Kibariye’nin makası...

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna bu yıl sanatçı katılımı her zamankinden fazlaydı...

Haberin Devamı

Öyle olunca da çok renkli magazin görüntüleri, çok renkli haberler çıktı ortaya...
Yine resepsiyon magazinini en iyi veren Hürriyet’ti...
Hürriyet’in dünkü 2’nci sayfası sayesinde açık büfe etrafında en çok dolanan sanatçıları, güvenlik nedeniyle otobüste kimlik kontrolü yapılmasını, salon girişinde cep telefonlarının toplanması detaylarını öğrendik...
Ama gecenin en ilginç fotoğrafını kimse yayınlamadı...
Kibariye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanağından makas almasını...
Kibariye “Ablam müsaade” diyerek, koşar adım kalabalığı yararak Erdoğan’ın yanına gelmiş ve yanağından makas almış.
Bu beklenmedik hareket karşısında önce şaşıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşısında Kibariye’yi görünce tebessüm etmiş.
Kibariye, bu makasıyla Erdoğan’dan istediği devlet sanatçılığı unvanını kapar mı bilemem ama sanat camiasının en cesaretli ismi olarak yıllarca anılacaktır...
Resepsiyondan çıkan tüm bu fotoğrafları, samimiyet ve sıcaklığı sevdim ben...
Bu dönemde en çok ihtiyacımız olan şey bunlar...

Haberin Devamı

Kibariye’nin makası...

Saray’ın içecek menüsü çok zenginleşmiş...

Cumhuriyet Resepsiyonu’nda alkol servisi var mıydı sorusunun manasız olduğunu hepimiz biliyoruz artık...
Alkol devletin menüsünden çıkalı uzun yıllar oldu.
Hoş olsa da hangi sanatçı önceki akşamki resepsiyonda kendine bir kadeh şarap sipariş edebilirdi o da ayrı...
Alkol yok ama davete gidenlerden öğrendiğim kadarıyla doğal içecekler ve meyve suları konusunda Saray’ın mutfağı hayli ustalaşmış...
Envai çeşit meyve suyu ve doğal enerji içeceği ikram edilmiş davetlilere...
Gül suyuyla yapılan içeceklerden aloe veralı şerbetlere kadar davetlilerin hayatları boyunca ilk kez tattıkları pek çok doğal içecek yer almış menüde...
Şeker oranı da yüksek
değilse böyle sağlıklı bir içecek menüsüne kim itiraz
edebilir ki...

Cadınız batsın...

Cadılar Bayramı’nın son yıllarda Cumhuriyet Bayramı’ndan bile coşkuyla kutlanmasına itiraz ediyorum...
Gençler, ünlüler, mekanlar Cadılar Bayramı peşinde, kimsenin Cumhuriyet Bayramı’nı taktığı yok...
Cadınız batsın demem bu yüzden...
Yoksa Cadılar Bayramı’nı ben çok severim...
Neden mi?
Çocukla çocuk olunduğu için...
Anneler babalar çocuklarla birlikte yüzlerini boyarlar, yetişkinler küçüklerle beraber kılıktan kılığa girerler...
Çocukları eğlendirirler...
Bizim kılıktan kılığa giren sosyetikler, boya küpüne dalıp çıkan ünlülerin bir tanesi bile çocuklarla kutlamaz bu bayramı.
Sadece yetişkinlere yönelik çılgın bir gece partisi zannederler Cadılar Bayramı’nı...
Bu yüzden bu yıl gördüğüm en güzel Cadılar Bayramı, pazar öğleden sonra Cihangir Journey’nin önünde yapılan partiydi...
Ağırlıklı olarak semtte oturan yabancıların ve çocuklarının katıldığı bu sokak partisinde büyükler de küçükler de çok renkli ve eğlenceliydi.
Haberim olsa Pera ve Pars’la birlikte mutlaka biz de katılırdık.

Haberin Devamı

Bu çekimler için yarım ton elma kullanıldı

Kelebek Pazar röportajında Yılmaz Erdoğan’ın söyledikleri madem çok beğenilip, çok konuşuldu öyleyse o röportajın perde arkasıyla ilgili ilginç detayları da aktarmalıyım.
 Yılmaz Erdoğan’ın üzerine yattığı elmaların hiçbiri photoshopta çoğaltılmış değil, hepsi gerçek elmaydı...
 Bu çekimler için tam 514 kilo elma kullanıldı...
 Ekşi Elmalar filminin prodüksiyon ekibiyle organize ettik ve elmaları halden satın aldık...
 Yarım tondan fazla elma, 50’den fazla kasanın içinde kamyonla fotoğraf stüdyosuna getirildi...
 Yılmaz doğrudan elmaların üzerine değil, kasaların üzerine yattığı için elmalara zarar verilmedi...
 Cem Talu yüzlerce kare fotoğraf çekti ve en güzel 6 kareyi belirledi...
 Elmalar daha sonra stüdyonun bulunduğu bölgedeki mahalle sakinlerine dağıtıldı...
Bu müthiş kareler için Yılmaz’a, Cem’e ve Ekşi Elmalar ekibine teşekkür ediyorum...

Haberin Devamı

Kibariye’nin makası...

Utanç...

Hasan Cemal’in sürekli basın kartı iptal edildiğine...
47 yıllık gazeteci olan bir meslek büyüğümüzün sürekli basın kartı elinden alındığına göre...
Biz gazetecilerin bundan böyle cebimizdeki sarı basın kartını utancımızdan kimselere göstermemesi gerekiyor...

İkimizin Yerine: Bir yönetmen kazası...

Yönetmen Umur Turagay’ın 18 yıl aradan sonra sinemaya döndüğü film İkimizin Yerine...
Keşke dönmeseymiş...
18 yıl önce çektiği film ne? Karışık Pizza...
Çok iyi klipleri, çok iyi reklamları vardır Umur Turagay’ın ama her iyi reklam yönetmeni iyi film çekecek diye bir kural yok...
İkimizin Yerine de bu kuralı doğrulayan bir film oldu.
Zerrin Tekindor filmin en iyisi olarak öne çıkarken, Serenay Sarıkaya ve Nejat İşler üzerlerine düşeni yapıyor.
Filmin en büyük problemi olan inandırıcılık hem senaryoda hem de yönetimde hep bir duvar örüyor seyirciyle filmin arasına.
Neden filmin en iyi sahneleri anne-kız çatışmalarının yaşandığı yerler?
Çünkü anlatılan aşkın inandırıcılığı yok, duygusu seyirciyi sürüklemiyor da o yüzden...
Anne-kız duygusu ise sahici... İkimizin Yerine bu haliyle bile ilk hafta 570 bin gişe yaptığına göre, yapım şirketi TAFF’ın ne büyük bir balığı kaçırdığı ortada...
Demek Nejat ve Serenay’a inandırıcı bir aşk filmi çekseler ilk hafta 1 milyonu devireceklerdi...
Benim için önce yönetmen, ardından senarist kazası olarak arşivdeki yerini alacak İkimizin Yerine...

Yazarın Tüm Yazıları