Ya asrın hatasını yapar ya yüzyılın buluşunu

Haberin Devamı

Ya asrın hatasını yapar ya yüzyılın buluşunu

Kendisine ‘röportajcı’ süsü veren ev kadını!

Murat Menteş çok sevdiğim bir edebiyatçı.
“Hepimiz aslında ‘yeni’nin peşindeyiz, özellikle yazı çiziyle haşır neşir olanlar. Yeni ve farklı şeyler söylemenin, üretmenin derdindeyiz. Deliler gibi debeleniyoruz. Her an değişen ‘zaman’ı yakalamaya çalışıyoruz. İşte bu adam yeni! Çoğumuza yaptığımız şeylerin ‘demode’ olduğunu gözümüze sokacak kadar yeni. Murat Menteş beni büyüledi. Romanlarıyla da, anlattıklarıyla da...”
Böyle yazmıştım onunla ilk röportajımda.
Murat Menteş o zamanlar Yeni Şafak’da köşe de yazıyordu, sonra yazılarına ara verildi.
Bu da, tam onunla yaptığımız röportajın üzerine denk geldi.
Enver Aysever’le de benzer bir şey oldu.
Cumartesi ve dün röportajı yayınlandı, haftada 1’e indirilen “Aykırı Sorular” öğrendik ki tamamen kaldırılmış.
Umarım bana yaptığı açıklamalarla ilgisi yoktur.
Murat’la sonra bir daha röportaj yaptım, Enver’le de yapmak isterim.
İkisi de son derece dürüst, net ve ilkeli davrandılar.
Bugün Murat Menteş’in hakkımda yazdığı bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum.
Yine o şahane üslubuyla, benim için “kendine röportajcı süsü veren ev kadını” demiş.
Bayıldım!!!
Evet, evde ev kadını ve anneyim, sokaklarda ise dişli bir röportajcı olmaya çalışıyorum.
“Damat” için bir kitap hazırlanıyor. Tamer Yılmaz pek çok kadının smokinler içinde fotoğrafını çekti, biri de bendim. Bu fotoğraflarda yer alan kadınlar için de bazı erkekler yazılar yazdılar, Murat Menteş’ten de benim için yazması rica etmişler.
23 Ekim’de Koruncuk Vakfı yararına yapılacak bir sergi ve kitap ile hayata geçiyor.
Kitap ve fotoğraf satışından elde edilecek tüm gelir Koruncuk Vakfı’na aktarılacak.
Sizi Murat Menteş’in hakkımda yazdığı yazıyla baş başa bırakıyorum...
Bakalım Menteş’in tespitlerine katılacak mısınız?

Haberin Devamı

Kadını tanıdığını söyleyen erkek, çok şey kaçırıyordur.
[GROUCHOMARX]

Haberin Devamı


Ne haz, ne ün, ne de güç. Özgürlük, yalnızca özgürlük.
[FERNANDO PESSOA]


Ben, sinema filmlerinde oynayan bir ev kadınıyım.
[SOPHIA LOREN]


Ayşe Arman, bir röportaj ninjası.
Yıllardır zirvede.
En ilginç, en çok ses getiren röportajlarda onun imzası var.
Biliminsanlarıyla, mahkumlarla, ağır hastalarla, protestocularla... konuşuyor.
Her defasında anlatmaya, dinlemeye değer hikayeler çıkarıyor.
İnsanı anlayalım, birbirimizi, kendimizi anlayalım istiyor besbelli.


KADINLAR, BİZDEN BAĞIMSIZ, ÖZGÜR KADINLAR


Ayşe Arman’ın kalıcı bir gündemi var: Kadınlar.
Başarılı kadınlar, mazlum kadınlar, şakrak, üzgün, frapan, dindar, isyankar... her türden kadına söz veriyor. Yazılarında onlardan bahsediyor.
Eskiden bu “kadın dayanışması”na pek akıl erdiremezdim.
Şimdi anlıyorum.
Kadınların konumu, bir uygarlığın tüm bileşenlerini etkiliyor.
İnsanlığın kültürel evrimi, ancak 20. yüzyılda kadın haklarını gündeme almaya elverdi.
Çalışma hakkı, seçme hakkı, seçilme hakkı, sosyal haklar, eşit işe eşit ücret hakkı... tüm bunlar ve daha nice hak için müthiş mücadeleler verdi kadınlar.
Hâlâ sorun çözülmüş, hayat normale dönmüş değil.
Maalesef.
Bunun antropolojik köklerini bulmaya girişirsek, çok derinlere doğru kazmak gerekir.

Haberin Devamı


ÜNLÜ ‘EV KADINI’


Ben, Ayşe Arman’ı tanıdım.
Bazı röportajlarda verdiği abartılı pozlar, yazılarındaki uçuk ifadeler sizi yanıltmasın.
O, hakikaten sadece röportajlar yapan bir ev kadını.


MEVLANA ŞİFRESİ


Mevlana’nın kadına bakışı yaygınlık kazansaydı, Ayşe Arman’ın bunca efor sarf etmesine gerek kalmazdı.
Mevlana’ya göre, tüm insanlar ilahi ruhtan bir nebze nasip almışlardır, fakat bazı mukaddes özellikler yalnızca kadınlara vergidir. Bu nedenle, kadınlara hürmette asla kusur etmemek lazımdır.
Siyaset sahnesinde, trafikte, işyerinde, evde... kadına saygı göstermek, öncelik tanımak, nazik davranmak... Bunları enine boyuna düşünmeliyiz arkadaşlar.


ARMAN & ARMANDO

Haberin Devamı


Ayşe Arman, Armando Maradona’ya benziyor.


*


Maradona, 1986 Dünya Kupası’nda 5 gol atmıştı.
Arjantin’in İngiltere’ye karşı oynadığı maçta, topu iki kere ağlara yolladı.
Bunlardan biri, şu meşhur “Tanrı’nın Eli” golüydü ki, elle atılmış ve futbol tarihine “görkemli bir fiyasko” olarak geçmiştir.
Sadece 4 dakika sonra, tam 6 oyuncuyu geçerek attığı ikinci gol ise FIFA tarafından “Yüzyılın Golü” seçildi.
Arjantin’e Maradona’nın kazandırdığı maç; İngiltere’nin 1982’de Falkland Adaları’nı işgal etmesine verilmiş bir cevaptı.


OYUNUN KURALI, KADERİN CİLVESİ


Arman, Armando gibi...
Futbol bir oyunsa, yani hayat bir oyunsa, elle de gol atılır.
Değilse, işgalciler futbol topuyla püskürtülür!


*

Haberin Devamı


Arman, Armando gibi...
Asrın hatasını yapacak kadar tedbirsiz, yüzyılın olayına imza atacak denli çalışkan.



Yazarın Tüm Yazıları