Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Sevgi dolu bir dünyada barış içinde yaşayabilsek…  

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

Terör, son bir yıldır hayatımızı alt üst eden en büyük sorunumuz. Bu süre zarfında ayda ortalama iki patlama gerçekleşmiş bulunuyor. Canlı bomba saldırılarını hatırlayacak olursak:

 

  • 20 Temmuz 2015 Suruç
  • 10 Ekim 2015 Ankara
  • 12 Ocak 2016 Sultanahmet
  • 17 Şubat 2016 Ankara
  • 13 Mart 2016 Ankara
  • 19 Mart 2016 Taksim
  • 27 Nisan 2016 Bursa
  • 1 Mayıs 2016 Gaziantep
  • 7 Haziran 2016 Vezneciler
  • 28 Haziran 2016 Atatürk Havalimanı

 

Bu katliamlar 300’e yakın kişinin ölümüne, 1000’den fazla kişinin de yaralanmasına neden oldu. Bu saldırıların çoğunun IŞİD tarafından gerçekleştirildiği biliniyor. IŞİD, açık adı ile Irak ve Şam İslam Devleti, Vikipedi’de; “ağırlıklı olarak Irak ve Suriye’de etkinlik gösteren, bu bölgede hilafet devleti kurmak amacıyla güvenlik güçlerine ve sivillere karşı eylemler yapan yasadışı silahlı örgüt ve hiçbir ülke tarafından tanınmayan Selefi cihatçı devlet” olarak tanımlanıyor. Yani bu örgüt saldırılarını, sözde din adına, gerçekleştiriyor. Ve benim aklım nedense bir türlü bunu anlamaya yetmiyor.

 

Haberin Devamı

Allah’a sonsuz inancı olan bir fani olarak, O’nun her ne nedenle olursa olsun yarattıklarının canını alma yetkisini kimseye vermediğini düşünüyorum. İnsan demeye dilimin varmadığı birinin kendisi ile birlikte onlarca kişiyi daha ölüme sürüklemesi benim inandığım Allah’ın isteği olamaz. Bence kafa karıştıran bu durum dinimizin doğru yorumlanmamasından kaynaklanıyor. Kur’an’ın indirildiği günlerin ve coğrafyanın etkisinden arındırılıp günümüz şartlarında yorumlanması bu sorunu çözebilir diye düşünüyorum.

 

Bana kalırsa, her şeyin başı sevgi. Sevmeyi biliyorsak eğer, değil insanların canına kastetmek, herhangi bir canlıya küçücük bir zarar verilmesine bile karşı dururuz. Sevmek, Tanrı’nın bize bahşettiği duyguların en yücesi. Sevgi, her kapıyı açan bir anahtar. Bu yüzden önce sevmeyi öğretmeliyiz çocuklarımıza. Önce Allah’ı, sonra da etrafındaki tüm canlıları… Öylesine derinden sevmeyi öğrenmeli ki çocuklarımız, kimse korkmayı aklına bile getirmesin.

 

 Bugün benim güzeller güzeli kedim Chianti’nin doğum günü. Geçtiğimiz Perşembe günü kaybettim onu. Yaşasaydı eğer, 16 yaşını bitirecekti bugün. Aslında bir arkadaşımın oğlunun kedisiydi. Önce, iki aylıkken, birkaç günlüğüne misafir oldu bana. O birkaç gün içinde, yastığımda kulağımı emerek uyudu. Misafirliği bittiğinde çok zor ayrıldık birbirimizden. İşin garip tarafı, kedilerden hiç hoşlanmayan eşim de çok sevdi onu. Bir iki ay sonra ikinci kez misafirliğe geldi bize ve bir daha evine dönmedi. Bizim kızımız olmayı seçti... Eşim Chianti ile birlikte bütün kedileri, hatta bütün hayvanları sever oldu. On bir yıl boyunca eşime, on altı yıl boyunca da bana öylesine güzel ve saf bir sevgi yaşattı ki bu güzelim kedi, bunun için her an şükrediyorum Tanrı’ya.

 

Haberin Devamı

Sevgi dolu bir dünyada barış içinde yaşayabilsek…

 

O’nu dokunmaya bile kıyamayacak kadar çok sevdim. Ancak hayatın gerçekleri değişmiyor. Her canlı gibi O da yaşlandı. Ve geçtiğimiz Perşembe günü kollarımda can verdi. Yüreğimin ne kadar yandığını ancak evcil bir hayvanla yaşayanlar anlayabilir. Aslında herkes anlayabilse, eminim ki dünyanın görünüşü başka türlü olurdu.

 

Ben bir kedi için bu kadar üzülüp gözyaşı dökerken, birilerinin nasıl olup da insanları tarayıp öldürebildiğine, içinde sakladığı bombayı patlatıp kendisiyle birlikte onlarca kişiyi daha ölüme gönderebildiğine, yüzlerce kişinin yaralanmasına yol açabildiğine bir türlü inanamıyorum. Kim bilir beyinleri nasıl yıkanıyor ki bu gençlerin, canlı bomba olmayı ve onlarca kişinin canına kast etmeyi kabul edebiliyorlar. Bu gençlerin sağlıklı düşünebildiklerini ve irade sahibi olduklarını hiç sanmıyorum. Her kimler yönlendiriyorsa onları, asıl suç onlarda diyorum. İşte bu yüzden çocuklarımıza korkmayı değil, sevmeyi öğretmeli; kimsenin kendilerini yönetmesine izin vermemelerini, akıllarını ve yüreklerini kullanarak kendi kendilerinin yöneticileri olmalarını salık vermeliyiz.

 

Haberin Devamı

Atatürk Havalimanı’ndaki canlı bomba saldırısında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyor, yaralananlara ise geçmiş olsun diyorum. Ve sevgi dolu bir dünyada barış içinde yaşayacağımız günlerin çok uzakta olmadığını düşünmek istiyorum.

 

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Yazarın Tüm Yazıları