Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Kötü şeyler iyi insanların başına geldiği zaman…

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

Cumartesi sabahı Gamze’nin önerisi ile gerçekleşen bir Buluşma’nın basın toplantısına katıldım. Gamze kim mi? Almanya’da yaşayan ondört yaşında bir kız çocuğu… Sekiz milyon kişide bir rastlanan ender bir rahatsızlığı var. Tıp dilinde “progeria”, halk dilinde ise “erken yaşlanma” adı veriliyor bu rahatsızlığa.

Progeria, diğer adı Hutchinson-Gilford olan bir genetik hastalik. İlk 46 kromozomla birlikte ortaya çıkan bu hastalık telomer zincirin kısalığından kaynaklanıyor. Çocuk yaşta ortaya çıkıyor ve vücuttaki yaşlanmayi yedi kat hızlandırıyor. Diğer bir deyişle henüz 10 yaşındaki bir çocuk 70 yaşındaki bir insan görünümüne sahip oluyor.

Progeria hastası çocukların ve ailelerinin oluşturduğu, merkezi Hollanda’da bulunan “Progeria Family Circle” adlı kuruluş her yıl farklı bir ülkede “Uluslararası Progeria Çocuklar Buluşması” düzenliyor. Bu buluşmalarla Progeria hastası çocuklar ve aileleri arasında sosyal dayanışma sağlanması ve toplumda az bilinen bu hastalık ile ilgili farkındalık yaratılması amaçlanıyor. Gamze, 4 Şubat 2014 tarihindeki Berlin ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bu yılın buluşmasının Türkiye’de yapılmasını arzu ettiğini söylüyor. Ve “2014 Uluslararası Progeria Çocuklar Buluşması” 22-28 Eylül 2014 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşiyor…

Haberin Devamı

Bu hastalığın adını ilk kez 1997 yılında duydum ben. O yıl oldukça önemli bir kanser ameliyatı geçirdim. Hayatımda ilk kez “neden yine ben?” diye sorduğumu hatırlıyorum. Eşimin ablası bir kitap hediye etti bana ameliyatımın ardından; “WHEN BED THINGS HAPPEN TO GOOD PEOPLE” (Kötü şeyler iyi insanların başına geldiği zaman). Kitap, ikinci çocuğunun doğduğu gün üç yaşındaki oğlunun Progeria hastası olduğunu öğrenen bir haham (Harold S.Kushner) tarafından yazılmış. O da, tıpkı benim gibi, “neden ben?” diye soruyor. 14 yaşını kutladıktan iki gün sonra kaybettiği oğlunun ardından ise niçin “neden ben?” diye sorulmaması gerektiğini anlatan kitabını yazıyor.

Haberin Devamı

Oğlunun en fazla ondört yıl yaşayacağını bilen bir babanın neler hissedeceğini, sahip olduğu yılları nasıl geçirmiş olabileceğini bir düşünün. Hiç kolay olmasa gerek… Yazar, kitabına; “Oğlumu ve onun yaşamının bana öğrettiklerini düşünüyorum da, ne kadar çok şey kaybettiğimi ve ne kadar çok şey kazandığımı fark ediyorum. Geçmiş daha az acı veriyor ve yarınlardan korkmuyorum.” sözleri ile son veriyor.

Saygın bir din adamının yazdığı bu kitap zor günlerle daha kolay başa çıkmamızı ve hayata daha olumlu bakmamızı sağlıyor. Trajedilerle sarsılan inancımızı yeniden güçlendirmemizi ve Tanrı’nın endişeli bir kalbin ihtiyacı olan her şeyi sunabileceğini anlamamızı sağlıyor. Kısacası, kitabın arka kapağında da yazılı olduğu gibi, hayatın yaralamış olduğu tüm insanlara hitap eden bir eser bu.

Haberin Devamı

Kimbilir, belki de bu kitaptı beni koşa koşa götüren “2014 Uluslararası Progeria Çocuklar Buluşması” na ve Gamze ile tanışmaya…

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Yazarın Tüm Yazıları