Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

“Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler.”

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

Sovyetler Birliği ve Afganistan arasındaki savaş dünyaya 13 yaşındaki bir Afgan kızının gözlerinden yansımıştı.

“Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler.”

Şarbat Gula, Sovyetler Birliği ve Afganistan arasındaki savaş sırasında öksüz kalmıştı. 1984 yılında Pakistan'da bulunduğu mülteci kampında Steve McCurry tarafından fotoğrafı çekildiği sırada, Gula kamptaki okulda öğrenciydi. Fotoğrafı çekildiğinde yaklaşık on üç yaşındaydı.
Bu fotoğraf, National Geographic 1985 Haziran sayısında "Afghan Girl" (Afgan Kızı) başlığıyla yayımlandı. Şarbat Gula keskin bakışları ve yeşil gözleriyle, seksenli yıllardaki Afgan savaşının ve mültecilerin tüm dünyaya yayılan simgesi oldu. Fotoğraf ayrıca yayın dünyasında en fazla bilinen fotoğraf unvanına da sahip oldu.

Haberin Devamı

“Artık havalar iyice soğudu. Kuş sesleri duyulmaz oldu. Şimdi yalnızca, anasını ya da babasını, kardeşini yitiren çocukların ağlamaları duyulabiliyor.
Bizler, bir ülkesi ve umudu olmayan çocuklarız.-Dunja, 14”

Bu sözler Eski Yugoslavya’da savaşı yaşamış, son on - onbeş yılda savaş yüzünden yaşamını, sağlığını, anne-babasını ve umudunu yitirmiş milyonlarca çocuktan birine ait. Çocuklar savaşın ve şiddetin en masum kurbanlarından. Onlar her dönemde savaştan en çok etkilenenler.

Aşağıdaki fotoğraftaki Suriyeli kız çocuğu fotoğrafçının elindeki kameranın silah olduğunu sanıyor. Ve ellerini kaldırıp teslim oluyor…

“Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler.”

Fotoğraf 4 yaşında Suriyeli kız çocuğuna ait. 2014'te Türkiye sınırları yakınındaki Suriye Atmeh mülteci kampında Osman Sağırlı tarafından çekilmiş. “Teleobjektif kullanıyordum ki çocuk bunu silah zannetti” diyor Osman Sağırlı. “Çekilen acıları çocuklar aracılığı ile görmek çok daha anlamlı. Duygularını saflıkla yansıtanlar çocuklar çünkü” diye de ilave ediyor.

Aşağıdaki güzel kız Şehit Polis Ahmet Çamur'un kızı.

Haberin Devamı

“Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler.”

Babasını, onun en sevdiği renk olan pembe kıyafetleri giyerek uğurlamaya gelmiş. Öyle gururlu, öyle akıllı bir kız ki; Ali Ağaoğlu'nun “hangi oyuncağı istersin” sorusuna “babamı geri getirir mi” diye cevap vererek herkesi şok etmiş. Bu çocuğun yüzüne bakın ve acısını görün. Belki bu, bu acımasız çatışmayı sonlandırmamız için bir neden olabilir…

Diyarbakır’ın ‘savaş’a teslim olmuş Silvan ilçesinden bir kare sunan aşağıdaki fotoğraf herhangi bir açıklama gerektirmeyecek kadar açık bir mesaj içeriyor. Bence bu mesaja kulak vermeliyiz.

“Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler.”

Ölen çocuklar, babasız kalan çocuklar… Buna son vermek için gereken tek şey barış. Çok mu zor? Bir anne olarak içim kan ağlıyor. Toprağa verdiğimiz her şehidin annesi benim sanki. İçim öylesine çok acıyor.

Haberin Devamı

Nazım Hikmet tarafından yazılmış, Hiroşima'da Atom bombasıyla yedi yaşındayken öldürülen bir kız çocuğunun on yıl sonraki barışa çağırısını anlatan “Kız Çocuğu” adlı şiirle sonlandıralım yazımızı. Savaş karşıtı bir mesaj olarak büyük başarı kazanmış olan bu şiir belki bu kez de işe yarar.

“KIZ ÇOCUĞU
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.

Haberin Devamı

Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.”

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…



Yazarın Tüm Yazıları