Çok iyi bir komedi kadrosu

Ertem Eğilmez ekolünün yolundan yürümeye çalışan modern bir “Hababam Sınıfı” olmuş film...
Komedi var, dram var, eğlence var, duygusallık var...
“Hababam Sınıfı” da var, “Çiçek Abbas” da, ölmek üzere olan kardeşini kurtaran öğretmen gibi Türk sinemasının klasik klişeleri de...
Uçan futbolcular gibi internet fenomenleri de...
Hepsini harmanlayıp babadan kalan tarihi köşkteki dershaneyi ele geçirmeye çalışan iki kardeşin çatışması üzerine oturtmuş hikâyeyi senarist Kamuran Süer.
Ortaya da sıcak bir komedi filmi çıkmış.
Yer yer gereksiz, espriyi zorlayan sahneler olsa da, bel altına inmeyen, durum komedilerinin iyi yerleştirildiği bir okul komedisi olmuş “Öğrenci İşleri”...
Ben bu filmin en çok da başı sonu belli olan bir hikâye üzerine mizah yapmasını sevdim.
Çünkü son dönemde Türk komedi filmleri genelde sırtını karikatür bir karaktere dayamaya başladı.
Bu filmde ise fazlasıyla komik karakter ve başarılı oyuncu var...
Fırat Tanış’ın komedi oyunculuğuna bayıldım.
‘Bobinci Nuri’ Deniz Celiloğlu’nun ilk komedi filmi bu, canlandırdığı psikopat kanun kaçağı müthiş güzel olmuş.
Murat Akkoyunlu, “Çakallarla Dans” serisiyle zaten rüştünü ispatlamış bir oyuncu...
Yan rollerdeki oyuncuların da neredeyse hepsi çok iyi; rehberlik öğretmeni Bülent Çolak, hapisten kaçan öğretmenler, Zakir rolündeki Öner Ateş...
İtiraf edeyim, “Öğrenci İşleri”nin oyuncu kadrosunu ve performanslarını hikâyeden daha çok beğendim.
Ama tavsiye ederim, sonuçta ben bu filmde eğlendim...

Kısa bir brifing

İnternet sitelerinde GSM operatörlerinin 4G ilanları...
Bu ilanların hemen altında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 4G’yi veto ettiği haberleri vardı.
Tam Türkiye’lik bir durum.
GSM firmaları haftalardır gazetelerde, internette, televizyon reklamlarında 4G’nin ne kadar iyi bir şey olduğunu, hayatımızı hızlandıracağını anlatıyordu bize.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Türk Telekom’un 175’inci yıldönümü etkinliğine giderken “aldığı kısa bir brifing sonrası” 4G’nin Türkiye’yi çöplüğe çevireceğini söyledi.
“İki yıl bekleyip 5G’ye geçelim” dedi.
Bütün operatörleri taca çıkarmış oldu...
Cumhurbaşkanı’na o “kısa brifingi” veren kimdir, kimlerdir...
Bu iş kısa bir brifingle hallolacak kadar basit bir şey midir, bilmiyoruz...
Ama o “kısa brifingler” yok mu, hayatımızda ne kadar çok şeyi değiştiriyor...

Açık havalı bir tavsiye

Madem bu hafta sonu havalar düzeliyor, madem bu hafta sonuyla beraber yaz geliyor artık...
Size açık havada çocuklarla birlikte kahvaltı yapabileceğiniz bir mekân önereyim: Tarabya Bahçe...
Çocukların koşup oynayabileceği ağaçlarla çevrili kocaman bir bahçesi var.
Siz yukarıdaki terasa kurulup Boğaz’a karşı kahvaltınızı yaparken, çocuklarınız aşağıda koşturabilir.
Burası sadece bir kahvaltıcı değil...
Akşam ve öğle yemekleri için iddialı bir mönüsü de var.
Ben daha önce kahvaltıya gitmiştim, geçenlerde de Reina’da, Rixos’ta görev yapmış şef Yusuf Şahin’in hazırladığı yeni mönüyü tattım.
Hem mekan, hem hizmet, hem lezzet olarak iki seferde de hayal kırıklığına uğramadım.

Hasan Şaş bu işi biliyor

Bayern Münih-Porto maçını izlerken aklıma hep Hasan Şaş geldi.
3-1 yenildiği maçın rövanşında Porto’yu darmadağın etti Bayern Münih ve Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale kaldı.
İzlemesi çok keyifli bir maç oldu...
Peki neden Hasan Şaş geldi aklıma?
Yorum yaptığı NTV Spor’da geçen hafta “Bayern Münih de bu işi bilmiyor” demişti ya...
Harbiden bilmiyormuş sevgili Hasan Şaş.
Bilseler Porto’ya 6 değil, bir düzine gol atarlardı...

23 Nisan

Çocuklara, gençlere daha çok kıymet verdiğimiz...
Çocukların dayak yemediği, tecavüze uğramadığı, sokakta öldürülmediği bir ülke olmamız dileğiyle...
23 Nisan’ınızı kutluyorum...

Doğuş Çocuk tekrar çalacak

10’uncu yılını kutlayan Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nı yazmıştım dün...
Peter ve Kurt’u sadece bir gün sahnelemelerinin haksızlık olduğunu söylemiştim.
Orkestrada yer alan çocuklar 14 ayrı konservatuvardan geliyormuş, Peter ve Kurt için bile uzun bir kamp süresi yaşamışlar.
“Çocukların eğitimini aksatmamak için düzenli konser veremiyoruz ama bu yazılarınız sonrası daha sık sahne almayı planlıyoruz” dediler.
Kültür, sanat, müzik, resim, heykel, güzel sanatlar ne kadar çok çocuğa ulaşırsa o kadar iyi.
Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası da 10 yıldır çok zor bir işi yapıyor, emeği geçen herkese teşekkürler..