Kızdığımız AVM’lerin Türk sinemasına katkısı büyük

AVM’lere kızıyoruz, bu kadar çok AVM yapılmasını eleştiriyoruz ama yiğidi öldürüp hakkını verelim; Türk sinemasının patlamasına neden olan da bu AVM’ler...

Haberin Devamı

2011’de Türkiye’de toplam sinema seyirci sayısı 42 milyondu...
2012’de 44 milyon oldu...
2013’te 50 milyon barajını devirdi...
2014’te şu an itibariyle toplam satılan bilet sayısı 45,5 milyon...
Yıl sonu itibariyle tahmini rakamın
53-55 milyon olması bekleniyor...
2015 sonunda ise 60 milyonu geçmesi öngörülüyor.
Bu kadar çok yerli film yapılmasının, büyük yapımcıların sezonda artık 5-6 film birden yapmalarının nedeni işte sürekli büyüyen bu pasta...
Pastayı büyüten en büyük neden de Türkiye’de sayısı sürekli artan AVM’ler...
Her AVM’nin içine yapılan sinema salonları...
Bugün AVM’ler sayesinde Türkiye’de sinema salonu sayısı 2 bin 200’lere ulaşmış vaziyette...
Yakın geçmişe kadar 1300 civarındaydı...
Büyük şehirlerin en ücra köşesinde ve Ana-
dolu’da her açılan AVM’nin içinde en az bir-iki salon var. İnsanları AVM’den içeri sokmanın, orada tutmanın en etkili yolu sinema salonları...
Son 10 yılda hızla artan AVM’ler sayesinde sinema salonları da arttı. Bu durum satılan bilet sayısının da, üretilen yerli film sayısının da artmasına neden oldu.
10 yılda seyirci sayısı yüzde 100 arttı; 2005’te 28 milyonken 2014’te 55 milyon civarı olacak.
Pazar sürekli büyürken bütün yapımcıların hedefi aynı:
Her sezon “Düğün Dernek” gibi balığın büyüğünü yakalamak, 10 milyon barajını devirecek ilk Türk filmini çekmek...
Ve tabii toplam seyirci sayısını 100 milyonun üzerine çıkarmak...
Avrupa ülkelerinden:
67 milyonluk Fransa’da 202 milyon...
81 milyonluk Almanya’da 146 milyon...
64 milyonluk İngiltere’de 175 milyon...
47 milyonluk İspanya’da 110 milyon...
60 milyonluk İtalya’da 112 milyon yıllık seyirci var.
77 milyonluk Türkiye’de 50-55 milyon...
Olmayacak şey değil, bu gidişle 2020’li yıllara 100 milyon seyirci barajını aşarak girebilir Türk sineması...
Not: Bu bir AVM güzellemesi yazısı değildir. Sinema seyircisinin artmasına katkıda bulunan ve makul-mantıklı yapılan AVM’lere neden itiraz edelim ki... Bizim itirazımız yan yana AVM’ler yapılmasına, bulunan her yeşile AVM dikilmesine, AVM inşaatlarının bitmeyen bir rant kapısı haline getirilmesine...

Haberin Devamı


Saygı albümlerinde sanatçılara ücret ödeyin

Haberin Devamı

Orhan Gencebay’a yapılan saygı albümünden beri aynı şeyi yazıyorum; bu tür albümlerde yer alan sanatçılara haksızlık yapılıyor.
Son yıllarda “saygı” albümleri peş peşe yapılıyor.
Orhan Gencebay’a, Aysel Gürel’e yapılanlar çok sattı.
Şimdi Kayahan’a yapılan saygı albümü çıkıyor, sırada Zeki Müren var...
Bu albümlerde şarkı söyleyen sanatçılar çoğu zaman ücret almıyor...
Oysa albümün satışından prodüktör kazanıyor, müzisyenler, aranjörler kazanıyor, albümü satanlar bile kazanıyor.
Bir tek şarkı söyleyenler kazanmıyor.
Bu tür albümlerin müzik piyasasını hareketlendirdiği kesin ama şarkıcıları sömürdüğü de kesin.
En azından sanatçılara dijital satışlardan pay ödenmeli...
İndirilen her şarkı için prodüktör ve sanatçı geliri yüzde 50 yüzde 50 bölüşmeli...
Kimin şarkısı çok indiriliyorsa o sanatçı çok kazansın.
Saygı albümleri için en adaletli çözüm bu olacaktır.

Haberin Devamı


Yanlış anlaşılmasın

Önceki gün Türk turizmindeki her şey dahil sistemi eleştirdiğim yazıda bir hata yaptım.
“Açıldığı ilk iki yıl bu sisteme girmedi” dediğim Belek otelinin adını karıştırdım ve yanlışlıkla Cornelia yazdım.
Doğrusu Calista Resort olacaktı...
Cornelia’nın Belek’teki iki oteli de başından beri her şey dahil sistemle çalışıyor.
Otelin genel müdürü Zafer Alkaya’nın yazıda geçen eleştirileri ise sektörün geneline yönelikti...
Her şey dahilin Türk turizmini batıracak bir sistem olduğu konusunda bütün turizmciler hemfikir zaten...
Zafer Alkaya, bu konuda “Her şey dahil sistemi ortaya çıktığı zaman diliminde Türk turizminin ivme kazanması adına bir gereklilikti.
Ancak bugün geldiğimiz nokta itibarıyla daha nitelikli bir
turizm yapabilmemiz ve otel kalitemize yakışır bir çevre oluşturabilmemiz adına mutlaka tartışmaya açılarak yeniden değerlendirilmelidir” diyor.

Haberin Devamı

Taciz her yerde...

Bir sosyal deney için 10 saat boyunca Manhattan sokaklarını gezen genç bir kadın 100’den fazla kez sözlü tacize uğramış.
Gizli kamerayla çektiği görüntüler internette var. Üstelik kadın çok dikkat çekici bir şekilde giyinmemiş, son derece sıradan gözüküyor.
Bu sosyal deneyden çıkardığım sonuç şu:
1- Kadına laf atan, sözlü tacizde bulunan beyinleri gelişmemiş erkekler dünyanın her yerinde var.
2- Bizde bir genç kadın bu sosyal deneyi yapmaya kalksa, sadece sözle değil elle de tacize uğrardı, aradaki fark bu!


UNICEF elçileri ne yapıyor?


UNICEF ünlülerden iyi niyet elçileri seçiyor. Önemli bir çalışma bu. Çünkü UNICEF, kız çocuklarının eğitiminden çocuk ölümlerine, AIDS’e karşı önemli kampanyalar yürüten bir kuruluş...Bunun için ünlü isimleri de tercih ediyor. Ancak bu iyi niyet elçilerinin neye göre seçildiği, neler yaptığı konusunda ya bizim bilgimiz olmuyor ya da bu elçiler yeterince çalışmıyor.
Son yıllarda iyi niyet elçisi seçilen ünlüler arasında Kıvanç Tatlıtuğ, Tülin Şahin, Ali Poyrazoğlu, Müjdat Gezen, Ferhat Göçer gibi isimler var. Son elçi Tuba Büyüküstün.
Kasım 2012’de dört iyi niyet elçisi birden seçilmiş. Mayıs 2014’te bir tek Tuba...
UNICEF’in çalışmalarını, iyi niyet elçisi seçilenleri eleştirmek değil niyetim...
Sadece bu işte bir kafa karışıklığı var bende, eminim pek çok insanda da...
Dünyada iyi niyet elçisi seçilen ünlülerin çalışmalarını zaman zaman medyada görüyoruz.
Bizim UNICEF iyi niyet elçilerinin ne yaptığını duyan, bilen var mı?

Haberin Devamı


UNICEF ünlülerden iyi niyet elçileri seçiyor. Önemli bir çalışma bu. Çünkü UNICEF, kız çocuklarının eğitiminden çocuk ölümlerine, AIDS’e karşı önemli kampanyalar yürüten bir kuruluş...Bunun için ünlü isimleri de tercih ediyor. Ancak bu iyi niyet elçilerinin neye göre seçildiği, neler yaptığı konusunda ya bizim bilgimiz olmuyor ya da bu elçiler yeterince çalışmıyor.
Son yıllarda iyi niyet elçisi seçilen ünlüler arasında Kıvanç Tatlıtuğ, Tülin Şahin, Ali Poyrazoğlu, Müjdat Gezen, Ferhat Göçer gibi isimler var. Son elçi Tuba Büyüküstün.
Kasım 2012’de dört iyi niyet elçisi birden seçilmiş. Mayıs 2014’te bir tek Tuba...
UNICEF’in çalışmalarını, iyi niyet elçisi seçilenleri eleştirmek değil niyetim...
Sadece bu işte bir kafa karışıklığı var bende, eminim pek çok insanda da...
Dünyada iyi niyet elçisi seçilen ünlülerin çalışmalarını zaman zaman medyada görüyoruz.
Bizim UNICEF iyi niyet elçilerinin ne yaptığını duyan, bilen var mı?

Yazarın Tüm Yazıları