhurbaşkanı konuşurken kürsüden inmesiyle duydu.
Bu fotoğraftan bir gün sonra Cavendish, Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşurken kürsüden indi ve uyarılar sonrasında tekrar kürsüye çıktı.
Bu durum da sosyal medyada “Cavendish, uzun konuşan Erdoğan’ı protesto etti” yorumlarına yol açtı.
Bir gün önce sosyal medyada Cavendish’le yan yana uçtuğumu yazmıştım. Takipçiler durur mu, başladılar “İtiraf et sen doldurdun değil mi Cavendish’i” demeye...
“Cevandish’e Cumhurbaşkanı’nı mı anlattın?” geyiği dönmeye başladı.
Açıklıyorum!
Evet, Cavendish’i ben gaza getirdim.
Ama sadece İstanbul etabındaki başarısı için...
Usta bisikletçiyi Selçuk-İzmir etabındaki birinciliği için tebrik ettim.
Kısa sohbetimizde de bir gün sonra İstanbul’da yağmur beklendiğini söyledim ve turnuvayı nasıl bulduğunu sordum.
O da bana; “Bu turnuvayı seviyorum, başarılı bir organizasyon. Her seferinde burada olmaktan mutlu oluyorum. Ama bugünkü etap zorluydu” yanıtını verdi.
“Yarınki etabı da kazanacaksın” diyerek ona şans diledim.
Vallahi gaza getirdiysem de bu kadardır!
Şaka bir yana hem Cumhurbaşkanlığı hem de Mark Cavendish kürsüden inmenin yanlış anlaşıldığını açıkladı.
Cavendish, attığı tweet’te “Ben bir sporcuyum ve Türkiye’de bir siyasi ajandam yok. Tek bildiğim, burasının çok güzel ve konuksever insanlarla dolu bir yer olduğu” dedi.
Evet, ortada bir protesto falan yoktu ve gördüğüm kadarıyla Cavendish de protesto yapacak biri değil.
Çünkü hayatı sadece spor, uçak yolculuğumuz boyunca da spor dergisi okuyup durdu.

Haberin Devamı

Mark Cavendish’i ben mi gaza getirdim

Bu tur bir milat olacak

Haberin Devamı

51. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu başarıyla bitti...
Selçuk-İzmir etabını özel araçlarda bisikletçilerle birlikte tamamladıktan sonra Karşıyaka’daki ödül törenini izledim.
İşin uzmanlarıyla, yabancı gazetecilerle konuştum, herkes aynı şeyi söylüyordu:
“Bu organizasyonun Fransa Bisiklet Turu’ndan aşağı kalan tek bir yanı yok.”
Orada ne yapılıyorsa, neler kullanılıyorsa burada da aynı şeyler yapılıyormuş.
Üç katlı küçük bir binaya dönüşen ve basın merkezi olarak kullanılan hidrolik TIR’lar, yayıncılık kalitesi, sporcuların konaklamalarından transferlerine kadar her yer kusursuzdu...
Emeği geçenleri bir kez daha tebrik ediyorum.
Bu seneki tur bir milat olacak; Türkiye’de bisiklet sporunun patlama yapacağı, herkesin daha çok bisiklete bineceği, bisiklet yollarının yapılacağı bir dönüm noktası olacak...
Cumhurbaşkanlığı bu konuya özel önem gösteriyor.
Sağlık Bakanlığı’nın önümüzdeki günlerde 1 milyon adet bisiklet satın alacağını ve Spor Bakanlığı’yla birlikte bir bisiklet devrimini başlatacaklarını öğrendim.
Belediyeler, bisiklet yollarını da hızla yaparsa bu iş tamamdır...

Haberin Devamı

Mark Cavendish’i ben mi gaza getirdim

Kenan gurur duymakta haklıymış

Kenan İmirzalıoğlu, “gururla yerli” dediği Vestel’in reklamlarında fabrikayı gururla geziyor ya, vallahi haklıymış.
National Geographic’in “Mega Fabrikalar” belgeseline bile konu olan Vestel’in Manisa’daki fabrikasını gezerken bunu çok iyi anladım.
Bir Türk markasının robotlarla ürettiği televizyonları, bantlardan dakikada 20-30 tane geçen rengarenk buzdolaplarını, çeliklerin yarım saat sonra çamaşır makinesi olarak çıktığı üretim parkurlarını gördükçe insanın gurur duymaması imkansız...
Fabrikayı gezdikten sonra patron Ahmet Nazif Zorlu ve yöneticileriyle birlikte Vestel City’nin içinden geçen bisikletçileri izledik.
Ahmet Bey’e “Bu fabrikayla ne kadar gurur duysanız azdır” dedim...
“Öyle diyorsunuz ama hâlâ yabancı telefonları kullanıyorsunuz” dedi...
“Siz daha çok yenisiniz cep telefonu işinde Ahmet Bey, biraz zaman geçsin kullanırız” dedim.
Söze Vestel Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan girdi; “Bizim için en kolay işlerden biri telefon üretmek” dedi.
Vestel, Venüs marka cep telefonunda çok iddialı ve Ahmet Bey bu konuda çok sabırsız...
Hızlı bir başarı bekliyor, hatta gazeteci arkadaşlarımıza “Hadi hemen telefonlarınızı çöpe atalım” diyecek kadar herkesin Venüs kullanmasını istiyor.
Ağustosta çıkacak yeni modeli de ilk kez görme fırsatımız oldu.
Bu daha ilk adımlar, eminim akıllı telefon pazarında da kısa sürede iddialı olacaktır Vestel...


Yazarın Tüm Yazıları