Tehlikeli üçlü: Sıcak hava, Yaşlılık, Kalbiniz

Haberin Devamı

HIZLI şehirleşme ve yetersiz yeşil alanlar, ısının kırsal bölgelere göre daha yüksek hissedilmesine neden oluyor. Sıcak hava, özellikle yaşlıları kalp, damar veya solunum yolları hastalıkları olarak olumsuz etkilemektedir. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cahide Soydaş, sıcak havada vücut ısısının normal sınırlarda tutulması ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Vücudun normal ısısı 37 derece olup, ısı arttığında bedenimiz bu duruma uyum sağlamak için terlemeyle düşürmeye çalışır. Kalp, sıcaklığın arttığı ortamda deri bölgesine gönderdiği kan dolaşımını artırmak için 2-4 kat daha fazla çalışmak zorunda kalır. Sıcak ve nemli havada dışarıda uzun süre kalan, egzersiz yapan, çalışmak zorunda olanlar, yaşlılar, fazla şişmanlar, kalp hastası, diyabetik veya solunum yolları ile ilgili hastalığı olup da sürekli ilaç kullananlar risk altındadır. Bu durumlarda, vücut ısısını düşürmekte yetersizlik olur ve tükenme belirtileri ortaya çıkar. Bunlar da aşırı terleme, solukluk, kas krampları, kuru dil ve susuzluk, yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı kusma ve bayılmadır. Kalp krizinin sık olarak kışın ortaya çıktığı bilinmekle beraber, atmosfer basınıcının, ısının ve nemin yükseldiği yazın da özellikle yaşlı ve kadınlarda sık olarak görülmektedir. Kan akımını deride artırmak için kalp çok çalışmak zorunda kalır, kriz veya kalp yetmezliği riski artar.”
Prof. Dr. Soydaş’ın yapılmamasını tavsiye ettikleri ise;

1.
Derecesi yüksek alkollü içeceklerden kaçınılmalı.
2. Susamayı beklemeden düzenli sıvı almalı.
3. Sıcakta aşırı fiziksel aktivite yapmamalı (spor sabah erken veya akşam serinliğinde tercih edilmeli).
4. Güneşin en güçlü olduğu saatlerde (10:00-15:00) dışarıda olmaktan kaçınılmalı.
5. Vücut ısısını düşürmek için sık duş almalı.

Haberin Devamı


Kireçlenmeye karşı ‘implant’ tedavisi
HER yaştan insanın karşısına çıkabilen diz ve kalça rahatsızlıklarının tedavisi artık zahmetli olmuyor ve uzun süreçlere yayılmıyor. Dizine veya kalçasına implant uygulanan bir hasta ertesi gün normal hayatına devam ediyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Vasfi Karatosun, uzmanlığı olan ‘artroplasti’nin kullanılamaz hale gelmiş veya hasar görmüş eklemlerinin tedavisiyle ilgilenen bir dal olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Osteoartrit halk arasındaki deyimiyle “kireçlenme” eklemlerin aşırı kullanımı sonucu kemiklerinin topuz başı ve çanağındaki kıkırdak yüzeyinin soyulmasıyla meydana geliyor ve hastalarda ağrıya, eklemlerin eğrilmesine, hareket edememeye ve son olarak ayakta duramamaya neden oluyor.
Prof. Dr. Karatosun, artroplasti operasyonlarına başka bir çözüm olarak kemik naklini işaret ediyor, “Kemik naklini Avrupa’daki kemik bankalarından getirterek gerçekleştiriyoruz. Ancak, Türkiye’de yaygın değil ve çoğu insan kemik bağışına dini nedenlerden dolayı sıcak bakmıyor” diye bilgi veriyor.

Kaşkaloğlu’nun torun mutluluğu
Kaşkaloğlu Göz Hastanesi sahibi Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu ve Dr. Selma Kaşkaloğlu torun mutluluğu yaşadı. Kızları Nazlı Kaşkaloğlu Saatli ve Hasan Saatli çiftinin, bir kız çocukları oldu. Sağlıklı bir şekilde gerçekleşen doğum sonrası dünyaya ‘merhaba’ diyen toruna ‘Selin’ ismi verildi.

Yazarın Tüm Yazıları