Güzel şeyler

“Arboretum” bilimsel araştırma ve gözlem amacıyla ağaç ve bitki yetiştirilen yer demek...

Haberin Devamı

“Arboretum” bilimsel araştırma ve gözlem amacıyla ağaç ve bitki yetiştirilen yer demek... 

Kemerburgaz yolunda Belgrad Ormanları’nın Güneydoğusunda bulunan Arboretum da 1916 yılında kurulmuş bir alan...
1949 yılında bilimsel amaçlı bir alana dönüşen 296 hektarlık alan, 1982 yılında Atatürk’ün 100. doğum yılı kutlamaları çerçevesinde Atatürk Arboretumu adını aldı...
Geçen hafta ilk kez gittim ve bayıldım...

Güzel şeyler


Yürüyüş yolları, ağaçlar, bitki örtüsü ve göletleriyle İstanbul’da tam bir cennet.
Güzel yanı piknik yapmak, mangal yakmak gibi faaliyetlerin kesin yasak olması...
Hatta içeriye yiyecek bile sokulamıyor. 
Kapıda çantalar bile aranıyor.
Giriş ücreti 10 lira olan Atatürk Arboretumu özellikle klip için müzisyenlerin ve gelin-damat çekimleri için genç çiftlerin tercih ettiği bir yer.
Çocuklarınızı alıp gidin görün mutlaka...
Sonbaharda tadı bir başka...

Haberin Devamı

Güzel bir mekân: The Galliard

Etiler Nispetiye caddesi üzerindeki The Galliard, açılalı 1,5-2 yıl kadar oldu...
Burayı ünlülerin tercih etmesinin çok önemli bir nedeni var...
Mekânın arkasında ve yukarıda özel alanlar var...
Ersin Süzer’in işletme ortaklığını yaptığı mekân 5 Kasım’dan itibaren ‘Early Night’ adıyla yeni bir eğlence anlayışını getirecek gece hayatına...
Early Night yeni bir eğlence akımı...
Özellikle kışın insanlar erken sosyalleşmek istiyor, gece 01.00’de başlayan müzik yerine, erken eğlenceye başlayıp sabah rahat işine gücüne gitmek için...
İşte The Galliard’da Ersin’in başlayacağı da bu...
Ünlü DJ Suat Ateşdağlı çalacak perşembe geceleri, diğer geceler ise mekânın DJ’leri müzik yapacak.
Tabii sadece eğlence mekânı değil The Galliard, menüsü ve genç şarap uzmanlarıyla beni fazlasıyla şaşırtan bir yer oldu.
Pek çok mekânda göremeyeceğiniz yerli butik üreticilerin şarapları var mönüde...

 

Güzel şeyler

 

Haberin Devamı

Güzel bir proje: Kahveyi Müjdat Gezen’le içmek

Geçen gün çok güzel iki kişilik bir kahve fincanı takımı geldi Karaca’dan...
O kadar naif bir deseni vardı ki, öyle kahve tutkunu olmayan ben bile Türk kahvesi içmeye başladım...
Fincanın arkasını çevirince Müjdat Gezen’in tasarladığını öğrendim.
Karaca’nın UNICEF’le birlikte yürüttüğü bir proje bu...
Okul öncesi eğitimin önemine dikkat çekmeyen için UNICEF ve Karaca Porselen, ünlülere kahve fincanları tasarlatmış...
Ajda Pekkan, Türkan Şoray, Halil Ergün, Derya Baykal, Cengiz Abazoğlu, Saba Tümer kahve fincanı tasarlayan ünlülerden bazıları...
Ben Müjdat Gezen’le içiyorum kahveyi...
KRC Shop’larda satılan bu hediye paketlerinin gelirinin tamamı UNICEF’in “Hayata İyi Bir Başlangıç İçin 5 yaşında Anaokuluna” kampanyasına aktarılacak...
Hem kahvenizi keyifle içmek ya da güzel bir hediye vermek...
Hem de projeye destek olmak için...
KRC Shop’larda 49.95 liraya satılıyor fincanlar...

Haberin Devamı

Güzel bir içecek: Japanese Mojito

Mojito çok popüler ama bir o kadar da kötü yapılan bir kokteyl Türkiye’de...
Sadece bizde de değil dünyanın pek çok yerinde böyle...
İyi mojito yapan barı ve barmen bulmak zordur.
Önceki akşam buldum...
Monte Carlo’daki Nobu’da...
Robert De Niro’nun sahibi olduğu dünyanın en ikonik restoranlarından Nobu’nun yaptığı Japanese Mojito bugüne kadar denediklerimin en iyisiydi.
Vanilya şurubu kattıkları için mi, Zubrowka Bison Grass votka kullandıkları için mi bilmem çok iyi dengelemişler...
Bodrum Nobu’da aynısı yapılıyorsa önümüzdeki yaz kaçırmam...

Güzel bir haber: Ennis Esmer Amazon’un yeni dizisinde

Ennis Esmer ismini ilk 2008 yılında yazmışım, “İşte Amerikan dizilerinde rol alan ilk Türk oyuncu” diye...
Ankara doğumlu, 3 yaşından beri Kanada’da yaşıyor.
O tarihte The Listener adlı bir dizide rol alıyordu, Sun TV’de The Toronto Show adlı bir program hazırlıyordu...
Geçen hafta New York Times’ın pazar ekinde kendisiyle yapılmış bir röportaj okudum.
Netflix gibi online dizi/film izleme platform oluşturan Amazon’un çektiği Red Oaks adlı dizi nedeniyle sayfaya taşımışlar Ennis’i...
Red Oaks’ta Nash adlı bir karakteri canlandırıyor.
Komedi türünde olan bu dizi, 1985’li yıllarda New Jersey’de ülkenin önde gelen tenis kulübünde asistanlık yapan bir gencin hikayesini anlatıyor.
Rol arkadaşları Richard Kind ve Paul Reiser için, “Bu ikisi dünyanın en iyi komedi oyuncuları arasında. İşyerimde onları izlemek inanılmaz güzel. Onların yanında staj yapan bir komedyen gibiyim” demiş gazeteye...
7 yıl aradan sonra Ennis Esmer’le ilgili yazdığım ikinci yazı bu...
Umarım bir sonraki dizisinde patlama yapar ve Türkiye’de de sadece ben yazmam onu...

Haberin Devamı

Güzel bir organizasyon: Monaco’da Tarkan

Tarkan geçen yıl olduğu gibi bu sene de Monte Carlo’da sahneye çıktı, cuma akşamı...
Bir gün önce Cumhuriyet Balosu düzenlendi...

Güzel şeyler


Ayrıntılarını dün Gökhan Kimsesizcan yazdı köşesinde, 300’e yakın Türkiye’den gelen misafir vardı Tarkan konseri için...
Tüm bunları yapan da artık yarı Monacolu olan Hülya Biren’den başkası değil...
Türkiye ve Monaco arasında tam bir kültür elçisi gibi çalışıyor, sürekli organizasyonlar yapıyor Biren.
Bu yılki organizasyonları da başarılıydı.
Tarkan’ın konserinin ve Monaco performansının nasıl olduğunu da yarın yazacağım...

Yazarın Tüm Yazıları