Atatürk’süz Çanakkale filmi olur mu, olmaz mı

Özhan Eren, “Kara Tren” türküsünü besteleyen, daha önce “120” filmini çeken bir isim. AK Parti için yaptığı “Aynı Yoldan Geçmişiz Biz” adlı seçim şarkısıyla konuşuldu.

Haberin Devamı

Geçen yıl Kültür Bakanlığı’ndan aldığı 1 milyon 750 bin liralık destekle gündemdeydi. Şimdi Çanakkale Deniz Savaşları’nı anlattığı vizyondaki “Son Mektup” filmiyle tartışılıyor. Çünkü filmde Atatürk yok. Özhan Eren’le “Atatürk’süz Çanakkale filmi olur mu, olmaz mı” diye tartışmaya gittim. “Son Mektup”un sponsorlarından iktidara yakınlığına her şeyi sordum...

* Şimdi ben size “Atatürk’süz Çanakkale filmi mi olur?” diyeceğim, siz bana muhtemelen “Ben Çanakkale Deniz Savaşları’nı çektim, orada Atatürk yoktu” yanıtını vereceksiniz...
- Acaba bu niyet okumalardan vazgeçerek mi başlasak röportaja?

* Peki sordum soruyu, Atatürk’süz Çanakkale filmi mi olur?
- Ben size sorayım Atatürk’lü Çanakkale diye ilmi bir şey var mı tarihte?

* Ne demek o, anlamadım...
- Hayır efendim, “Atatürk’lü Çanakkale” diye bir şey yok tarihte, “Mustafa Kemal’li Çanakkale” var.

* Orada kastedilen Mustafa Kemal zaten...
- Ama Atatürk denilerek çok büyük bir algıya yöneltiliyor insanlar. O savaşta 34 yaşında bir delikanlı daha. Şimdi biz Mustafa Kemal Paşa, Atatürk deyince kocaman bir adamdan bahsediyoruz gibi geliyor herkese. Hayır, daha gencecik yaşta birinin başarısı var ortada...

* Peki bu başarı neden sizin filminizde yok?

- Var mı, yok mu?

* Yok. Sadece tek bir yerde adı geçiyor.

- Nerede geçiyor?

* Mektup sahnesinde, tek bir cümlede geçiyor adı...

- Evet, çünkü bütün kara savaşları sadece bir cümlede anlatılıyor filmimde. O mektup sahnesinde; “Sen 18 Mart’ta buradaydın, gittin. 18 Mart’tan sonra da düşman bütün kuvvetleriyle saldırdı. Ama askerlerimiz, Mustafa Kemal gibi onlara taaruzu değil ölmeyi emreden kumandanlarıyla zaferden zafere koşuyor” deniyor... Bitmiştir! Kara harpleriyle ilgili koca filmde edilen tek cümle bu. Bütün kara harplerinden sadece bir cümlede bahsediliyor ve o bir cümlede sadece birinin adı geçiyor; Mustafa Kemal. Daha ne olsun, el insaf yani!

Haberin Devamı

Atatürk’süz Çanakkale filmi olur mu, olmaz mı

SEYİT ONBAŞI NEDEN YOK?

* E orada da geçmeseydi bari... Siz Çanakkale Savaşları’nın sadece bir bölümünü anlattım, orada da Mustafa Kemal yok diyorsunuz. Hadi Mustafa Kemal deniz savaşlarında yok, peki Seyit Onbaşı niye yok? Onu niye anlatmadınız?
- Ne yani Seyit Onbaşı düşmanı mıyım şimdi ben? Bundan hakikaten bu mu çıkar?

* Çıkmaz da koymamanızın nedenini anlayamadım gerçekten...
- Ben Seyit Onbaşı’yı çekebileceğimize inanmadım. Bu vakitlerle, bu nakitlerle, elimizdeki imkanlarla Seyit Onbaşı çekimlerine bir hafta ayırmam gerekebilirdi. Bizim ekibimizin haftalık gideri 700 bin lira civarındaydı, böyle bir zamanımız da yoktu. Başımla beraber ben bir Seyit Onbaşı sahnesi de çekeyim ama böyle sırf duygusal bir beklenti var diye yapmak doğru bir şey değil.

* Seyit Onbaşı’nın filmini yapar mısınız?

- İnşallah yarın öbür gün çok iyi hazırlanırız da Seyit Onbaşı’yı tek başına film yaparız, inşallah bu film böyle şeylere vesile olur. İnşallah Anafartalar ve Mustafa Kemal’i de çekeriz...

* İlker Başbuğ’un bile açıklaması var; “Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları’nın her karesinde vardır” diye. Eski Genelkurmay Başkanı da bunu diyor...
- Peki önce ilmi olarak bakalım, sence her karesinde var mı yok mu?

* Deniz savaşlarında yok.
- Sonra?..

* Karada var...
- Karanın finalinde de yok. Ciddi rahatsızlanıp tedaviye gidiyor. Atatürk bize, “Yolunu bulmak istiyorsan bilimle, fenle uğraş” diyor. Tarih ilmine baktığımızda toplamı 13 aya varan Çanakkale Savaşları’nın tamamında Mustafa Kemal yok. Şimdi siz kalkıp “Her karesinde var” derseniz, bu ilimsel değil, duygusal bir cümle olur. Ben buna da hiç itiraz etmem. İnsan o duyguyu taşıyabilir.

* Başvurduğunuz kaynaklar arasında duygu yüklü olanlar da olsa mıydı acaba?
- Beni bilenler bilir, dünyada kul olarak bir vasfım varsa birinci sırada çalışkanlığım gelir. Ben bunun senaryosunu yazarken iğneyle kuyu kazdım. Çok temel başvurduğum bir kaynak, Emekli Tümgeneral Turhan Olcaytu’dur, ülkemizin görüp görebileceği en sağlam Atatürkçü generallerden bir tanesi. 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’ni anlattığı 10 sayfalık çalışmasında Mustafa Kemal’in adı kaç kere geçiyor? Hiç...

BU BENİM DÜNYAM

* Çanakkale filmleri hep tartışmalı olmuştur ama sizinki Mustafa Kemal’siz olduğu için daha da çok tartışılıyor...

- Milos Forman “Amadeus”u çekiyor, filmi seyreden Avrupalı müzik tarihçileri itiraz ediyor. Çünkü filmde Mozart ölürken karısı yanında, tarihsel gerçekte ise yalnız başına. “Bunu nasıl böyle yaparsın?” diyorlar. Milos Forman’ın cevabı şu; “Ben sadece bir film yaptım.” Şimdi bu işe ilim olarak mı bakmak lazım, yoksa ‘dreamwork’ denen hayal ürünü olan bir sanat olarak mı? Eğer bu hayal dünyasıysa bu benim dünyam.

* Öyleyse iktidarca söylenen “Sultan Süleyman ‘Muhteşem Yüzyıl’da şehvet düşkünü olarak gösterildi, hayatını haremde değil at sırtında geçirdi” eleştirilerine de katılmıyorsunuz...
- Asla, asla, asla katılmıyorum. Dizinin oyuncuları, yapımcıları, yönetmenleri “Hakikat budur” diye bayanat verselerdi, o fahiş bir hata olurdu. Eğer sinemaya dair bir şeyse bana çok abesle iştigal geliyor...

* Peki ben bir Özhan Eren filmi çeksem ve yaptığınız muhteşem “Kara Tren” türküsünden, “120” filminden hiç bahsetmesem, sadece sizin askerlik yıllarınızı anlatsam bu film eksik olur mu olmaz mı?
- Olmaz, niye olsun? Çekebilirsiniz. Realiteden ayağınızı çekmezseniz başınızı oynatamazsınız sinemada.

* Madem realite bu kadar önemli değil, ne diye Çanakkale’deki tayyereleri birebir yapmak için o kadar uğraştınız o zaman?

- Evet tam da bu işte. Ben orada 2010 model uçakları da uçurabilirdim ve kimse bana bir şey diyemezdi. Ben film yapıyorum, belki böyle bir hayal dünyam var. Ya “Superman” diye bir şey var, demek ki biz “Superman”i Türkiye’de çeksek, “İnsan uçar mı!” eleştirisi alacağız.

* Ama tartıştığımız bir dönem filmi, ona fantastik eklemeler yapmak zorlama olur...
- Genel bir kural var, kurduğun dünyanın kendi içinde tutarlı olması lazım. Dile de bakalım. O gün kullanılan dili kullanmaya kalksam, kim filmi anlardı? Çanakkale’yi niye önemsiyorum? Ruhu için. Çünkü o ruh bizde olsaydı, zaten ülkenin başına Osmanlı İmparatorluğu olduğumuz dönemde onlar gelmezdi. Benim önemsediğim o birlik ruhu...

Haberin Devamı

Tayyip Bey’le işkembecide tanıştık

* Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yakınlığınız nedir?
- Tayyip Bey benim “abi” dediğim bir insan. Belediye seçimlerinden beri tanışıyoruz.

* Nasıl tanıştınız?
- İşkembecide tanıştık, sevdik birbirimizi. Refah Partisi’nin İl Başkanı’ydı o zaman.

* Sonra?

- Sonraki yıllarda ilişkimiz devam etti, o kadar. Bir bayram aramasa öbür bayram mutlaka rahmetli anacığımı “Ellerinden öperim” diye aradı hep.

* Ailece görüştünüz yıllarca yani? Siz de aileyi tanıyorsunuz, Emine Hanım’ı falan?
- Tabii, tabii, aynen öyle. Abim neyse benim için Tayyip Bey de o’dur.

* Sonraki yıllarda seçim şarkılarını yaptınız partinin. İktidara bu yakınlığınız da eleştirilerin kaynağı aslında...
- Peki ne alakası var? Mesela Livaneli’ye “Bu CHP’lidir romanlarını almayın, aldırtmıyoruz” diye bir kampanya yapıldı mı hiç? Ya da Onur Akın “Kılıçlar çekildi bu bir düello” diye Kılıçdaroğlu’na seçim şarkısı yaptı diye boykot edildi mi? Üstelik Onur çok değerli bir müzisyendir.

Haberin Devamı

Mustafa Kemal’in askerliği mi daha güçlü, siyasi yanı mı?

* Yönetmen olarak değil, eski bir asker olarak soruyorum size, Mustafa Kemal’i askeri bir deha olarak görüyor musunuz Çanakkale Savaşları’nda?
- İsmet İnönü’ye sormuşlar “Mustafa Kemal’in askerliği mi daha güçlüydü, siyasetçi kimliği mi?” diye. “Siyaseti daha kuvvetlidir” yanıtını vermiş. Şimdi bunlar o kadar büyük sorular ki, ben neticede bir kulum... Ama şurası bir hakikat; Mustafa Kemal’in Çanakkale’deki gayretlerini, bakın başarılarını demiyorum gayretlerini bilip de hayran olmamak ayıp sınıfına girer. Kaldı ki biz Anafaralar tarafınız bilmeyiz, sorsalar bir sayfayı zor yazarız. Kader deyin kısmet deyin nasip deyin hakikaten her kula denk düşmez. O gün orada olması gerekiyormuş, olmuş. Ama deniz zaferinde yok, sonrasında yok... Mesela geri çekilmeleriyle ilgili bir sinema filmi yapsak muhteşem bir sinema filmi olur...

* Bizde başarılar hep aşağı çekilir ya, sizin yaptığınız da bu olmasın? Ortada dünyanın kabul ettiği bir başarı varken neden Mustafa Kemal’i daha yüceltmiyoruz? Başka ülkenin elinde olsa bu savaştan ‘hero’ yaratır, yapmadığı 100 şeyi de ekler. Sonuçta tarihin olduğu kadar sinemanın da kahramanlara ihtiyacı var.
- Kim yapacak onu? Onun senaryosunu kim yazacak? Ben “Kara Tren”i yapmış insanım. Siz bugün buraya 100 milyon lira koyup “Kara Tren gibi bir türkü istiyorum” deyin, kim yapacak... İyi senaryo yazmak parayla halledilebilecek bir şey değil...

* Mesala İngilizler’e karşı bağımsızlık mücadelesi veren William Wallace’ı İskoç milli kahramanı olarak nasıl biliyoruz? “Cesur Yürek” filminde Mel Gibson’un oyunuyla. Belki filmde anlatılanların yüzde 90’ını yapmadı ama “Cesur Yürek” dendiğinde bir kahraman geliyor akla. Mustafa Kemal’i biz neden büyütmüyoruz?
- Bakın bu ülkede Mustafa Kemal konusundaki en birinci sırada gelen gazeteci, Can Dündar bir film yaptı “Mustafa” diye, linç edildi. Çok entelektüel, müzikten de anlayan, tarihten de anlayan bir başka isim Zülfü Livaneli “Veda” diye film yaptı, 1 milyon kişi zor gitti. Beğenmiyoruz... Şimdi ben ne yapayım da çok geniş kitleleri memnun edeyim? Ben ağzımla kuş tutsam bu realitede bana aynı şeyleri söylerlerdi. Yok şapkası olmamış, derlerdi bu sefer de. Benim adım olmadan belki başarırım böyle Atatürk’ün olduğu bir filmi çekmeyi. Üzerimde bu yükü, bu gerilimi hissetmeden adımı koymadan çekersem...

Haberin Devamı

Atatürk’süz Çanakkale filmi olur mu, olmaz mı

Samimiyet sınavı

* Filmi çekerken Mustafa Kemal olmadığı için bu eleştirilerin geleceğini tahmin ediyordunuz herhalde?..
- Böyle bir ülkede yaşıyorsanız nasıl tahmin etmezsiniz?

* 100. yılında Çanakkale Savaşları’nı Mustafa Kemal’siz anmak gibi bir siyasi eğilim var. Sizin filminiz bu eğilimin üzerine oturduğu için haklı olarak tepki görüyor...
- Sizin samimiyet sınavı yapmadığınızı bildiğim için size bir kitap vereyim. (Kendi yazdığı “Çanakkale Bilsen Aşık Olursun” kitabını veriyor.) Bu kitap, bizim filmimizden önce çıktı. İçinde de Mustafa Kemal var. Yani vizyona çıkıp bana eleştiriler geldikten sonra yayınlanmış bir kitap değil.

* Belki bu eleştirilerin geleceğini bildiğiniz için kitabı önce çıkardınız...
- O zaman filmimi de öyle yapardım. Çok zor bir şey değildi oraya bir Atatürk koymak. Peki mesele acaba Atatürk mü? Bana bu kadar eleştiri yapılmasında?

Haberin Devamı

İki kamu bankası aynı anda nasıl sponsor olur

* Çanakkale’deki filmin gösterimine Başbakan Davutoğlu eşiyle geldi...
- Okudum bu konudaki yazınızı, keşke dediğiniz gibi siyasiler böyle rahat ve eğlenceli olsalar hep...

* Sizin siyasi ilişkileriniz, iktidara yakınlığınız olmasa filminizle ilgili aynı imkanları bulabilir miydiniz?
- 20 milyon lirayı geçkin bir mailiyeti var filmimim. Çok utanarak söylüyorum ama mecburum artık bu kadar çıplak ortaya çıkmaya. 4.5 milyon lirası kişisel param ve bunun 4.5 milyon lirası da kredi borcu. Bu dünyada bir tane evim var, “120”yi yaparken ipotek ettirip kredi almıştım. Kader bu filmde de aynısını başıma getirdi. Kim desteklemiş beni?..

* Örtülü ödenekten para aldığınız iddiaları var...
- Ne kadar almışım?

* 10 milyon lira deniyor...

- Peki ben bunu nasıl ispat edebilirim? Niye 20 milyon lira değil de 10 milyon lira? 10’u veren 20’yi de verir.

* Onu ispat edemezsiniz ama belki iki kamu bankasının; Ziraat ve Halk Bankası’nın aynı anda filme sponsor olmasını izah edebilirsiniz...
- Ziraat Bankası “Kelebeğin Rüyası”na da sponsor oldu.

* Ama iki banka aynı anda sponsor olmadı. Akbank’ın girdiği yere Garanti girer mi...

- Peki kaç lira almışımdır Halk Bankası’ndan?.. (Namus sözü alarak yazılmamak kaydıyla söylüyor rakamı.)

* Keşke hiç almasaydınız bunu, sizin yerinizde olsam sırf bu tartışmalara yol açmamak için almazdım bu parayı.
- Yahu filmim bitmiyor, ne yapayım?

* İki kamu bankasını aynı anda almayın.
- Değişecek miydi bir şey? Bu tartışmalar olmayacak mıydı?

* Bir de THY sponsorluğu var?..
- Onlar uçak bileti veriyorlar yurtdışı galaları için.

* Onu bulamayanlar da var...
- Şerefimle temin ederim; bütün bu insanların bir numaralı hayranlığı “Kara Tren” türküsüdür. “Bu kadar memleket evladıysan bunu da yaparsın” dediler.

Yazarın Tüm Yazıları