Meclis’te 97 kadın iyi ama demokrasi için yetmez!

Haberin Devamı

BİR seçimi daha atlattık ve bu seçimde önemli bir değişim yaşandı: Tek parti iktidarı sona erdi, yani artık sadece AKP’nin borazanı ötmeyecek.
Meclis’teki kadın oranı da bir miktar yükseldi.
Yüzde 4 kadar.
Şu an yüzde 18.
Ama tabii ki bu oran, eşit temsil ve demokrasi açısından yetersiz, en az yüzde 50 olmalı.
Seçimin hemen ertesinde sizi Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA.DER) Başkanı Gönül Karahanoğlu’ya baş başa bırakıyorum...



Meclis’te 97 kadın iyi ama demokrasi için yetmez


Bir seçim daha bitti... Siz KA.DER olarak bu seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Meclis’te üç parti vardı, dört oldu. Bunu olumlu karşılıyoruz. Çokseslilik, çok renklilik iyi bir şey. Ama seçim sonuçlarının iyiliği-kötülüğü göreceli. Kadın çerçevesinden bakarsak, yüzde 18 kadın temsili tabii ki beklentimizin çok altında...
Sizin beklentiniz nedir?
-Yıllardır ısrarla söylediğimiz şey: Yüzde 50 eşit temsil. En azından yüzde 33, kritik eşiği aşmaktı hedefimiz. Bu defa da olmadı...
Çok mu ümitsizsiniz? Bu yeni durum kadınlar
lehine hiçbir değişim
yaratamaz mı?
-Tabii ki hayır, değişebilir, her şey değişebilir. 98 kadın milletvekiliyle de çok şey yapılabilir! Kadın bakış açısıyla siyaset yapmak, mevcut sorunlarımızın çözümüne katkı sağlayacaktır. Ama burada vurgulanması gereken, sorunlara “kadın bakış açısı”yla bakabilmek...

Haberin Devamı


AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR DEĞİL DOĞRUSU KADIN BAKANLIĞI OLMALI

Yeni kurulacak hükümette, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı”nın adına hangi sözcük bir an önce eklenmeli?
-Eklenmeli diye bir şey söz konusu değil, aksine hepsi çıkarılmalı. Sadece kadın bakanlığı olmalı, doğrusu bu. Kadının ismi de cismi de nedense erkekleri rahatsız ediyor. Biz “Kadın yok, aile var” yaklaşımını reddediyoruz. O dönemdeki başbakan Erdoğan, Aile Bakanlığı’nı, “Biz muhafazakâr demokrat bir partiyiz. Bizim için aile önemli” sözleriyle açıklamıştı. Biz kadınlar yasalarda, Anayasa’da ve uluslararası sözleşmelerde, “yurttaş”lar olarak tanımlanıyoruz ve bizim haklarımız var. Bizler, bir ailenin üyesi olsak da olmasak da, öncelikle birer bireyiz. Eşit siyasal temsil ve katılımdan istihdama dek toplumsal yaşamın her alanında eşitsizlik, ayrımcılık ve şiddete maruz bırakıldığımız gibi, içine hapsedilmek istendiğimiz ailede de aynı eşitsizlik ve şiddetle yapayalnız bırakılıyoruz!
Aile değilsen seni yok sayıyorlar yani?...
-Aynen öyle! Kadını aile dışında yok sayan, kadını ve kadının insan haklarını, ailenin bekasına kurban eden bu yaklaşımı reddediyoruz!
Anayasa Mahkemesi’nin bu son aldığı karar (imam nikâhı) nasıl kaldırılacak? Mümkün görüyor musunuz?
-Yeni kurulacak hükümet, yeni bir yasa ile bu kararı değiştirebilir. Ve yeni yasada öncelikle resmi nikâhın istenmesi şart koşularak, dini nikâhın kayıt altına alınması sağlanabilir. Ama yetmez! Bu yasa, birden çok dini nikâh yapılmasını da yasaklamalıdır. Nikâhın kimin kıyacağını belirleyip, buna uymayanlarla ilgili cezai yaptırımları da artırmalıdır.
Bu yeni hükümetin ‘Özgecan Yasası’nı devreye sokma ihtimalini görüyor musunuz?
-Bu en önemli beklentilerimiz arasında yer alıyor!

Haberin Devamı

Kadınlar, kadın karşıtı politikalara tavrını koydu

Peki bu seçim sonuçlarını yaratanlar kadınlar ve gençler mi? Gezi aileleri olabilir mi mesela?
-Bence seçim sonuçlarında tüm Türkiye’nin katkısı var. Ama yüzde 86 katılımla gerçekleşen bir seçimde, tabii ki Gezi sürecinin ve Gezi ailelerinin de katkısı kuşkusuz vardır. Ben bu sonuçların, esas olarak kadınların tepkisini yansıttığı düşünüyorum. Kadınlar, kadın karşıtı politikalara tavrını koydu. Bu da seçim sonuçlarını belirledi...
Yine de anlaşılan siz, sonuçlarından yeteri kadar memnun değilsiniz. Neden? Tek tek sayın bize...
-Öncelikle yine kadınların iradesi yok sayıldı. Meclis, ülkenin yarısını “eksik” temsil edilecek şekilde oluştu. Tamam, kadın temsilinde bir artış söz konusu ama yeterli değil. Bu artış, kadınların sevinebileceği, ülkemiz açısından gurur duyulacak, bizi “kadın temsili ve gelişmişlik” açısından uluslararası alanda üst sıralara çıkaracak bir oran değil. Artık şu cümleleri ezberledik ama bu seçim için de geçerli: “Siyasetçiler, eşitlik ilkesine karşı çıktı. Gerçek demokrasi hiçe sayıldı...”
Takdirle karşıladığınız hiçbir şey yok mu?
-Var tabii ki, olmaz mı? HDP’nin adaylaşma sürecindeki uygulaması ve seçim sonuçlarını takdirle karşılıyoruz! HDP’deki eşit temsil ve barajı aşmaları sonrası Meclis’teki kadın oranına faydaları bizi son derece mutlu ediyor. Bunu olumsuz değerlendirmek mümkün değil! Umarım diğer siyasi partilere de örnek olur bu...
Sizin talebiniz nedir? Sizin için kadınlar açısından iyi sonuç ne olmalıydı?
-Bizim yıllardır talebimiz aynı aslında. Farklı diller ve yollar deneyerek söylediğimiz hep aynı. Yüzde 50 eşit temsil. Bunun için bıyık da taktık, post it de koyduk, eğitimler de verdik. Ama sonuçta geldiğimiz nokta bu: Yüzde 18 kadın temsili!
Sizin bu anlayışınıza göre, yeni kurulacak hükümette bakanların ve bakan yardımcılarının yarısı kadın mı olmalı?
-Evet öyle olmalı. Hiç değilse parlamentoda sağlayamadığımız eşit temsili, bakanlar kurulunda sağlayalım...
Peki erkek egemen düşünmeyen erkekler olamaz mı mesela?... Hiç rastlamadınız mı öyle erkeklere bugüne kadar?
-Valla, çok az rastladık. Onlar da erkek egemen düşünmemeye çalışırken sonunda çarkın içinde kayboldular!

Haberin Devamı


KADIN AMA HANGİ KADIN?

Meclis’in yarısının kadın olması yeterli mi? Önümüzdeki dönemde o girenlerin hangi kadınlar olduğu tartışılmayacak mı?
-Bu bizim kendi içimizde de tartıştığımız bir soru. Kadın ama hangi kadın? Kadın bakış açısına sahip, toplumsal cinsiyet kavramlarını içselleştirmiş kadınları istiyoruz!

Yazarın Tüm Yazıları