Expo’ya, Maroon 5 gelmiş, duydunuz mu?

23 Nisan’da açılan Antalya Expo’nun tanıtımının yeterince yapılmadığını söyleyip duruyorum...

Haberin Devamı

Terör saldırılarından dolayı yabancı turistin gelmediği, katılımcı ülke sayısının düşük kaldığı Expo’yu yerli turistten başka ziyaret edecek kimse kalmadı...
Yerli turiste de Expo’da olup biten anlatılmıyor...
Sanki bir an önce kimseler duymadan bitse de, şu işten kurtulsak havası var Antalya’da...
Geçen hafta Expo’nun Genel Sekreteri 4’üncü kez değişti...
Bu kadar kısa sureli bir organizasyon için bile 4 genel sekreter değiştirmek ancak bize has bir durum olabilir...
Neden değişiyor, ne için değişiyor, neler dönüyor Expo’da kimse de çıkıp izah etmiyor...
Neden etkinliklerin bangır bangır tanıtımı yapılmıyor, neden gazetelere, televizyonlara pr çalışması yürütülmüyor anlaşılır gibi değil...
Özellikle ziyaretçi gelmesin istense ancak bu kadarı yapılabilirdi zaten...
Mesela geçtiğimiz hafta dünyaca ünlü Grammy ödüllü Maroon 5 grubu geldi Antalya Expo’ya...
Grubun 5 yıl önce İstanbul’da verdiği konser olay olmuştu...
O grup özel olarak Antalya’ya geliyor, Expo için konser veriyorlar kimsenin haberi yok...
Gazetelerde, “Maroon 5” konseriyle ilgili tek bir izlenim yazısı, tek bir konser yorum okuyabildiniz mi?
Okuyamazsınız...
Günlerdir bakıyorum konseri anlatan bir haber var mı diye, yok...
Gazeteci elbette davet beklemez, haber neredeyse atlar gider haberini yapar, izlenimini yazar...
Ama Maroon 5 konseri gibi İstanbul’da her ay o kadar çok etkinlik, konser var ki...
Antalya’daki konseri düşünmeyen, buna zaman ayıramayan gazetecilere bile Maroon 5 konserini yazdırabilmek marifet zaten...
Expo’nun kendini anlatmaya ihtiyacı var...
Expo’nun bangır bangır bağırmaya ihtiyacı var...
Ama nerde, tek bir cılız ses bile çıkmıyor.
Açılalı iki ay olacak, Expo’yu ziyaret eden bir ünlünün resmini görmedim...
Tek bir gazeteciden Expo yorumları okumadım.
Yapılacak Deep Purple, Tarkan, Sting konserleri umarım aynı şekilde geçiştirilmez...
Şaşkınlıkla izlemeye devam diyoruz Expo’yu...

Haberin Devamı

Hatalarımı kim düzeltecek Hakkı Abi

Kendisi söylerdi, “70’imden sonra meşhur oldum” diye...
Oysa 70’ine gelene kadar basında çok önemli işler yapmıştı...
Ne zaman ki Radikal’de yazmaya başladı, ekranlarda görünüp programlar yaptı Hakkı Devrim, ismini herkes tanıdı...
Okan Bayülgen’le program yapmaya başlayınca da özellikle gençler tarafından çok sevildi...
Yanlış yazdığım bir cümle olsa hemen arar düzeltir... Takıldığım bir şey olsa sorardım...
Çok sevdiğim, saydığım bir meslek büyüğümdü...
Keşke son 5 yılında da yazı hayatına devam edebilseydi Hakkı Abi...
Teleynak’ını da özleyeceğiz...
Muhabbetini de...
Cihannüma’sını da...
Allah rahmet eylesin...

Haberin Devamı

Simitçiye ağlamak

Cihangir’deki simitçi amcamız Feridun Yükseltürk’ün ardından yazdığım yazıya ailesi arayıp teşekkür ediyor, “Çok duygulandık Cengiz Bey” diyor...
Yazıyı okumadan tek bir cümleye takılan bazı okurlar ise beni eleştiriyor...
Ne demekmiş, “Aklıma gelmezdi bir simitçinin ölümüne ağlayacağım” cümlesi...
Bu nasıl üstten bakmaymış...
Bu nasıl kibirmiş...
Tek başına bu cümleyi okursan böyle olur.
Yazının tamamını oku, sevgili okur...
Çünkü ben ne yazdığımı biliyorum...
Gerçekten insanın aklına bir simitçinin ölümüne ağlayacağı gelmez...
Mesleğinden dolayı değil, giderken bu kadar derin boşluk yaratacağını bilmediğinden...
Ama kaybettiğiniz anda benim gibi ağlarsınız...
İnsanın aklına bir işadamının ölümüne ağlayacağı da gelmez...
Ama Mustafa Koç’un kızlarıyla bir fotoğrafını görür, gözlerinizden akan yaşa engel olamazsınız...
Yani o cümlede kaybedilen kişinin mesleğinin bir önemi olmadığı gibi, olayın kibirle, tepeden bakmayla bir ilgisi yoktur...
Hele bizim tedrisatımızda hiç yoktur...
Bana da bu açıklamayı yaptırdınız ya vallahi yazarken mahcup oldum...
Bu arada Feridun Abi’nin torunu haberi verdi... Aynı yerde aynı arabayla kardeşi simit satmaya devam edecekmiş...
Simitçi amcamızın hatırası devam edecek...

Haberin Devamı

RTÜK’ün ceza sistemi değişmeli

RTÜK’ün son 6 ay içinde kanallara kestiği cezaları dün tek tek listelemiştim...
Star’a 6 milyon kesilirken atv’ye 1 milyon ceza kesilmesini...
Kanal D’ye 5 milyon kesilirken TV8’e 1,5 milyon kesilmesinin adaletsizlik olduğunu söylemiştim...
Çünkü hepsinde benzer yapımlar, diziler, filmler yayınlanıyor...
Neyse bugüne kadar olan oldu asıl tartışmamız gereken bundan sonrası...
RTÜK’ün ceza sistemini yeniden gözden geçirmesinin zamanı geldi...
Çünkü bu kadar ağır para cezaları sektöre en büyük kötülük...
Kanallar zarar ederken, reklam bütçeleri düşüp program maliyetleri artarken bir de üzerine RTÜK’ün milyonlarca liralık cezalarının binmesi Türk televizyonculuğunun ipini çekecek bir uygulamadır...
RTÜK televizyon ve radyo yayıncılığını denetlemenin yanı sıra sektörün gelişmesi için önünü açan bir kurum olmalıdır aynı zamanda...
RTÜK her şikayet sonrası kanallara para cezası yağdırmak yerine yayın
durdurma, programı cezalandırma yöntemlerini daha yoğun şekilde uygulamalı...
Örneğin evlilik programları yüzünden kanallara bu kadar para cezası kesmek yerine, iki gün, üç gün, ihlallerin fazlalığına göre bir hafta, iki hafta yayın durdurma cezası versin, bakalım ne oluyor?
Bakalım Seda Sayan ya da Esra Erol iki hafta ekrandan uzak kalınca aynı hatayı bir daha yapıyor mu?
Diğer taraftan kanallar da hem reyting hem reklam kaybederek en büyük cezayı almış olacak zaten...
Kanalların omuzuna milyonlarca lira yük bindirmek de ne oluyor...

Yazarın Tüm Yazıları